Cumartesi 01.11.2014

Şeker değiliz yağmurda erimeyiz

Yağmurlu havada melankoliye bağlamayın, kendinizi sokaklara atın... Taksim'de kafelerden birinde oturup insan trafiğini izleyebilir, ıslanmış toprak kokusunda yürüyüşe çıkabilir, vapurda Boğaz'ın keyfini çıkarabilirsiniz...

Yağmur sezonu açıldı. Hemen melankoliye bağlamanın lüzumu yok. Tamam, trafik kilit oluyor ama itiraf etmek gerekirse İstanbul'a yağmur çok yakışıyor. Gardınızı alın yeter. Hem illa "Islanmak istemiyorum" diyenlerdenseniz şömine başı muhabbetleri, sıcak çikolata keyfi gibi alternatifleri tercih edebilirsiniz. Şeker değiliz, yağmurda erimeyiz. O halde yağmurluğunuzu, şemsiyenizi çantanıza koyun ve ıslak İstanbul'un tadını çıkarmaya başlayın. Yağmurlu bir günü İstanbul'un simgesi, merkezi ve kalbi Taksim Meydanı'nda geçirmeye ne dersiniz? İstiklal Caddesi üzerindeki kafelerden birinde oturup gelip geçen insan trafiğini izlemenin keyfi paha biçilmez. Üstelik tanıdık birilerine rastlama şansınız da oldukça fazla. Şemsiyenizle siz de kalabalığın arasına girebilir, kestane tezgahlarında ellerinizi ısıtabilir ve kitabevlerinde saatler geçirebilirsiniz. Sanat galerileri, sayısız butikleri, kafe ve barları da cabası... Sadece İstiklal'de yürürken şemsiye terörüne dikkat edin yeter.
Kirlenmek güzeldir

Islanmış toprak kokusunu içinize çekmeye ne dersiniz? İstikamet Belgrad Ormanı... Çamurdan, kirlenmekten korkmayanların adresi bu tür havalarda Belgrad Ormanı oluyor. Biraz çamurdan zarar gelmez. Hem böyle havalarda parkur çok daha yorucu, yakılan kalori de aynı oranda fazla oluyor. Spor tutkunları için yağmurlu hava Belgrad Ormanı'nda koşu günüdür. "Şimdi kim koşar?" demeyin ve güne yağmur altında koşarak zinde başlayın.
Patlamış mısır kokusunu kim sevmez?
Sinema ve tiyatroya gitmek için en güzel bahanedir yağmurlu hava. Çağan Irmak'ın yeni filmi Unutursam Fısılda da hazır vizyona girmişken bu fırsatı kaçırmayın. Ama yanınıza mendil almayı da unutmayın. Zira filmin sonunda gözyaşlarına hakim olamayanların sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla. Hem savaş filmi, hem de bir yakışıklı izlemek içinse Brad Pitt'in başrolünü oynadığı Fury'i seyredebilirsiniz. Filmde adrenalin tavan. Patlamış mısır ve kahve eşliğinde sinemada değmeyin keyfinize... Tercihiniz sinema değil de tiyatrodan yanaysa bu akşam Kumbaracı 50'de Yokuşta Saçma Bir Gece Hikayesi sahnelenecek. Konusu da epey ilginç... Farklı karakterlerdeki iki çocukluk arkadaşı... Başlarındaki dertle gecenin bir yarısı bir mekana gelirler. Kısa sürede çözmeleri gereken sorun beklenmedik bir karşılaşmayla içinden çıkılmaz bir duruma dönüşür. Gerçeklik ve saçmalık üzerine kısa bir kara komedi anlayacağınız.
Çarşının kapalısı makbuldür
Kapalı havada Kapalıçarşı'yı talan etmeye ne dersiniz? Yağmur seslerini duyuyorsunuz ama ıslanmıyorsunuz. Cumartesi günleri Kapalıçarşı açık oluyor. Üstelik yağmur yüzünden gelenlerin sayısı da azalıyor. Bedestenleri keşfedebilir, kozmetik dükkanlarını talan edip organik yağlardan medet umabilir ya da dericilerle pazarlık münakaşasına girebilirsiniz. Kahve fincanı takımları, bastonlar, tesbih satan dükkanlar ve kuyumcular... Kapalıçarşı'da dolu dolu bir gün geçirmek için çok fazla bahane var. Bu arada Eminönü'nde Galata Köprüsü'nün yanından her gün Boğaz turu yapan tekneler kalkıyor. Bu tekneler yalıların önünden geçerek iki saatlik bir tur yapıyor. Teknede yemek yok ama çay içip Boğaz havası almak istiyorsanız bundan daha iyisi olamaz.
Müze zamanı
Yağmurlu havada Karaköy sahilinde olmak hiç fena fikir değil. Tura, İstanbul Modern Müzesi'ni gezerek başlayabilirsiniz. Hem son yılların yeni trendi; "Dostlar sergide görsün" misali müze, sergi, bienal gezmek. Ne kadar sanatsal aktivite yaparsanız o kadar havalı görünürsünüz. Hem müzenin kuruluşunun 10. yılı kapsamında hazırlanan Çok Sesli sergisini henüz görmediyseniz son şansınız olabilir. Haziranda başlayan sergi bu ay sonu bitiyor. Görsel sanatların ses ve müzik ile geçmişten günümüze kurduğu yakın bağı araştıran Çok Sesli sergisi, sanatçıların kişisel ve toplumsal süreçlerde müziğe duydukları özel ilgiyi yansıtıyor. Yoksa siz hâlâ 2004 yılında müzayedede 5 milyon TL'ye satılan Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi'ni görmediniz mi? O zaman istikamet Pera Müzesi... Gitmişken Osman Hamdi'nin diğer eserlerini de görebilir, Polonya Sanatında Oryantalizm sergisini de gezebilirsiniz. Çıkışta da kafeteryada havanın hatırına bir sıcak çikolata içersiniz... Sabancı Müzesi'ndeki Joan Miro sergisi de şubat ayına kadar uzatıldı. Birçok sanat eleştirmenine göre İstanbul'a bugüne kadar gelen en muhteşem sergi. Gerçekten de sanatçının birçok başyapıtı burada sergileniyor. Müzenin girişindeki müzedechanga sergiye özel bir de menü hazırladı. Neler mi var? Tavuk suyuna zencefilli havuç çorbası, Bergama tulumu üzerinde zeytin, baharat salatası gibi lezzetler... Kestane ve portakallı krem karameli muhteşem, benden söylemesi...
Denizin ortasında olmaya ne dersiniz?
"Şehrin en güzel manzarası nerede?" diye sorarsanız Boğaz'ın ortası derim ben. Yağmurda sıkı giyindiyseniz güvertede, "Yok sıcak isterim" derseniz de içeride cam kenarında... Tavşankanı bir bardak çay ve simit keyfiyle ister Adalar rotasını kullanın, ister Anadolu Kavağı'na geçin. Martılara simit atmayı ve bol bol fotoğraf çekmeyi de unutmayın.
Masajsız olmaz
Masajı kim sevmez? Ama yazın sıcakta güzel havanın keyfini çıkarmak varken spa'ya kapanmak çok da cazip gelmiyor. Peki ya yağmurlu havalarda? Saunaya girmek, buhar banyosunda terlemek, hamamda kese yaptırmak... Ve sonrasında masaj odasında dinlenmek... İnsan spa'da bir bütün gün geçirebilir. Hem fırsat siteleri sürekli masaj kuponları veriyor. Kısacası masaj yaptırmak pahalı bir aktivite olmaktan da çıktı. O halde biraz sağlık diyelim ve kendimizi jakuziye atalım. Arada zencefil çayı içer biraz da detoks yapmış oluruz hem.
Battaniye ve kahve
Yağmurlu ve karlı havalarda birçok kişinin hayalinde battaniyeye sarılmak ve bir fincan kahve ya da sıcak çikolata eşliğinde cama vuran yağmur damlalarını izlemek vardır. Hele yanınızda bir de sevdiğiniz varsa, değmeyin keyfinize. Bu keyfe kitabı da ekleyebilir ve huzurlu, dört dörtlük bir zaman geçirebilirsiniz.
Haydi rastgele
Yağmurlu havalarda oltanızı alıp balık tutmaya gitmek en az balık yemek kadar keyifli bir aktivite. Gök gürültüsü ve şimşek olmasın yeter. Galata Köprüsü ve Kuruçeşme-Arnavutköy hattı balık tutmak için harika noktalar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.