Kadıköylü Süreyya İstanbul sokaklarında

Kadıköylü Süreyya, gezgin ruhlu bir kukla. Dali hayranı, konser tutkunu, kitap sevdalısı ve tabii Kadıköy ruhuna âşık. Onun Kadıköy'de başlayıp İstanbul sokaklarında devam eden macera dolu serüvenlerini Ülker Güner (33), Instagram'da kadikoylusureyya hesabından paylaşıyor. Kadıköy'ün Süreyya Operası'ndan Kadıköy Çarşısı'na, kafelerinden kuaför ve dişçisine herkesi ziyaret ediyor, başından geçenleri takipçilerine aktarıyor. Kısa zamanda Kadıköy sokaklarında popülerlik kazanan mor renkli sevimli kuklanın namıdiğer Kadıköylü Süreyya'nın başlangıç noktasında ise büyük bir acı var. Ülker Güner, iki yıl önce bir iş kadınıyken sırf hayallerini süsleyen romanını bitirmek için işten ayrılıyor. Onun için yazmak çocukluğundan beri bir tutku: "Yazmadan duramıyordum. Hayatımı tamamen yazarlığa adamak istedim." Ailesi özellikle de annesi kızının hayallerinin peşinden gitmesine destek olmuş. Güner, işten ayrıldıktan sonra geceli gündüzlü romanını yazmaya koyulduğu bir anda acı bir haberle sarsılmış. Önce annesi, bir ay sonra da babasının kanser olduğunu öğrenmiş: "Annem ve babam üst üste ameliyat oldu. Annem kemoterapi görmeye başladı, durumu kötüleşti. İki yıl boyunca ne uyuyabildim, ne okuyabildim, ne de yazabildim. İçimdeki acıyı ifade edemedim. Cerrahpaşa'dan Kadıköy'e adımımı attığımdaysa sanki bütün dertlerden kurtuluyormuş gibi hissediyordum. En azından biraz olsun içimdeki acıyı atabilmek için çocukluğumdan beri tutkunu olduğum semtle ilgili bir şeyler yapmak istedim" diyor. Mor kuklanın serüveni de böyle başlıyor zaten: "Kadıköylü Süreyya bir nevi kurtarıcım oldu. Annemin ölümü ardından da yaşadığım o acı ve üzüntüyü onun ağzından yazıp paylaşabildim ancak." Güner, kuklanın adını Yedi Kandilli Süreyya takım yıldızından yola çıkarak koymuş: "Takım yıldızının diğer adı da Ülker takım yıldızı. Süreyya ismimin eş anlamlısı olduğu için seçtim. Şair Cemal Süreya'yı seviyor olmam ve Kadıköy ile özdeşleşen Süreyya Operası da etkili oldu. Beni, edebiyatı ve Kadıköy'ü bir araya getirebilecek bir isimdi" diyor. Zaten ilk çekimini de Süreyya Operası'nda yapmış. Ülker Güner görünmek, bilinmek istemiyor. Bunun için de sosyal medyada fotoğrafını paylaşmıyor. İsteği Kadıköylü Süreyya'nın ön planda olması. Güner'in bilgisayarı yok. Kalem kâğıt da kullanmıyor. Kadıköylü Süreyya'nın ağzından İstanbul'u anlatmanın da özgün olduğunu söylüyor: "Özgün olduğu için insanların da hoşuna gidiyor. İlk gördüklerinde şaşırıyorlar ama ne yapmak istediğimi anlatınca onlar da katılıyor."
KAFKA'NIN EVİNE GİDECEK
"Kadıköylü Süreyya'yı gelecekte nerede göreceğiz?" diye sorunca Ülker Güner: "Kadıköylü Süreyya hep sokaklarda olacak, hep gezecek ve hep yazacak! Gelecekte dünyayı da dolaşacak. Örneğin iki hafta sonra Prag planı var. Kendisi Kafka'yı çok sever ama böcekten korktuğu için bir türlü okuyamadığı Dönüşüm'ü yeni okumaya başladı. Prag'a gittiğimizde Kafka'nın müze evini de ziyaret edecek" diyor. Kadıköylü Süreyya'nın kartviziti de var. İnsanlar onu sosyal medyada rahatlıkla takip edebilsinler diye meraklılara kartvizitini veriyor. Bizden söylemesi, İstanbul sokaklarında Kadıköylü Süreyya her an karşınıza çıkabilir.