İtalyan usulü moda aşkı

Milano'da harika bir haziran gecesi ve biz adeta bir film karesinin içindeyiz. Mekan, bir modaevinin, Prada'nın yenilenmiş sanat merkezi. Sergi salonlarının avlusuna bakan kafede, zaman tünelinde 50'li yıllara yolculuk yapıyor gibiyiz. Hollywood'un simetri ve retro tutkunu yönetmeni Wes Anderson'ın dekore ettiği, müzik kutusundan dev şeker kavanozlarına her şeyin filmlerindeki gibi rengarenk ve oyuncaklı olduğu Bar Luce burası. (Küçük bir not: Wes Anderson Büyük Budapeşte Oteli, The Darjeeling Limited, Tenenbaum Ailesi filmlerinin yönetmeni.) Hemen yan masamızda gerçek filmlerin gerçek yıldızları, Willem Dafoe ve Gary Oldman, onları aynı zamanda markasının reklam yüzü yapan Miuccia Prada ile derin bir sohbetteler. Karşımızda, çağdaş sanat dünyasının kraliçesi Louise Bourgeois eserlerini bir hazine gibi saklayan altın sarısı bir nevi perili ev, Haunted House yükseliyor. Çok değil; yarım saat önce Milano Erkek Moda Haftası'nda Prada'nın merakla beklenen ilkbahar/yaz 2016 erkek koleksiyonunu izlediğimizi unutmamız ise mümkün değil. Çünkü Prada podyumda sadece geleceğin erkek modasını değil bir ilke imza atarak kadın koleksiyonunu da izleyicilerle paylaşıyor. Evet; sanki bir film karesinin içindeyiz ve belli ki Bayan Prada bize yine 'hayran' rolünü uygun görmüş.
ERKEK DÜNYASI
Miuccia Prada'dan gelen özel bir mektupla başlıyor seyahatim. Moda dünyasının kraliçesi, her sezon bizi tasarımlarıyla bambaşka harika yolculuklara taşıyan Prada'nın daveti erkek defilesini ve ardından sanat merkezi Fondazione Prada'nın yeni mekanında düzenlenecek kokteyli kapsıyor. Markanın Türkiye'deki başarısı bilinen bir gerçek; dünyada sadece Türk basınına özel yapılan bu davet bu yüzden çok anlamlı. Kadın koleksiyonlarının birbiri ardına hızla sergilendiği, aralarda markaların temsilcileriyle aynı hızda toplantıların yapıldığı yoğun moda haftalarından sonra, erkek dünyasına ilk adımım. Üstelik moda haftası olsun olmasın sokağa her adım attığımızda dünyanın en şık, en bakımlı, en renkli erkek stilleriyle karşılaştığımız Milano'dayım. Kısa paça pantolonlarından cesur aksesuvar seçimlerine, rengarenk gömleklerinden göz alıcı zarif ayakkabılarına kadar İtalyan erkeklerinin kendilerine has moda anlayışlarına aşinayım. Ama söz konusu geleceğin trendlerini belirleyen moda haftası olunca, başınızı çevirdiğiniz her yerde bir dergi sayfasından fırlamış gibi çok zarif ve şık görünümlü erkeklerle karşılaşmanız an meselesi. 21 Haziran gecesi Prada'nın defile alanı, davetlileri tavandan sarkan fiberglas levhalarla karşılıyor. Buzlu cam hissi veren paneller sanki bir anda yere inip bizi başka, paralel bir evrene götürecekmiş gibi başımızın üstünde salınıyor. Podyuma ilk çıkan modeller, yarısı pantolon ya da şortlarının içine sokulmuş dikişsiz, düğmesiz, fermuarlı gömleklerle, oyundan başlarını kaldırıp sokağa fırlamış hissi veren kıyafetler içinde karşımıza çıkıyor. Koleksiyon boyunca defalarca tekrarlanacak ok işareti, yarış arabası, tavşan ve roket sembolleri, farklı kumaşlarda hayat buluyor. Prada hem endüstriyel kumaşlarla oynuyor hem de tekstil literatürüne yeni malzemeler katıyor. 'Metropolitan modern' diye tanımlanan erkek görünümleri tam hızını almışken, Miuccia Prada bizi şaşırtıyor. 2016'nın İlkbahar/Yaz erkek modasını görmeye geldiğimiz defilede, podyuma 2016 Resort kadın koleksiyonu da hakim oluyor. Kadın gücünü önemseyen ve ilham verici tasarımlarına aktaran yaratıcısının elinde, podyumu saran kedi gözü makyajlı, pop art görsellerle süslü tişört elbiseli, payetler içindeki model kızlar yeni bir dönemi müjdeliyor sanki. Zaten Prada da, defile sonrasında değişime olan tutkusunu anlatıyor. Ve bu koleksiyonun, kadın erkek, geçmişten farklı bir konumda olmak için yaratılmış olduğunu.
MİLANO MUCİZESİ
Podyumda bizi rüya alemine sürükleyen Prada'nın sektördeki trend belirleyici rolünü azımsamak imkansız. Ama bu İtalyan imparatorluğunu yalnızca bir modaevi olarak algılamak da doğru değil. Miuccia Prada ve eşi Patrizio Bertelli, sinema, edebiyat ve çağdaş sanata olan tutkularını koleksiyoner olarak değil paylaşarak yaşamayı seçen bir çift. 1993 yılından bu yana Milanolular için bir kültür merkezi niteliğinde hizmet veren Fondazione Prada, şimdi mimar Rem Koolhaas tasarımı 19 bin metrekarelik alana yayılmış bir sanat kampüsüne dönüşüyor. İçinde sineması, kütüphanesi, sergi mekanları ve tabii ki yazının başında adı geçen şık kafesi Bar Luce'nin yer aldığı etkileyici bir dünya. 21 Haziran gecesi Hollywood starları Willem Dafoe, Gary Oldman, Michael Channon gibi isimler ile modanın gözde isimleri Daisy Lowe, Anna Dello Russo'yu ağırlayan merkezde bugün Roman Polanski'ye ilham olan filmleri izleyebilir, Prada ailesinin sanat koleksiyonunu gezebilir, dahası Miuccia Prada'nın tasarımlarına yansıyan dünyasına konuk olabilirsiniz. Çünkü Prada anlayışında moda, hayatımızı saran tüm zenginliklerin bir yansıması. Ve hepimiz o zengin dünyaya davetliyiz.