Popçulardan 90'lar dayanışması
Hazal, Ege, Onur Mete, Jale, Harun Kolçak... Onlar 90'larda hayatımızda önemli yer eden müzisyenlerdi. Sonra hepsi köşesine çekildi. Fakat şimdi yeniden boy gösteriyorlar. Hem de birlikte
- Ortalarda yokmuş gibi görünüyorsunuz. Müziği bıraktınız mı?
- Hazal: Avrupa'daki Türklere, Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen, birçok sanatçının burun kıvırdığı festivallerde konserler veriyorum. Ama 'popüler' değilim. Sahnede takdir edilmek önemli, yolda insanların beni tanıyıp tanımaması derdim değil.
- Ege: Şu an aktif müzik yapıyorum ama bir yandan da bir zeytinyağı markam var. Hobilerimi mesleğe çevirmeyi becerdim. Müzik de bir aşk. Konser programlarım yılbaşına kadar belli. Yarasaları göremezsiniz ama onlar da vardır. İlla ışığın altında olmak gerekmiyor. (Gülüyor.)
- Pop müziğin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hazal: Eğitimli, yetenekli, bu işi gönülden yapmaya hevesli insanlar bel altı senaryoların içinde yer almıyorlar. Çünkü kendilerine yakıştırmıyorlar. Bu donanıma sahip olmayan insanların yapacaklarının haddi hesabı yok. Siz o toplara giremeyince bir sıfır yeniksiniz. Orman kanunları geçerli, herkes "Ben, ben, ben" diyor. Her şeye yansıyor insanlardaki hırs. Eskiden arkadaşlık dostluk vardı, aynı işi yapıyorduk ama birbirimizi destekliyorduk. Şimdi tek dert para. Bu şartlar altında 90'lardaki gibi şarkıların üretilmesini beklemek hayal. Onlar o zamandı, güzeldi, bitti! 90'lara özlem var ama o zamanın sanatçılarına ambargo da var. Popun prensesi, kralı denen insanlar benden büyük yaşta. Niye beni gömmeye çalışıyorsunuz?
- 90'ların şarkıcısı olarak anılmaktan rahatsız oluyor musunuz?
- Ege: Hayır. 90'lar çok güzel ve özel bir dönemdi. Türkiye'de müzik adına yeni başlangıçların olduğu, bu dönemin müziğine temel olmuş bir dönem. Türkiye'de ilk defa dışarıdan şarkılar alıp Türkçe söz yazmak yerine, Türkçe şarkıların dışarıda söylendiği bir dönem. Türk pop müziğinin altın çağı. Plakçılar Çarşısı'ndaki hevesli çocuklara şans kapısı açıldı. Ki ben de o kuşaktanım. 225 milyon albüm satılıyordu yılda. O dönem bulunduğumuz coğrafya içinde, Türkiye'de müzik yükselen yıldızdı. Tıpkı şimdilerde dizilerin yükselen yıldız olması gibi.
- Sonra ne oldu?
- Ege: İnternet keşfedildi. Kaçak indirmeler başladı. İnsanlar radyodan dinlemek yerine kendi playlist'lerini hazırladı. Yabancı müzik yapımcıları müziği kategorize etmedi ve yatırımlarını müziğe yapmadı. Dertleri müzik değildi! Halkın ilgisi o dönem hangisine ise, medya onu kullanıyor. Çok umutsuz değilim.
- Onur Mete: 2003'ten itibaren bir yozlaşma oldu pop müzikte. 80'lerde, 90'larda şarkılar çok gerçekti. Müzisyenlerin günlerce emek vererek yaptıkları şeylerdi. Şimdi bir şarkının aranjesi bir gecede makineyle bitiriliyor. O dejenerasyonu dinleyici yemedi. Bizim zamanımızdaki samimi, sıcak, kalbe değen şarkılar son 10 yıldır yapılmıyor. Bu nedenle halkın gözünde müzik değerini kaybetti. Bir şarkının hayatımızda oynadığı başrol yok. Yeni gençlerin yaptığı üretimlere prodüktörler çok açık değil. Bizi dinlemeye gelenler hâlâ 90'lardaki parçaları istiyor. Böyle olmak zorunda değil.
- Ege: Gidin bir mekanda gitar çalan çocuğu dinleyin, çaldığı en yeni şarkı on-on beş yıllık. Yeni şarkı halka geçmediği için, adam da onu çalmıyor. 90'lar kendi kent ozanlarını yetiştirmişti.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler