Oscar'ı yok ama temizlik de yapar kariyer de
Julianne Moore'un kitap yazdığı, iyi temizlik yaptığı, edebiyata olan düşkünlüğü pek bilinmez ama oynadığı her filmin aurasını değiştirdiği çok iyi bilinir. Kılıktan kılığa giren, Hollywood'un has oyuncular kuşağının son temsilcilerinden Moore 55 yaşında Oscar'a adım adım yürüyor
KALBE DOKUNAN BİR FİLM
BENİ UNUTMA / STILL ALICE ***
Bir dil profesörüsünüz. İşiniz öğretmek, hafıza ve iletişim üzerine... Ama bir gün hafızanız teklemeye başlıyor ve kelimelerin elinizden kayıp gittiğini hissediyorsunuz. İnsanlarla iletişim zorluğu yaşıyorsunuz. Sonra hayatınızı kökten değiştirecek gerçekle baş başa kalıyorsunuz. Richard Glatzer, Wash Westmoreland ikilisinin yönettiği, Lisa Genova'nın aynı adlı romanından uyarlanan Beni Unutma/Still Alice, Alzheimer'a yakalanan Alice Howland'ın (Julianne Moore) dokunaklı hikayesini, (Edebiyat eleştirmeni duayen Fethi Naci'nin yaşadıklarını hatırlatıyor) beyazperdeye taşıyor. Ama anlatılan sadece Alice'in hikayesi değil aynı zamanda bizim hikayemiz. Çünkü film her ne kadar Alice'e odaklansa da yönetmenler Glatzer ile Westmoreland ikilisi, hasta yakınlarının ama özellikle de toplumun bu hastalık karşısındaki bocalamalarını, önyargılarını da çok iyi anlatıyorlar. Böylece Unutma Beni, Alzheimer'la ilgili bir farkındalık yaratmanın ötesinde bu hastalıkla yüzleşmemiz üzerine bir film haline geliyor. Çünkü hastalığın adı ve kabaca insana neler yaptığı bilinse de filmin de altını çizdiği gibi toplumsal duyarlılığın son derece az olduğu ortada. Yönetmen ikilisi, sinematik hiçbir artistliğe girişmeden, anlattıkları öykünün gücüne ve Alice'in yaşadıklarına sırtlarını dayayarak Alzheimer ile insanların hayatının hem ruhsal hem de fiziksel olarak nasıl değiştiğini, bu değişim karşısında ortaya çıkacak durumları basit ama bir o kadar da etkili bir şekilde yansıtıyor perdeye. Filmi etkileyici kılan da bu basitlik belki de... Büyük laflar etmiyor, yaşananları büyük bir dram olarak görmüyor, yaşananları istismar etmeye çalışmıyor, sizi saf bir gerçekle baş başa bırakıyor ve empati kurmanızı sağlıyor... Böylece film gözünüze değil doğrudan kalbinize hitap ediyor. Elbet filmin bu kadar etkili olmasının bir sebebi de Julianne Moore'un abartısız ama son derece içten performansı... Filmdeki oyunculuğu ile aday olduğu En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını alması muhtemel Moore, hem filmi taşıyor hem de diğer oyuncuların daha etkili performanslar vermesine vesile oluyor. Alice'ın kızı rolünde Kristen Stewart, Hollywood'da sadece yeni bir yüz olmadığını oyuncu da olduğunu ispat ediyor adeta.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler