Türkiyeli katılımcılar sürprizlerle dolu

Her yıl haziran ayında Barselona, elektronik dans müziği tutkunlarının en büyük buluşmalarından Sonar festivaline ev sahipliği yapıyor. Bu yıl gece ve gündüz ayrı alanlarda üç gün boyunca devam eden festivale katılanlar 100'den fazla performansı sekiz ayrı sahnede izleme fırsatı buldu. Bu sahnelerden biri de Red Bull Music Academy'ye (RBMA) ait olan SonarDome'du. RBMA mezunları ve yolu akademiden geçen birçok müzisyen bu sahnede performanslarını sergiledi. Sahnenin konukları arasından Türkiyeli bir isim de vardı. Festivalin ikinci günü Ah! Kosmos, gitarda Emre Malikler ve görsellerde Gizem Aksu eşliğinde izleyenleri uzay boşluğunda bir yolculuğa çıkardı. Yurtdışında var olmak isteyen Türkiyeli bir müzisyen için sadece müzikseverleri değil, müzik sektörünün önemli oyuncularını da ağırlayan bir festivalde çalmak elbette çok önemli bir fırsat. Performansının hemen ardından görüşme fırsatı bulduğum Ah! Kosmos'un beyni Başak Günak da yurtdışında çalmanın farklı bir deneyim, 'network oluşturma' anlamında önemli olduğunu vurguladı. Seyirci geri dönüşünün de daha hızlı yaşandığına dikkat çekti. Kısa bir süre önce Alman menşeili Denovali Records'tan Bastards adlı yeni albümünü yayınlayan Başak Günak, üç yıldır Ah! Kosmos adı altında kendi parçalarını üretiyor. Gelecekle ilgili planlara kafa yormak yerine yaratım sürecine ve canlı performanslara odaklanmayı tercih eden bir müzisyen o. Performansları sırasında da onun için önemli olan müziğin içerisinde olup onu transparan bir şekilde yansıtmak. Başak, Gizem ve Emre birlikteliğinin sahnede ortaya çıkardığı enerji benzersiz. Ah! Kosmos'un SonarDome sahnesine çıkışına kadar geçen süreçte RBMA'in rolünü de gözardı etmemek gerek. Başak, akademinin geçen yıl gerçekleşen Tokyo edisyonuna katılan iki isimden biri. İki hafta boyunca yoğun bir müzik üretim süreci yaşadı. Orada yaşadıklarını, "24 saatimiz müzikle geçti. İki hafta boyunca 20 kişiye değiyorsunuz, onlarla birlikte müzik yapıyorsunuz. Başkalarının perspektifini, bakış açılarını görüyorsunuz. Engellerinizi, nelerde ısrar ettiğinizi, nelere dair korkularınız olduğunu, neyi çok sevdiğinizi fark ediyorsunuz" diyerek anlatıyor.
BARIŞ K.'YI HATIRLIYORUM
Akademi, müzisyenler için yol bulmada, yön çizmede önemli bir tecrübe. Ve katılmak hayal değil. Peki katılımcı olabilmek için hangi özelliklere sahip olmak gerekiyor? Sonar'da RBMA yöneticilerinden Wulf Gaebele ile sohbet etme fırsatı bulunca bu soruyu kendisine yönelttim. İlk cümlesi "Biz artistik ve yaratıcı vizyona sahip insanlar arıyoruz" oldu ve şöyle devam etti: "Kendine özel, eşsiz fikirlere sahip olmaları önemli. Bu özellikleri sergilemek için güçlü bir dürtüleri de olmalı. Sadece müzisyen ya da prodüktör olmalarını değil, sanatın diğer formlarıyla da ilgilenmelerini, genel olarak yaratıcı kişiler olmalarını bekliyoruz." RBMA, yaygın kanının aksine bir elektronik müzik ya da dans müziği akademisi değil. Müzik türlerinin hepsine açık. Eskiden çok fazla DJ vardı. Şimdi ise DJ sayısı çok az. Çoğunluk prodüktörler ve müzisyenlerden oluşuyor. Gaebele'nin dediği gibi önemli olan katılımcının masaya bir şeyler getirip koyabilmesi, grubu etkileyebilmesi. Akademinin katılımcılara sunduğu imkanlar festivallerde performans sergilemekle sınırlı değil. Birçok şehirde katılımcıların yararlanabileceği stüdyoları bulunuyor. Ayrıca radyosu ve internet sitesiyle PR desteği de veriyor. Bugüne kadar akademiye Türkiye'den 17 kişi katıldı. Gaebele, özellikle Barış K.'yı unutamadığını belirtiyor. "Barış K. benim için kesinlikle öne çıkıyor. Eşsiz bir karakter. Güçlü fikirlere sahip. Ve anaakım değil. Onu unutmak çok zor." Türk adayların olumlu yönde sürprizlerle dolu olduğunu da anlatıyor Gaebele. Ve yeni katılımcılara şu tavsiyelerde bulunuyor: "Kendinizi ifade edin. Başkası gibi olmaya çalışmayın. Artistik anlamda ve kişisel olarak kim olduğunuzu, kim olmak istediğinizi ve nereye gitmek istediğini düşünün. Bu işi gerçekten yapmak isteyip istemediğinizi kendinize sorun."