Yeni çağın stil savaşları

Stilinizi nasıl tanımlarsınız? Feminen ya da maskülen; gösterişli ya da sade. Ya da yeni çağ moda deyişiyle 'zamansız' mı? Televizyonun stil yarıştıran programlarına bakılırsa bir çift ince topuklu, ucu kapalı stiletto'yu ayağınıza geçirdiğinizde sizden stil sahibi yok. Peki gerçek bir stile sahip olmak o kadar kolay mı? Stil ikonu sıfatını gururla taşımak için bugünün koşullarında, konunun uzmanlarına gardırobunuzu emanet etmeniz yeterli belki. Alışveriş yapma, vitrin gezip kıyafet giyip çıkarma keyfinizin stil danışmanları tarafından elinizden alınmasına razıysanız, sorun yok. Size ne yakışacağını, hayattaki tarzınızı neyin belirlediğini sizden daha iyi bildiğine inanan yeni nesil alışveriş uzmanları, bunun için varlar ne de olsa. Bu yüzden, bugün sosyal medyada fenomen haline gelen stil ikonları ve sadece şöhret olduğu için şöhret olan isimler arasında kim gerçekten stil sahibi kavramak güç.
KLASİK GÜZELDİR
Oysa biraz geçmişe baktığımızda ipek eşarplarının rüzgarında zarafetin sembolü olarak bize gülümseyen Grace Kelly, kadınsı şıklığın modada öncüsü güzeller güzeli Marilyn Monroe ya da göz alıcı mücevherleriyle her an bir kraliçeyi andıran Elizabeth Taylor, stil sahibi olmanın moda sözlüğündeki gerçek karşılığı olarak beliriyorlar. Audrey Hepburn saç modeli ve küçük siyah elbisesiyle bir film karesinden öte, yaşadığı dönemin ruhunu temsil ediyor. İtalya'nın güneyinde turkuvaz mavisi denizin ortasında yükselen Capri adası, en sadık ziyaretçisi Jacqueline Kennedy Onassis'in kısa kesim pantolonlarıyla moda tarihine adını yazdırıyor. Biraz daha yakın zamanlara geldiğimizde Madonna'dan Lady Gaga'ya, Kate Moss'tan Instagram kraliçesi Olivia Palermo'ya birçok isim stilleriyle döneme imzalarını atıyorlar. Evet; moda değişim anlamına geliyor. Bugün stil ikonu ilan ettiklerimizin ortak özelliği ise, modanın keskin rüzgarlarından hiçbir zaman yara almadan sapasağlam durmaları şüphesiz. Stil sahibi olmanın belki de temel kuralı; kendinizden vazgeçmeden bu eğlenceli dünyanın kıymetlerinden yararlanma becerisi olsa gerek.
KIM'DEN İKON YARATMAK
Tüm bu bilgiler ışığında algıları altüst eden bir ismin stil ikonu olarak sunulması insanı şaşırtıyor. Yeni dönem ikon, Kim Kardashian'dan bahsediyoruz. Gösterişli evlerinde, cesur kıyafetleri ve çok yüksek topuklu ayakkabıları ile hayatımıza bir anda giren Kardashian ailesinin en ünlü üyesinden. Dönemin en geçerli meslek alanı olan modaya yönelmesi kardeşleriyle yarattığı Dash markasıyla başlamıyor üstelik. Kim, henüz reality şov yıldızı olmadan çok önce, Los Angeles tepelerinde kapı komşusu olduğu film aktrislerinin gardıroplarını düzenleyen, onlara stil danışmanlığı yapan biri. İlk müşterisi o dönemdeki yakın arkadaşı, Hollywood'un yaramaz kızı Lindsay Lohan.
ADINI LİSTEYE YAZDIRDI
Başından geçen tüm ilişkilere, kalabalık ailesinin tuhaf jet-set hayatına tanık olduktan yıllar sonra Kim Kardashian bugün moda defilelerinin en ön sırasına yerleşiyor. Kanye West ile evliliğini bir moda dergisine kapak olarak taçlandırdığında yükselen sesler artık duyulmuyor. Derginin sadık okuyucularının o günlerde attıkları boykot çığlıklarından eser yok şimdi. Sektördekiler için bile davetiye elde etmesi güç defilelere sadece annesi, eşi ve kendisi kadar ünlü kardeşleriyle katılmasıyla değil, ön sırada hemen yanı başında, küçük kızı North West'in adına ayrılan koltukla da gündeme geliyor. Popüler kültüre âşık bir kreatif direktör sayesinde (söz konusu kişi Balmain markasının genç tasarımcısı Olivier Rousteing), bir moda 'persona'sı olarak reklam kampanyalarında da Kim Kardashian başrolde. Kendinden başka birini yaratanlara duyulan aşk-nefret ilişkisinin odağında şimdi o var. Kim'siz bir günümüz geçmiyor. Onun moda dünyasındaki şüpheli varlığı tartışılırken, bugün kendi dünyalarının ikonu olan isimler, tarzlarını çaldığı iddiasıyla Kim'i suçluyorlar. Bedeninin tüm hatlarını gözler önüne sermeyi bir trend haline getiren bu ismi, üstelik onun hiçbir özel çaba harcamasına gerek bırakmadan ikon mertebesine taşıyorlar. Yadsınamaz tek gerçek ise, Kim Kardashian'ın şöhret basamaklarını hızla çıktığı bu yalan dünyada, adını artık tarihin stil ikonları listesine yazdırmayı başarmış olması.
BİR AŞK HİKAYESİ
Gerçek bir stil ikonu olan Elizabeth Taylor, mücevherlerle yaşadığı aşk ilişkisini anılarını kaleme aldığı kitapta anlatır. Roma'da Kleopatra filmini çektiği günlerde en büyük eğlencesinin, hayatının bir başka aşkı Richard Burton ile Bulgari mağazasına gidip saatlerce mücevherleri denemek olduğunu bu kitaptan okuruz. My Love Affair with Jewelry, mücevher mağazalarının sadece kendisine ayrılan özel odalarında yaşanan bu çok gösterişli ve renkli dünyaya ait. Oysa Elizabeth Taylor'ın bu gizli tutkusu, Roma seyahatinden çok daha eskiye dayanıyor. Üçüncü eşi Mike Todd "Sen benim kraliçemsin ve bu yüzden bir taç giymelisin" deyip ona mücevherlerle kaplı bir taç hediye ettiğinde, Elizabeth Taylor 24 yaşında. Henüz kariyerinin başındaki bu tutkulu kadını, kısa evlilikleri süresince sık sık Cartier mücevher setleriyle de şımartmaya devam ediyor. Richard Burton ile olan fırtınalı ilişkilerinde ise mücevher, bir özür hediyesi. Her tartışmanın ardından Taylor, tüm zarafetiyle, şık kadife bir mücevher kutusu içinde Burton'ın özrünü kabul ediyor. Güzel, yetenekli, etkileyici ve kesinlikle çok tutkulu; Elizabeth Taylor'ın mücevher aşkı hâlâ ilham veriyor.