Elbiseme ayakkabı ve çantayla renk katıyorum

İspanyol modasını tüm dünyaya yayan Mango, ilkbahar-yaz koleksiyonunu salı günü düzenlenecek bir defileyle tanıtmaya hazırlanıyor. Organizasyonun ev sahipliğini Pınar Tezcan üstleniyor. Tezcan, bu ev sahipliği karşılığında alacağı parayı Çaba Derneği'ne bağışlayacak. Tezcan ile Swissotel'de buluştuk. Yeni koleksiyondan kıyafetlerle objektif karşısına geçti. Tezcan ile moda ve cemiyet hayatı hakkında samimi bir sohbet gerçekleştirdik:
- Sık sık cemiyet hayatı dergilerinde fotoğraflarınızı görüyoruz. Sizi hiç tanımayanlar için kısaca kendinizden bahseder misiniz?
- 1995 yılında modelliğe başladım. 1996'da Türkiye Güzeli seçildim. 17 sene yoğun bir çalışma hayatından sonra beş sene dinlenme fırsatım oldu. Kısa bir süre içinde de bir markayla işbirliği yapmaya başlayacağız ve çok heyecanlıyım.
- Mango'nun yeni sezon defilesinin ev sahibisiniz. Bu vesileyle Çaba Derneği'ne de bağışta bulunuyorsunuz…
- Bu sene Mango defilesine gelecek olan ünlü isim Elisa Sednaoui… Sednoui, sosyal sorumluluk projelerine destek veren evli, iki çocuk sahibi bir model. Mango ikimizin tarzını yakın bulmuş ve bu senenin organizasyonuna benim ev sahipliği yapmamı istediler. Ben de Çaba Derneği'ne yardımcı olmama vesile olacağı için bu teklifi sevinerek kabul ettim.
- Sizi sık sık davetlerde görüyoruz. Bir davet için nasıl hazırlanıyorsunuz, çok zamanınızı alıyor mu hazırlanmak?
- Aslında çok zor olmuyor çünkü sade bir tarzım var. Elbiselerim genelde düz çizgilere sahip. Ayakkabılarım ya da çantalarımla elbiselerime renk katıyorum. Bu yüzden davetlere hazırlanmam da çok kısa sürüyor.
- Cemiyet hayatı içinde dost sahibi olmaya çalışırken zorlandınız mı?
- Genel olarak zorlanmadığımı söyleyebilirim. Arkadaşlarımın büyük çoğunluğu zaten uzun senelerdir hayatımda. Tabii sonradan edindiğim çok güzel arkadaşlıklar da var.
- Çoğu kişi sizi sadece 'sosyetik bir isim' olarak görüyor… Bu duruma isyan ettiğiniz, kızdığınız hiç olmuyor mu?
- Ben öyle olduğumu düşünmüyorum. Modellikten geldiğim için evliliğim öncesinde de zaten tanınan bir insandım. Şu anda da daha çok destek verdiğim sosyal sorumluluk projeleriyle ve işlerimle anılıyorum.
- Davetlerde fotoğrafçılara poz veriyorsunuz… Bu size sıkıcı ya da bunaltıcı geliyor mu?
- Modellikten geldiğim için poz vermek benim için artık doğal bir şey. Eğer bir davete katılıyorsam bu ilgiden sıkılmak ya da fotoğraf çektirmemek doğru değil bence. Güzel davetlere katılıyorum ve bundan keyif alıyorum.
- En popüler tasarımcılardan giyiniyorsunuz, en popüler aksesuvarları alıyorsunuz… Bu da moda dünyası içinde resmen bir önde olma savaşı… Nasıl galip geliyorsunuz bu savaşta? Bir stil ya da alışveriş danışmanınız var mı?
- Aslında modayı pek takip etmiyorum. Belli bir tarzım var. Her sezon tarzıma uygun kıyafetlerin versiyonlarını alıyorum. Aksesuvar çok seviyorum ama olabildiğince sade çizgilere sahip aksesuvarları tercih ediyorum. Genel olarak jean, spor ayakkabı ve t-shirtler giyen biriyim. Davetlerde de genelde siyah ya da beyaz elbise giyerim.
- Dolabınıza her sezon muhakkak eklediğiniz parça ne oluyor?
- Her sezon mutlaka spor ayakkabı, yırtık jean ve degişik tshirt'ler alıyorum. Gömlek giymeyi de çok sevdiğim için her sezon muhakkak gömlek alıyorum.