Başkan da insandır!

ABD başkanlarının beyazperde serüvenlerini bir düşünün, buradan ABD'ye yol olur. Dram, komedi, aksiyon, macera, her türlü filmde her an bir başkan karşımıza çıkabilir. Biyografiyle başlayan başkanların beyazperdeye macerası malum son yıllarda 'başkandan aksiyon kahramanı yaratmaya' evrildi. Gerçi bu eğilimin yeni, değil evveliyatı var elbet. 1996 yapımı Kurtuluş Günü/Independence Day filminde başkan dünyayı, 1997 yapımı Harrison Ford'lu Hava Kuvvetleri Bir/Air Force One'da ise hem kendi kariyerini hem de ülkesini yumruğu ile kurtarmıştı. Ama son yıllarda özellikle de Beyaz Saray Düştü Jamie Foxx'un oynadığı siyahi Başkan'ın (Obama etkisi) spor ayakkabılarını ayağına geçirip Beyaz Saray'da kurşunlar arasında cirit attığını görünce, başkanlara artık Hollywood'un 'seçilmiş kahramanlar' olarak imaj biçtiği keşinleşti. Son Oyun'da ABD Başkanı, bu sefer Samuel L. Jackson oynuyor, yine bir aksiyonun içinde. Ama bu sefer başkan bir kahraman değil. Dan Smith'in Big Game kitabından, Jalmari Helander tarafından uyarlanan film Finlandiya giden Başkan'ın uçağına düzenlenen bir terör saldırısıyla başlıyor. Başkan hemen korunaklı bir kapsülün içine bindirilip uçak uçsuz bucaksız bir orman üzerindeyken güvenli bir şekilde aşağı atılıyor. Ormanda her şeyden habersiz, erkekliğini ispatlamak için ava çıkmış olan 13 yaşındaki Oskari'nin bu kapsülü bulmasıyla da macera başlıyor. Sonrasıysa dünyanın en güçlü adamıyken bir anda tüm gücünü kaybeden, kurtarılmayı bekleyen çaresiz bir başkan ile erkekliğini ispatlama ama bir ok atmayı bile beceremeyen bir çocuğun teröristlere karşı mücadelesi olarak film akıp gidiyor... Büyük Oyun, kitap uyarlaması olsa da bir sinema filminden ziyade bir TV filmi tadı veriyor. Görsel olarak Hollywood standartlarında ama senaryosu, olay örgüsü, ilk elden tahmin edilen sürprizleriyle mesela Beyaz Saray Düştü'nün altında ezilen bir film. Ki ABD Başkanı'nı öldürme ve darbe yapıp başkan yardımcısını başkan yapma fikri de sanki bu filmden alınmış gibi duruyor. Samuel L. Jackson, Jamie Foxx'a göre daha yaşlı ve pasif bir başkan portresi çiziyor. En azından kendi kendisiyle ve düştüğü durumla dalga geçmesini biliyor. Böylece daha sempatik ve esprili bir siyahi başkan olabiliyor. Zaten filmin ilginç kısmı bir ABD başkanının da aslında insan olduğunu, çaresiz durumda kalabileceğini bize hatırlatması, 'dünyanın en güçlü adamını', bir ormana sokup güçsüz hatta bir çocuğun yardımına muhtaç hale getirmesi. Son yıllarda Hollywood'un çizdiği kahraman başkan imajını film reddediyor. Ama bu fikir çok iyi bir şekilde işlenemediği, yönetmen genel olarak aksiyona bel bağladığı için Büyük Oyun da vasatın altında bir filme dönüşüyor. Filmde bizi ilgilendiren ise Almanya'da yaşayan Türk oyuncu Mehmet Kurtuluş. Fatih Akın filmlerinden tanıdığımız Kurtuluş, filmin kötü adamlarından biri. Çizdiği kötü adam portresi biraz karikatür olsa da bir aksiyon oyuncusu fiziksel performansı olarak gayet yerinde.