Şöhretin esir ettiği altın kafesteki popçu
Taylor Swift'in yeni albümü 1989 çıktığı ilk hafta yüzbinler sattı. Popüler müzisyenin yedi Grammy ödülü, milyonlarca dolarlık serveti, evleri, hatta jeti var ama özgürlüğü yok! Koruma ordusuyla geziyor, temizlikçilerden şüpheleniyor, casusluk paranoyasıyla yaşıyor.
PARKTA YÜRÜMESİ BİLE SORUN
Sadece özel hayatı ve hayranlarının kimi zaman bunaltan sevgi gösterileri değil, yeni şarkılarının albümün çıkış tarihinden önce internete sızmasını engellemek için alınan önlemler de belli ki Swift'i paranoyak hale getirmiş. Hemen bir örnek verelim: Project Sparrow adı verilen bir operasyonla, her kapıda, her merdiven başında korumaların beklediği, pencerelerin siyah örtüyle kapatıldığı gizli bir ortamda video klip çekmek zorunda kaldı Swift. Takdir edersiniz ki bu durum sadece onu değil, herkesi paranoyaya sürükleyebilirdi. Swift de zaman zaman çılgın fikirlere kapıldığını, en büyük korkusunun casuslar ve gizli kayıt aletleri olduğunu itiraf ediyor: "Gizli dinleme cihazlarından bahsetmek dahi istemiyorum. Temizlik görevlilerinden bile şüphelendiğim oluyor. Ya da hoparlörler... Sesi dışarı verdikleri gibi içeri almayacakları ne malum. Kulağa çılgınca geldiğinin farkındayım. Bunları düşünmekten vazgeçmeliyim." Bu paranoyadan Rolling Stone muhabiri de elbette payını alıyor. Yeni şarkıları Swift'in üzerinde kedi çıkartmaları bulunan iPhone'undan, gizli dinlemelere önlem olarak kulaklıkla dinliyor. Şarkılar telefondaki bir dosyada yüklü. Üstelik kırılması mümkün olmayan bir kod altında. Aslında yaşananları, albümde imzası bulunan isimlerden Jack Antonoff'un şu sözleri özetliyor: "Taylor'ın şarkılarının hard disk'imde yüklü olması bana kendimi Rus gizli belgelerine sahipmişim gibi hissettirdi. Ürkütücüydü." Bir yanda milyonlarca hayranın sevgisiyle kuşatılmış bir pop yıldızı, diğer yanda korumalarıyla Central Park'ta yürüyüş yapabilmek için gecenin dördünü bekleyen bir genç kız. Taylor Swift'in terazi dengesinde hangi tarafın ağır basacağını zaman gösterecek.
UÇAN HOLLANDALILAR GELİYOR
Dünyanın en popüler DJ'lerinin müzikseverler tarafından oylanmasıyla oluşan DJMAG Top 100 DJs listesinde ilk beşte yer alan Armin van Buuren ve Martin Garrix, İstanbul'a geliyor. Hollandalı iki isim, 14 Kasım'da Life Park'ta olacak. Trance müziğin gelmiş geçmiş en iyi DJ'lerinden biri kabul edilen Armin van Buuren, kariyeri boyunca sayısız festivalde ve etkinlikte çaldı. Martin Garrix ise henüz 18 yaşında olmasına rağmen Animals gibi hitlere ve milyonlarca hayrana sahip çok yetenekli bir DJ. Aynı gece Sunnery James&Ryan Marciano ile Qubicon da setlerinin başına geçecek. One Colony'nin organizasyonuyla gerçekleşecek festival için dev bir çadır kuruluyor. Kapıların saat 16.00'da açılacağı etkinliğin biletleri Biletix'te. Peki DJ performanslarının şova dönüşeceği geceye nasıl hazırlanmalı? Isınma turları için DJ Funky C'nin önerileri şöyle:
1-Martin Garrix - Virus
Bonk
This
Heart is King
Savior
5-Bassjackers- 4-Hardwell - 3-Sander Van Doorn - 2-Lazy Rich -
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu