Kalori mi sayalım yağı mı azaltalım?

Zayıflama hikayelerine baktığımda çoğu kişinin hayatının kilo verirken karardığını gözlemliyorum. Kilo vermek için verilen mesajlar belli: Şunlar yasak, yapılamayacak karışımlardan mutlaka yenmesi gerek, yağsız salata tüketilmeli ve yumurta beyazlı omlet yemek şart... Oysa araştırmalar karmaşık yollardan zayıflama mücadelesine girenlerin psikolojilerinin ve yemek yeme davranışlarının bozulduğuna işaret ediyor.
Kalori bilgisi önemli ama yetmez
Kalori, besinlerin içerisinde bulunan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin miktarına göre ve yediğimiz yiyeceğin büyüklüğüne bağlı olarak değişen rakamsal bir değerdir. Bu rakamsal değeri biz beslenme uzmanları ezbere biliriz. Ancak zayıflama diyeti hazırlarken kalori bizim için yeterli olan bir kriter olmaz. O nedenle sadece kalori bilmek, zayıflamak için uzun vadede tek başına başarı sağlamaz. Süt, yumurta veya ekmek gibi daha basit içeriklere sahip olan besinlerin kalorilerini akıldan hesaplayabilirsiniz. Ancak pizza, kumpir, karışık meyve suları, malzemeli dondurma, hünkar beğendi, sushi, hamburger ve hazır kek gibi içlerine farklı besin maddeleri eklenmiş gıda maddelerinin kalorilerini hesaplamanız oldukça zordur. Evinizde yapılmış sebze yemeğinden aldığınız kalori ile herhangi bir restoranda yediğiniz aynı sebze yemeğinin kalorisi bile farklıdır. Çünkü siz yemeği evinizde belirli ölçülerle hazırlarsınız. Oysa restoranda eklenen fazla yağ ve lezzet artırıcı maddeler sebebiyle iki kat daha fazla kalori alırsınız. Ayrıca gün boyu yediğiniz besinlerin kalorisini hesaplamanız zordur, psikolojik olarak da yorucudur.
Aynı kalorideki besinler farklı yakılır
Yiyeceklerin kalori yakımı da birbirinden farklıdır. Örneğin üç elma ortalama 240 kaloridir ve vücutta yağ yakımı hızlıdır. Oysa bir dilim et ortalama 250 kaloridir ve yağ yakım hızı oldukça yavaştır. Bir öğünde 400 kalori aldığınızda ardından 400 kalorilik bir aktivite yapsanız dahi bunu hemen harcayamazsınız. Kalori önemlidir ancak günde toplam aldığımız kalori miktarını yiyecek kalitesine göre planlamak daha önemlidir.
Yağı azaltmak başarı getirmez
Beslenme araştırmalarına baktığımızda yemeklerde yağı azaltmanın kilo vermede temel olmasa da iyi bir yol olduğunu görebiliriz. Kilo verdirme çalışmaları; az yağlı diyet uygulayan kişilerin kolay kilo verebildiğini göstermektedir. Ancak bu, belirli bir süre işe yarar. Uzun süre düşük yağlı beslenme biçimi benimseyen kişilerde bir süre sonra kilo vermenin durduğu, bağırsak sisteminin bozulduğu ve makatta fistül oluştuğu bilinmektedir. Ayrıca bir besinin az yağ içermesi o besinin her zaman daha az kalorili olduğu anlamına gelmez. Mesela yumurtanın içerisinde yağ fazladır ve 70 kaloridir. Oysa bir su bardağı az yağlı sütün yağı yumurtanınkine göre daha azken kalorisi 110'dur. Bu nedenle yağı azaltmak da kalori hesaplamak gibi her zaman işe yarar bir beslenme planı değildir.
Akılcı ve pratik ölçü porsiyon
Zayıflarken en doğru yol, vücudun harcadığı günlük kalori miktarına göre daha az kalori almaktır. Ama bu düzenli üç ana öğünde, sağlıklı pişirme yöntemleri ile hazırlanmış farklı besinleri bir arada yiyerek yapılmalıdır. Bu güvenli beslenme sistemi her zaman hedef kiloya ulaşmayı sağlayan, vücut yağ yakım mekanizması çalıştıran ve vücudun depo yağlarının enerji olarak kullanılmasına olanak sağlayan mekanizmaları harekete geçirir. Eğer porsiyon kontrolü yaparsanız ve haftada dört kere en az 75 dakika yürürseniz ne kalori saymanıza gerek kalır ne de hangi besinin içinde ne kadar yağ olduğunu tahmin etmenize...

Günün ipucu
Vitamin deposu armut
Armut, C ve K vitaminleri ve bakırdan zengin bir meyve. Özellikle bebekler için alerjen olmayan ve bebek beslenmesinde güvenle kullanılabilecek ilk ek besinlerden. Mevsiminde günde iki-üç adet rahatlıkla yenebilir çünkü düşük kalorili bir alternatiftir. İçerdiği C vitamini ve bakır sayesinde iyi bir antioksidan kaynağıdır. Kalp, diyabet ve kanser hastalarının her gün düzenli olarak armut yemesi hastalığa bağlı birçok olumsuzlukları ortadan kaldırmaya da yardımcı olur. Yüksek lif içeriği ile bağırsakları kansere neden olan kimyasal bileşiklere karşı korur. Armudun sindirim sistemi kanserine karşı koruyucu olduğu da bilinmektedir. Armudun kalp ve damar sağlığına olan katkısı hem C vitamini içeriği hem de içerdiği antioksidan bileşiklerle ilişkilidir.