Sivrisinek değil zehir taşıyıcı

2014, Dünya Kupası yılı... Milyonlarca futbol sever, ekran başında Brezilya'da 'toplarla' çarpışanları seyrediyor. Bir de oraya kadar gidip maçları olay yerinde izleyenler var. Ama dikkat, Brezilya'ya gidenler final maçından sonra yani temmuz ayının ortalarında ülkelerine dönecek. Acaba gittikleri gibi mi yoksa derilerinde sivrisinek ısırıklarının izleriyle mi dönecekler? AB'de kurulan bir mekanizma, final maçı sonrası için tüm ülkeleri alarma geçirdi. Çünkü Brezilya'dan dönerken damarlarındaki kanın içinde 'aedes aegypti' adı verilen yerel sivrisineklerin taşıdığı ve ağır bir sıtma hastalığı yaratabilen bir virüsü de beraberlerinde getirebileceklerinden korkuluyor. Geçen yıl Yunanistan'da, Türkiye'de ve Bulgaristan'da gözlenen ve Batı Nil virüsü taşıyan sivrisineklerin saldırısı nedeniyle birçok kişi hayatını kaybetti. Ancak Brezilya sivrisineğinin bıraktığı zehir, Batı Nil zehirinden daha tehlikeli. Araştırmalara göre yeryüzünde 3 bin 500'den fazla sivrisinek cinsi var. Taş devrindeki dinozorların bile ortadan kaybolduğu dünyamızın en eski canlılarından sayılan sivrisineklerin cinsi ne olursa olsun ortak özellikleri var. Bir kere, kanımızı içen sivrisineklerin hepsi dişi, üstün manevra kabiliyetli ve sinsi birer pilot. Yani onu kolay kolay yakalayamazsınız. Elimizi kolumuzu salladığımızda bedenimizin yaydığı karbondioksit, sivrisinekler için bir hedef tespiti, yani bir yol haritası. Sivrisinek, sinsice inişe geçtiği anda derinizi önce bir jeolog gibi yoklar. Kendine uygun bir kılcal damar bulduğunda, usta bir operatör gibi, ameliyat aletlerini anımsatan altı bacağını kullanarak bulduğu damara ulaşana kadar derinizi deler ve içeriye uzattığı hortumuyla kan çekimine; yani sondaj işlemine başlar. Dişi sivrisinek, yumurtlamak için kanımızdaki bir proteine ihtiyaç duyar. Aksi halde yumurtlaması imkansız. Kan içmesinin asıl nedeni bu. En fazla 90 saniye içinde doyum noktasına geldiği anda da derinizde açtığı deliği, karın bölgesindeki özel bir sıvıyla kapatmayı da ihmal etmez. Bu özel sıvı, kaşıntının yanı sıra daha fazla kan kaybetmenizi engeller. Ne var ki bu sıvı, bazen tehlikeli virüsler de taşıyor.