Beyazperdenin yeni ikilisi

ŞÜKRÜ ÖZYILDIZ:
Aşkta kaçıp kovalamaya karşıyım

AYÇA AYŞİN TURAN:
Sevilmeyi hiçbir şeye değişmem
Şükrü Özyıldız 26 yaşında. On parmağında on marifet bir oyuncu. Sporcu en başta. Perküsyon çalıyor. Ney dersleri alıyor. Malum yakışıklı da. Ama tüm bunlarla yetinmiyor, işini ciddiye alıyor. Rolüne titizlikle hazırlanıyor. Sevimli Tehlike'de Zarok rolünde Özyıldız. Onu 'İçi kanayan güleryüzlü prens' olarak tanımlıyor. Sohbet ettikçe Özyıldız'ın da Zarok'a benzediği fark ediliyor. Henüz dokuz yaşındayken annesini kaybediyor. Sonraki yıllarda babası iflas edip yurtdışına gidiyor. Kendisinden iki yaş küçük kız kardeşinin de sorumluluğunu alıyor Özyıldız. Bu yüzden genç yaşına rağmen olgun ve ne istediğini bilen bir adam oturuyor karşımda. O da Zarok gibi ters köşe bir prens. Ayça Ayşin Turan 22 yaşında. Karagül dizisinde oynadığı Ada rolüyle tanınan genç oyuncu ilk kez beyazperdede. Yedi yaşından beri keman çalan Turan, sanat müziği eğitimi almış, konservatuvar mezunu. Uzun yıllar basketbol oynamış. Yedi çocuklu bir ailenin en küçüğü, ailenin göz bebeği. O da kendisine hep destek olan ailesine düşkün.
- Filmin adıyla başlayalım. Hanginiz sevimli hanginiz tehlikeli?
- Ayça Ayşin Turan: İkimiz de sevimli ve tehlikeliyiz. Zeliş'le Zarok arasındaki aşk da öyle...
- Aksiyon sahneleriyle dolu bir film Sevimli Tehlike? Neler yaşadınız çekimler sırasında?
- Şükrü Özyıldız: Neler çektik neler... Bir kaburgamı çatlattım. Ayağımdan yaralandım hem de boşu boşuna. Aslında çekim bitmişti ama bir atlayış yapmak istedim. Yeterince zıplayamadım. Havada üç dört takla atıp düştüm. Meğer kamera çekmiyormuş. Kayıtta yok yani o an. Keşke olsaydı da alıp eve götürseydim. Sosyal medyada paylaşırdım, en azından millet gülerdi. Aksiyon sahneleri boldu ama ben bunu seviyorum. Hani sivrisinek ısırınca deli gibi kaşınır ama o kaşıntı senin hoşuna gider ya. Öyle bir his. Acı ve yorgunluğun tatlı bir zevki var. - A.A.T.: Ben küçükken çok hareketliydim, sonra sakinleştim. Bu set bana çok şey kattı. Aksiyon sahnelerinin üstesinden gelebileceğime inandım. Güvenlik önlemleri alındığı için içim rahattı. Sadece bir aksilik yaşadık. Çatıdan düştüm. Kafa üstü düştükten üç ay sonra denge problemi yaşamaya başladım. Ara ara tekrarlıyor. Değdi mi derseniz, sonuna kadar değdi.
- Eğlendiniz mi çekimde?
- A.A.T.: Benim de içimde bir çılgın varmış. Zeliş sakin gibi gözüken ama cesur bir kız. Oynadığınız her karakterle kendinize bir şeyler katıyorsunuz. Zeliş de bana çok şey kattı. O güçlü ve çılgın bir prenses.
- Film masalla gerçek hayatı birleştiriyor değil mi?
- A.A.T.: Masallar bu filmin sosu. Hikayede minik dokunuşlarla temas ediyoruz. Filmi renklendiriyorlar. Benim favori masalım Sindirella.
KENDİ MASALIMIZI YAZDIK
- Ş.Ö.: Sadece masal değil, çizgi filmlere de dokunuyoruz. Tangled mesela. Karmakarışık diye çevrilmişti Türkçeye. Ya da Epic (Doğal Kahramanlar). Zarok biraz Robin Hood. Zenginden alıp fakire veriyor. "Uçsam çok güzel olur" diyor, birazcık Süpermen'lik var kanında. Masal diyoruz ama biraz uçtuk aslında. Kendi masalımızı yazdık. Filmin sloganı: "Kendi hikayeni yazacak kadar cesur musun?" Bunu yaptık.
- En beğendiğiniz masal hangisi?
- Ş.Ö: Tam bir harmanım aslında. Robin Hood'un adaletini, Karmakarışık'taki eğlenceyi, Doğal Kahramanlar'daki enerji ve fütursuzluğu seviyorum. Üzerine de benim kendi yorumum, kendi sosum var.
- Siz ne kadar Zarok'sunuz?
- Ş.Ö: Benim içimde de bir Zarok var. O enerjinin olduğu bir bölge var. O bölgeden oynadım.
- Acılarıyla ortaklığınız yok mu?
- Ş.Ö: Her karakterin bir aurası, enerjisi, dengesi var. Zarok'un dengesini bulmaya çalışırken farklı şeylerden faydalandım. Onu ortaya çıkaran içimdeki asıl yolculuk oldu.
- Nasıl bir hikayesi var filmin?
- Ş.Ö.: Sevimli Tehlike Zarok'la Zeliş'in hikayesi. Zarok İstanbul'da yasadışı işler yapan bir çetenin elinde büyümüş. Bu sırada Zeliş'i beşiğinden kaçırıyor. Çete çökünce yaptığını telafi etmek istiyor. Bunun yolu Zeliş'i ailesine geri götürmek. Düzeltmeye uğraşırken aralarında aşk gelişiyor.