Huzur da var neşe de

Milletçe sanki sabrımız sınanıyor, acıları tarif etmek için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Geçtiğimiz hafta zaman durdu, gözümüz, kulağımız, ruhumuz Soma'ya kilitlendi. Yas ilan edildi, müzik kesildi, sosyal medya fotoğrafları siyaha büründü. Ama her zamanki gibi ateş en çok da düştüğü yeri yaktı... Eğlenmek, eğlenebilmek... Şu sıralar çok da içimizden gelmiyor. Çalgı, çengi, eğlence değil huzuru arıyoruz. Zaten sosyal medyada son bir haftadır hep 'huzur' başlığı altında fotoğraflar paylaşılıyor. O halde gelin yanı başımızda bir huzur noktasına gidelim. Yemyeşil vadilerde yürüyüşe çıkıp havuzda serinleyelim. Akşamüstü mangal yakıp Türk sanat musikisi eşliğinde geçmişe dönelim, her bir ağızdan söyleyelim...
BİR TATLI HUZUR
Polonezköy demek çayır çimen, yeşillik demek... Vadi demek, oksijen demek... Hafta sonları Polonezköy sokakları epey kalabalık olabiliyor. Mangal yakanlar, pikniğe gelenler, kendin pişir kendin ye muhabbeti için Cumhuriyet Köyü'ne gidenler... Sakinlik arıyorsanız onlarca dönüm arazi içindeki otellerden birine kendinizi atın derim. Legend Park Hotel daha birkaç hafta kapılarını açan 20 dönümlük arazi içine yayılmış bir butik otel. İster yürüyüşe çıkın, ister hamamda kese yaptırın, ister spa'da rahatlayın...Ya da uzanın bir hamağa sadece orada olmanın keyfini çıkarın... Ama Karadeniz kahvaltısının, zeytinyağlı sarmasının, ızgara kuzu pirzolasının ve favasının tadına mutlaka bakın. sonrasında yediklerinizi havuzda eritme şansınız da var. Bu arada cumartesi akşamları otelde fasıl geceleri de düzenleniyor. Havuz başında zaman zaman geçmişe dalıyor, kimi zaman da "Gül döktüm yollarına" deyip efkar dağıtıyorsunuz.

AT YA DA PONY
Polonezköy'e gelip ata binmemek olmaz. İstikamet Dila Country Club... Burada çocuklar için ponyler de var. Bu arada Dila'nın restoranı ve yemekleri de çok başarılı. Sabah erken giderseniz kahvaltı edebilirsiniz. Ama benim tavsiyem kahvaltıyı Legend Park ya da Leonardo'da edip buraya ata binmeye gelmeniz. Belki öğlen yemeğinde atıştırabilirsiniz. Biraz da müzik zamanı... Santa Roze ufacık, ahşap bir bina içinde hizmet veren bir mekan. Cumartesi akşamları canlı fasıl oluyor. Eğitim görevlisi üç hoca udunu, kanunu, tefini alıyor ve Türk sanat musikisi söylemeye başlıyor. Çok geç saate kalmıyor. Gece 01.00 gibi sahneyi terk ediyorlar. Seyircisi genelde 40 yaş üstü. Oldukça keyifli bir ortam oluyor Santa Roze'da. Hem sanatçılar sizi severse sahneyi ve mikrofonu da uzatabiliyorlar. Eller havaya bir eğlence beklemeyin ama güzel bir cumartesi akşamında kaliteli müzik ve geçmişe yolculuk diyeyim...

Keşif noktası: Miyabi Sushi

Geçtiğimiz aylarda Akatlar'da yeni bir suşi restoranı açıldı. İsmini Japonya'daki en usta şeflerin kullanabildiği bıçak olan 'miyobi'den alıyor. Şu sıralar dilden dile dolaşıyor Miyobi... Herkes bu ufak, gösterişsiz yerden bahsediyor. Ufak olduğuna bakmayın içeri teppenyaki bile sığdırmışlar. Menüde bolca suşi ve noodle çeşitleri var. Kızarmış levrek, salatalık, somon ve yılan balıklı 'dangers roll', deniz tarağı, yengeç, karides, uçan balık yumurtası ve avokadolu 'yummy yummu roll'... Suşi seçeneklerinin hepsi çok lezzetli. Öyle ki hiç suşi sevmeyenlerin bile yediğine şahit oldum. Evlere paket servisi de var. Etiler'de gurme lezzetler sunan bir suşici Miyobi. Ama fiyatları diğerlerine oranla çok daha makul. Tel: (0212) 352 02 22