Cumartesi 23.08.2014

Tek başına yemek artık bir trend

Bir restoranda tek başınıza yemek yeme fikri ürkütücü mü geliyor? Bu fikre alışmaya başlayın. Avrupa'da tek kişilik masalara hizmet sunan mekanların sayısı artıyor

Hadi itiraf edelim, şık ya da popüler bir restoranda oturup tek başına yemek yemeyi hiç kimse sevmez. Ya da çoğunluk sevmez diyelim. Hatta kadınların bu konuda biraz daha çekimser olduğunu düşünenlerdenim. Oysa iş gereği sık sık seyahat edenler, genelde birkaç öğünü tek başına yemek durumunda kalırlar. Tek başına yiyenlerin masalarında da aynı görüntü vardır. Laptoplar, i-padler, akıllı telefonlar hatta bluetooth kulaklıklar... Çünkü masada karşımızda olmayanları internet ve telefon aracılığıyla karşımızda gibi hissetmek isteriz. Telefonda biriyle sohbet ediyor da olsak şık bir restoranda tek başına yemek çok hoş bir fikir gibi gelmiyor. Bu nedenle de örneğin ben şık restoranlar yerine daha salaş kafeleri ya da fast food zincirlerini tercih ediyorum. Oysa tek olmamız popüler mekanlardan geri kalmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Zaten Amerika'da tek başına yemek yiyenlerin sayısında artış var. Birçok restoran 'long table' yani uzun masa sayılarını artırıyor. Avrupa'daysa tek kişi için hazırlanan masaları bırakın, sırf bu konseptte açılan restoranlar bile var. Amsterdam'da Eenmaal restoranın sahibi Marina Von Goor tek kişilik masalar sayesinde oldukça iyi ciro yaptığını söylüyor. Hatta çok yakında New York, Londra ve Berlin'de de bu konseptte restoranlar açmayı hedefliyormuş. Henüz Türkiye tek kişilik masalara hazır olmayabilir. Malum 'dostlar yemekte görsün' misali hava atmayı seven bir milletiz. Görülmek için dışarda yemek yiyenlerin sayısı da az değil. Ama birçok restoran sahibi özellikle de yabancı misafirlerin rahatlıkla gelip tek başlarına yemek yediklerini söylüyor. Belki çok yakında bir restorandan içeri girdiğimizde "Misafirinizi bekleyecek misiniz?" sorusu da tarih olur.
CEO iken istifa etti Kubina'yı açtı
- Florya'daki Aqua Florya Alışveriş Merkezi, İstinye Park'a rakip olma yolunda hızla ilerliyor. Özellikle Yeşilköy ve Ataköy bölgesinde önemli bir eksiği tamamlamış. A plus müşteriye hitap eden alışveriş merkezinde Kitchenette, Big Chefs, Midpoint gibi mekanların yanı sıra 29 Group'un yarattığı Walk-in 29 isimli mekan da var. Hepsi deniz manzaralı ve hepsi çok şık. Günde ortalama 40 bin ziyaretçi alan alışveriş merkezinin en iyi tarafı girişte güvenlik kontrolünün olmaması. Alışveriş merkezi yöneticileri girişteki X-Ray ve arama işleminin terör veya bir saldırı ihtimaliyle alakalı olmadıklarını söylüyor. Müşterilerin üzerlerindeki olası çakı, silah gibi tehlikeli aletlere karşı bu aramalar yapılıyormuş. Çok yakında birçok alışveriş merkezinde bu arama uygulamasının da kalkacağını söylüyorlar. Bu arada bin kişilik amfi tiyatrosunda her hafta sonu güzel programlar oluyor. Öncesinde de Walk-in 29'da oturup gyoza ya da taconun tadına bakabilirsiniz.
- Boğaz'ın Göksu Deresi'yle birleştiği noktada keşfedilmeyi bekleyen bir mekan Kubina. Sahibi Murat Çelikkanat, CEO'luk görevinden istifa edip sevdiği işe gönül verenlerden. Kubina bir Çerkes restoranı. Ama menüsünde dünya mutfağından da örnekler var. Dekorasyonu sevimli, fiyatları makul. Sabah kahvaltıları da oldukça başarılı. Eğer Çerkes mutfağını deneyimlemek isterseniz bir tür mantı olan pishalve ısmarlayabilirsiniz. Mısır unlu bulgur pilavı olan basta da oldukça lezzetli bir yemek. Ama burada benim favorim rakıda levrek oldu. Tatlı olarak da dondurmayla servis edilen profiterol.
- Karaköy hareketlenmeye devam ediyor. Son olarak açılan mekan kahve sevenleri sevindirecek cinsten. Adı Coffee Sapiens. Burada sadece espresso bazlı içecekler değil 'üçüncü nesil' olarak adlandırılan özel demleme çeşitler de bulunuyor. Mekan sabah 09.00'da açılıyor ve saat 23.00'e kadar açık. Kulaktan kulağa yayılmış ve kısa sürede popüler olmuş bile. Yemek sonrası buradan kahve almak yeni trend...
Gümrükte bekleme derdi ortadan kalkıyor
Geçtiğimiz hafta yazdım. New York'ta 10 saatlik uçuşun ardından üç saati aşkın gümrük kuyruğu bekleniyor diye... Ama duydum ki TAV Passport kartı sahipleri çok yakında hızlı geçiş imkanından yaralanabileceklermiş. Çünkü TAV, New York'taki LaGuardia'da bir terminalle anlaşmak üzereymiş. Uzun süredir devam eden görüşmeler neredeyse neticeye bağlanmış. Eğer bu anlaşma gerçekleşirse TAV Passport kartı sahipleri için New York'a gitmek çok daha cazip hale gelecek gibi gözüküyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.