Tutmayın beni evleniyorum!

Bu hafta aksesuvar bakmak için Mahmutpaşa ve Tahtakale'ye gitme kararı aldım. İşin aslı bütçe belirlemeden farklı bir yöntem uygulamak istedim. Bütün gün yağan yağmur, sırt çantam ve ben yola koyulunca dindi. Anlaşılan havayı engel olarak görmeyen bir tek ben değilmişim, Eminönü tıklım tıklım. Mısır Çarşısı'nın yanındaki yoldan daldım ve Tahtakale'ye doğru yürümeye başladım.
TAKI 5 LİRA TANSİYON 2 LİRA
Dar ve yokuş sokaklarda yürürken bütün dükkanlara göz atmak gerçekten zor. Üstelik kimi dükkanlardan müşteriler taşmış sokağı kapatmış. Burada her şey ucuz, özellikle de aksesuvarlar. Yollardaki stantlara baktığınızda "Bunu nasıl 5 liraya satıyor?" diye şaşıracağınız taşlı, tasarım ya da doğal taşlı takılar var. Karşılaştığım en pahalı takıysa 30 liraydı. Açıkçası bazı adı sanı bilinen mağazalardaki 20 liralık takıları, burada 1 ya da 5 liraya bulabilirsiniz. Ben küpeleri çok sevdiğim için bisiklet şekilli küpeleri hiç pazarlık yapmaya gerek duymadan 3 liraya aldım. Takılara dalmışken arkamdan beyaz önlüklü bir adam geçti. Ona kulak verdiğimde "Tansiyon, şeker, kolesterol!" diye bağırdığını duydum. Mahmutpaşa'ya kadar takip edince seyyar hemşire ya da eski tabirle tansiyoncu olduğunu anladım. Tek tek hanları gezip esnafın ve müşterilerin 2-3 liraya sağlık durumlarını kontrol ediyor, üzerine bir de çay içiyordu. Ben adamla ilgilenirken bir esnaf yanıma gelip "Çeyiz yaparız, size gelinlik verelim" diyor. Gülmeye başladım. İki adım yürüdüm bu sefer başka bir arkadaş kapıdaki mankene sarılmış "Bu gelinlik tam sizlik" diye bana sesleniyor. Hemen üst kattan biri de "Nişanlığınıza da yüzde 40 indirim yaparım" diye atlıyor lafa. Gelinlik fiyatları 550 liradan başlıyor 7 bin liraya kadar çıkıyor. Birisi beni yolun sonuna kadar "Mor saçlarınıza uygun mor gelinliğimiz de var abla, metalciler de bizden alıyor" diye takip ediyor. Bu açıklamadan sonra koca bulmadan gelinlik almayı düşünmedim değil! Biraz başım döndü. Bir yere oturdum. Beni turist sandıkları için kimisi türkü söyledi kimisi de çay ikram etti. Biraz soluklandıktan sonra üzerinde Popartçı yazan tabelayı gördüm. Mustafa Paşa Han'a attım kendimi. İsmiyle uzaktan yakından alakası olmasa da burada ahşap zemin üzerine yapılmış tablolar ve bastırılmış fotoğraflar var. Üstelik çok uygun fiyata istediğiniz ahşap eşyanızı sanat eserine çevirebiliyorsunuz. Siz fotoğrafı seçiyorsunuz onlar da kaplıyor. Fiyatlar 75-150 lira arasında değişiyor.
HEDİYE ALACAKLAR ŞARK HAN'A
Tam eve dönme kararı almışken karşımdaki han ilgimi çekti, Tarihi Şark Han. Burada herkes gibi ben de kendimi kaybettim. Hediyelik eşya cenneti olan bu handa, doğal taşların imitasyonu ve orijinalleri çok ucuza satılıyor. Sadece biblolar yok burada, çanta, mutfak eşyaları, mumlar, yastık, çocuk oyuncakları, sehpalar ve dekorasyonla ilgili aklınıza gelebilecek neredeyse her şey var. Benden söylemesi çok ünlü iki markanın sattığı eski radyolar burada 200 lira değil 30 lira. Doğum günü yaklaşan arkadaşınız varsa adresi benden, karar vermesi sizden. Hanın karşısında bir de Akasya adında çay ocağı var. Dinlenmek ve oralet içmek için birebir. Hem serin hem de yoldan geçenleri seyretmelik. En demlisinden çay da 1 lira. Eve dönerken hesapladım sadece 30 lira harcamışım. Ekonomik ve sürprizlerle dolu alışveriş yapmak istiyorsanız hiç düşünmeden buralara gelin!