Son Güncelleme: Cuma 19.06.2015
Yaz Ramazanı'nın resmi tatlısı Dondurma
Yaz akşamları uzun ve güzeldir. Sıcak çekilir, tüm aile evde bir araya gelir. Hele Ramazan ayında, iftarla sahur arası ailecek edilen sohbetlerin tadı bir başka olur. Dondurma hafif bir iftar yemeği sonrası dostlarımızla, ailemizle geçireceğimiz böyle yaz akşamlarına eşlik eden en serinletici ve hafif tatlıdır
KURUYEMİŞLERLE SÜSLEYİN
Hem lezzetli, hem düşük kalorili olması hem de serinletici etkisiyle, yaz Ramazanı'nın resmi tatlısı dondurmadır. Yapabileceğimiz eklemelerle ikramlarımızı renklendirebilir; sahura kadar geçen uzun süre boyunca bu keyfi sevdiklerimizle paylaşabiliriz. Dondurmalı tatlılar hazırlamak çok pratik ve kolaydır. Üstelik meyve ve kuruyemişler ile servis edilen dondurma daha da besleyici hale gelir. Geleneksel tatlılardan örnek vermek gerekirse, güllaç, kazandibi gibi lezzetleri dondurma ile servis etmek serinletici etkisinin yanı sıra sunumlarını da güzelleştirir. Ramazan aylarında zaman zaman şerbetli tatlılar tüketilebilir ancak bu tatlıların kalorileri çok yüksektir. Bir porsiyon baklava yaklaşık 400 kalori içerir oysa dondurmanın bir porsiyonu (60 gram) 100-150 kalori arasında değişir. Dondurmayı tek başına tüketebileceğiniz gibi yanında bir küçük porsiyon şerbetli tatlıyla da tüketebilirsiniz. Ramazanda gün boyunca süren açlık süreci metabolizma hızını oldukça düşürür. İftardan sonraki süreç bundan dolayı çok önemlidir. Bu sırada küçük ara öğünlerle metabolizmanızı ateşleyebilirsiniz. İftar ve sahur arasında kuruyemişler, meyveler, dondurma iyi ara öğün alternatifleridir.
İlk adı 'karsambaç'
Yazın vazgeçilmez tatlılarından dondurmayı büyükten küçüğüne sevmeyenimiz yok. Serinliğiyle kurtarıcısı, düşük kalorisiyle diyetlerin baş tacı dondurma besleyici değeri de yüksek bir tatlı. Her mevsim yenen dondurma, elbette yazın daha çok tüketiliyor. Sıcak yaz günlerinde buz gibi dondurmaya kim hayır diyebilir ki? Dondurma deyip geçmemek lazım, tarihi çok eskilere dayanıyor. M.Ö. 4. yüzyılda Roma İmparatoru Neron'un çeşnicibaşlarından biri Apenines Dağı'ndan topladığı karları bir kaba koymuş. Meyve nektarı, bal ve şekerle karıştırıp, tarihin ilk dondurmasını yaratmış. Bu lezzetin Avrupa'ya geçmesi ise 13. yüzyılda Marco Polo'nun Çin gezisi sırasında buzlu içecek tariflerini Viyana'ya götürmesiyle olmuş. Zamanla bu buzlu tarifler yayılıp, İtalya ve Fransa'da ünlenmiş. Hatta 1676 yılında Paris'te 250'ye yakın dondurmacı olduğu rivayet ediliyor. 19. yüzyılda dondurma tüketimi Avrupa'da giderek artmış. ABD'li mandıracı Jacob Fussel, 1850'de Baltimore'da dondurma yapıp satmaya başlamış. İtalyan Catherine de Medici'nin Fransız kralı II. Henry ile evlenmesinin ve tatlıyı saray halkına tanıtmasının ardından dondurma, Fransa'da da bilinen bir lezzet haline gelmiş. Osmanlı'da ise kar, pekmez ve meyve özlerine karıştırılarak yapılan 'karsambaç' denilen bir tatlıyla serinlenirdi. Bu yiyeceği yapmak için yüksek yamaçların veya nehirlerin kenarlarına kuyular açılıp kışın toplanan karlar orada saklanırdı. Zaman içinde bu karışıma Halep'ten gelen şeker eklendi. Türkiye'de dondurmanın ilk ne zaman üretildiğine dair kesin bir bilgi yok. İstanbul'da üretildiği oradan Anadolu'ya yayıldığı sanılıyor. Eskiden sadece salep katılarak koyulaşan kaynamış sütün parça parça alınması ve dövülerek soğutulmasıyla dövme dondurma yapılırdı. Teknik imkanların gelişmesiyle dondurma çeşitleri arttı. İlk modern tesis ise 1957'de açılan Atatürk Orman Çiftliği Pastörize Süt ve Mamülleri Fabrikası.
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu