Tereyağının hakkı tereyağına
Margarinle tereyağı arasındaki güç savaşını sonunda yine tereyağı kazandı. Bu savaşın arkasında ise margarinin hammaddesi olan ucuz tarım ürünlerini piyasaya süren çokuluslu bazı şirketler var
HANİ UZUN YAŞAMIN SIRRIYDI?
Ben çocukken 100 yaşını aşanlarla yapılmış uzun yaşamın sırrına ilişkin röportajlar yayımlanırdı. Çoğu Kafkasların dağ köylerinde yaşayan bu kişiler genellikle "Ben otlaklarımızdaki hayvanların doğal sütüyle, ondan yapılan tereyağı, peynir, yoğurt gibi ürünlerle beslenirim" yanıtını verirdi. Bu haberlerin de etkisiyle ömrüm boyunca süte ve ondan elde edilen ürünlere hayranlık duydum. Evimizden uzaklaştırıldığı dönemlerde hep tereyağı hasretiyle yanıp tutuştum. Peki, bir insan ömründen bile daha kısa sürede başta tereyağı olmak üzere süt ve süt ürünlerinin önce 'katil' olarak görülmesi, ancak aradan uzun bir zaman geçince, birbiri ardından yapılan araştırmalar sayesinde aklanmaya başlaması neye dayanıyordu? Hekimler ve beslenme uzmanları önce bizi korkutarak doğal ürünlerden uzaklaştırdı. Yıllarca türlü hastalıkların kaynağı olarak gösterdikten sonra, şimdi de söylediklerini geri alıp, bize yeniden margarini bırakıp tereyağını tüketmeyi öneriyorlar. Onların yasakladığı tereyağına alternatif olarak gösterilen margarin, ilk kez 1869'da Paris yakınlarındaki Kraliyet Araştırma Dairesi'nde üretildi. Avrupa'yı o sıralarda bir hayvan vebası salgını kasıp kavuruyordu. III. Napolyon, tereyağının yerini tutabilecek bir ürün geliştirenlere çok yüksek ödüller vaat etmişti. Daha önce normalden az un kullanılarak kaliteli ekmek yapma yöntemini bulduğu için üç altın madalyayla ödüllendirilen gıda kimyageri Hippolyte Mege- Mouries, kralın kişisel ricasını kıramayarak bu iş için kolları sıvadı. Kısa sürede de başarılı oldu. Burada ayrıntılarını anlatarak iştahınızı kapatmayı istemediğim bazı yöntemlerle hazırladığı yeni ürüne Yunanca 'inci' anlamına gelen 'margaron' sözcüğünden türetilen margarin adını verdi. Ancak kendisi üretim yapamayacağını anladığında, patentini 1871'de Hollandalılara devretti.
MANDIRALARIN ÜRETİMİ ENGELLENİYOR
Zaman içinde margarin firmaları serpildi, güçlendi. Günümüzde tereyağını irili ufaklı mandıralar yapıp satarken, margarin çokuluslu, ülke bütçelerini aşan sermayelere sahip dev kuruluşlar tarafından üretilip pazarlanıyor. Onlar reklam ve tanıtım için harcadıkları parayla ülkelerin mandıralarında doğal üretim yapmalarına zorluk çıkarabilecek, ülkelerin bilim insanlarına kendi istedikleri sonuçları gösteren araştırmalar yaptıracak güçteler. Hatta hazırlattıkları margarinleri öven yazıları medyada yayımlatıp, ürünlerine parlamentolarda destek sağlamak üzere lobileri parlamenterlerin üzerine bile salabilirler. GDO'lu ürünlerin de devreye girmesiyle ABD ve Brezilya'da mısır, pamuk tohumu veya kanola gibi margarinin hammaddesi olan ucuz tarım ürünlerinde patlama yaşanması, doğal yağlarla kimyasal işlem sonucu elde edilen margarin arasındaki eşitsiz güç savaşını daha da kızıştırdı. Ama güneş balçıkla sıvanamıyor. Dürüst bilim insanları, sivil toplum örgütleri, satın alınamayan medya ve siyaset adamları gerçeklerin gün ışığına çıkmasını sonunda sağladı. Ama daha kat edilecek epey yolumuz var. Bunların neler olduğuna yakında değineceğim.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu