Cumartesi 06.06.2015

Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz

İstanbul'la New York arası yaklaşık 8 bin kilometre. Zaman farkı ise yedi saat. Sevdiğiniz bir insanın bu kadar uzakta olması hiç kolay değil. Bir iş arkadaşımız, New York'ta yaşayan kardeşiyle yıllardır mesaj yoluyla haberleşiyor. Tıpkı ayrı ülkelerde yaşayan birçok kişi gibi... Ancak bir süredir iki kardeşin mesajlaşmalarında metinlerin yerini küçük küçük resimlerin aldığını gördük. Kısa bir süreliğine İstanbul'a geleceğini uçak imajıyla haber veren kardeşine yanıt veren arkadaşımız, mutluluğunu alkışlayan bir çift el ve gülen suratla gösteriyordu. Ya da birbirlerini ne kadar sevdiklerini anlatmak için mesaj satırını kalplerle dolduruyorlardı. Aslında imajlarla konuşan sadece onlar değil. Artık yorumlarımızı, mesajlarımızı emoji adı verilen küçük resimlerle yapmayı tercih ediyoruz. Sevdiğimiz insanları küçük renkli kalplere boğuyor, üzüntülü olduğumuzda gözyaşı döken sarı suratlara sarılıyoruz. Uzmanlara göre sosyal medyada iletişim için görsel formların kullanımının bu kadar ilgi görmesinin ve giderek daha da yaygın bir şekilde tercih edilmesinin en önemli nedeni, neredeyse unutmak üzere olduğumuz fiziksel teması hatırlatması. Emojiler bir anlamda mesajlarımıza mimik ve vücut dilimizi de eklememizi sağladı. Mesajlarımıza kelimelerle ifade edemediğimiz ya da ifade etmekte eksik kaldığını düşündüğümüz duygularımızı kattı. Aslında insanlık tarihinin imajlarla bu kadar güçlü bir bağ kurması yeni değil. Tarihte iletişime ilişkin ilk belge bir imaj. İnsanlık yazıyı 2 bin 500 yıldır kullanıyor. Mağaraların duvarlarına kazılan ilk resimlerin tarihi ise M.Ö. 35 bin yılına kadar gidiyor. Eski Mısırlılar, çoğu nesnelerin resimlerinden oluşan 700'den fazla işareti kapsayan hiyeroglifleri binlerce yıl kullandı. Bir anlamda imajlar bizim anadilimiz. Dünyayı imajlar yoluyla görüyor ve anlatıyoruz. İmajlarla düşünüyoruz...

YÜZDE 50'Yİ BULDU
İnsanlığın emojiyle imtihanı ise, 1999 yılında Japon mobil telefon şirketi i-mode için çalışan bir grubun emojileri yaratmasıyla başladı. Kelime, resim anlamına gelen 'e' ile karakter anlamına gelen 'moji' sözcüğünün birleşmesinden oluşuyor. Emojilerin en büyük avantajı yer ve yaş fark etmeksizin dünyanın her yerinde kolaylıkla anlaşılıyor olması. 2011 yılının ekim ayında Apple'ın iOS işletim sistemindeki uluslararası klavyelere emoji klavyesini eklemesiyle de emojilerin kullanımı yaygınlaştı. Bu dijital dilin kullanımı o tarihten itibaren sürekli arttı. Instagram yazılım mühendisi Thomas Dimson, geçen günlerde blog'unda emoji trendleri üzerinde yaptıkları bir araştırmaya yer verdi. Rapora göre emoji karakterleri, tüm Instagram yazılarının yüzde 40 ile 45'ini kapsıyor. Bu oran 2012'de yüzde 10'lar civarındaydı. Elbette bu yüksek oran uygulamayı düzenli olarak kullananları çok da şaşırtmadı. Yine araştırmaya göre emojileri en çok kullanan ülke yüzde 60'la Finlandiya. Ardından yüzde 50 ile Fransa ve yüzde 48 ile İngiltere geliyor. En az kullanan ülke ise yüzde 10'la Tanzanya. Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri de internet argosu olarak tabir edebileceğimiz kısaltmaların yerini de hızla emojilerin alması. "Aman Tanrım" anlamına gelen 'omg', "Öptüm" yerine kullanılan 'xoxo', "Kahkahalarla güldüm"ün karşılığı 'lol' artık daha az kullanılan kısaltmalardan sadece birkaçı. Bu kısaltmaların kullanım oranı 2012'de yüzde 10'lar civarındayken şimdilerde yüzde 5'e kadar gerilemiş. Bu da önümüzdeki yıllarda emojiler konusunda yaratıcılığımızın artacağını ama kısaltmalar konusunda yaratıcı davranmakta çok da hevesli olmayacağımızı gösteriyor. Araştırmanın sonuçlarını ve emojilerin önlenemez yükselişini kaygıyla karşılayanlar uzmanlar da var elbette. Binlerce yıl süren gelişiminin ardından dilin geriye gideceğinden hatta tamamen rafa kaldırılacağından endişe edenler bulunuyor. Emojileri değil, Shakespeare tercih ederim, diyorlar. Ancak diğer taraftan emojilerin geleneksel dillerin yerini hiçbir zaman alamayacağını savunanlar da var. Tartışmalar bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Kim bilir belki de ileride bu tartışmayı da metne ihtiyaç duymadan imajlarla yapacağız. Bakalım, zaman ne gösterecek?
YENİ İMAJLAR 2016'DA
Evrensel Kod standardının geliştirilmesi için çalışan Kaliforniya merkezli Unicode Konsorsiyumu, standart sete gelecek yıl eklenecek 38 yeni ikon adayı belirledi. Elbette talep fazla. İngiliz mobil telefon şirketi Talk Talk'un yaptığı araştırmaya göre 18-25 yaş arası gençlerin yüzde 72'si duygularını ifade etmekte sözcüklerden çok emojileri kullanmayı daha kolay buluyor. Bu yüzden yeni emojiler eklenmesini talep ediyor. 2016'da eklenecek yeni sette avokado, salatalık, patates, havuç gibi meyve ve sebzeler, yarasa, ördek ve köpekbalığı gibi hayvanları temsil eden imajlar bulunacak. Ayrıca dans eden adam, hamile kadın, özçekim, siyah kalp emojileri de sette yer alıyor.
TACİZİ EMOJİYLE ANLATMAK
Bris adlı İsveçli sivil toplum kuruluşu emojileri gençlere ve çocuklara yardım etmek için kullanıyor. Suistimale Uğramış Emojiler aplikasyonu ve klavyesi çocuklara ve gençlere karşılaştıkları güç durumları imajlar yoluyla özgürce anlatma imkanı sağlıyor. 15 emoji, farklı fiziksel ve psikolojik hasarı simgeliyor. İçlerinde yüzü yaralanmış kız ve erkek çocuk imajları bulunuyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.