Ada sahillerinde sanatsal hareketler

Büyükada'yı nasıl bilirsiniz? Şehirden bunalınca gidilecek bir kaçamak yeri olarak mı? En iyi balık lokantalarının sıralandığı lezzet adası ya da serinlemek için plajı olan bir tatil beldesi olarak mı? Şimdi bildiğiniz bütün doğruları unutun ve adadan yükselen sanat seslerine kulak verin. Zira 1 Eylül'de başlayan Adalar Sokak Festivali yarın akşama kadar son sürat devam ediyor. Konserler, atölyeler, söyleşilerle dolu festivali, Büyükada'ya taşan İstanbul Bienali takip ediyor. Muhtemelen bu hafta sonu ada epey bir kalabalık olacak. Sanat sonrası da sahildeki balıkçılardan birinde mükellef bir sofra donatabilir ya da Dilburnu'na gidip doğa manzarası eşliğinde piknik yapabilirsiniz. Pazar akşamına kadar devam edecek olan Adalar Sokak Festivali'nin amacı adaları sanatla donatmak. Bu çerçevede sanatçılar, bilim adamları, edebiyat sevdalıları gibi farklı alanlardan birçok kişi adaya geliyor. Sokaklar festival alanına dönüyor, her an bir meydanda dans gösterisi karşınıza çıkabiliyor. Üstelik tüm bu etkinlikler ücretsiz gerçekleşiyor.
İYOT KOKUSU ALA ALA
5 Eylül cumartesi günü start alan İstanbul Bienali bu yıl Büyükada'ya da sıçradı. Bienalin konusu Tuzlu Su olunca adaları kullanmamak olmazdı. Tuzlu suda, iyot kokusu ala ala yapılan bir vapur sefasından sonra bienali gezmenin keyfi de bir başka olsa gerek. Üstelik Büyükada'da belki Beyoğlu kadar etkinlik yok ama her biri geçmişe götüren nostaljik ve tarihi binalarda bienal keyfi yaşamak oldukça eğlenceli. Büyükada İskelesi'ne demir atan Kaptan Paşa Deniz Otobüsü ile adadaki bienal turu başlamış oluyor. Dilerseniz rehberli tura katılıp bienal kapsamındaki mekanları gezebilirsiniz. Bunun için biletler biletix.com sitesinden temin edilebilir. Rehberli tur kapsamında Rizzo Palas, Çankaya 57, Mizzi Köşkü, Büyükada Halk Kütüphanesi gibi yerler geziliyor. Saat 11.00 ve 14.00'te iki ayrı tur var. Rehberli turun fiyatları da 12.50-28 TL arasında değişiyor. Bu arada ufak bir tavsiye. Tura katılanlara vitray camlarıyla geçmişi günümüze taşıyan Mizzi Köşkü'ndeki İskoç sanatçı Suzan Phillipsz'in çalışmalarını görmelerini daha doğrusu dinlemelerini öneririm. Zira binadaki ses çalışmaları oldukça ilginç olacağa benziyor. "Ses enstalasyonu beni bozar, ben daha hareketli şeyler isterim" diyorsanız da buyurun Adalar Sokak Festivali kapsamında gerçekleşecek olan Bollywood Hint Dansları Kumpanyası'na... 6 Eylül günü saat 15.00'te Atatürk Meydanı Hint ezgileriyle coşacak. Aynı akşam saat 18.00'de ise Tiyatro Ütopya, Saat Meydanı'nda sahne alacak.
LEZZET ADASI
Elbette sanat karın doyurmuyor. Ruhu doyursa, dinginleştirse de açlık hissimizi bastırmaya maalesef yetmiyor. Ama Büyükada'da rüştünü ispatlamış birbirinden lezzetli mekanlar var. İlk istikamet sahildeki balıkçılar. Yan yana sıralanmış balıkçıların hemen hemen hepsinde aynı tatlar, aynı fiyatlara servis ediliyor. By Şükrü, Balıkçı Aydın, Façyo... Adalılar en çok Milto'yu tercih ediyor. Dondurulmuş ürün kullanılmayan restoranda mutlaka kalamar tava deneyin. Hemen Milto'nun yanındaki By Şükrü de muhabbetin sabaha kadar uzadığı bir yer. Adaya ayak basar basmaz dondurmacılar hemen dikkat çeker. Zaten dondurma yemek, bisiklete binmek ve Aya Yorgi'ye çıkmak buraya gelenlerin mutlaka yaptıkları aktiviteler arasında. Dondurmacıların hepsi başarılı ama hemen girişteki Mio Amore'de başka yerde bulamayacağınız çeşitler var.
AYA YORGİ'YE DOĞRU
Aya Yorgi'ye gitmeden adadan dönmek olmaz. Ama bunun için tabana kuvvet demek gerekiyor. Ya da faytonla lunapark mevkiine kadar çıkabilirsiniz. Ama papazlar uyarıyor "Dilek dileyin ama ağaca kumaş bağlamaya gerek yok, sonra biz sabaha kadar bu kumaşları söküyoruz" diyorlar. Bu arada kilisenin hemen yanındaki Kır Gazinosu'nun da muhteşem bir manzarası var. Kuzu şişi de oldukça başarılı.
FAYTON ÇİLESİ
Adanın şüphesiz en çok tartışma yaratan unsuru faytonlar. 140 ahıra 200'ün üzerine fayton olunca hem çevre kirliliği hem de koku kaçınılmaz oluyor. Üstelik faytoncular işi iyice ticarete dökmüş durumda. Bizdeki taksiciler gibi yakın yere müşteri almıyor. Tam tur yapıp 80 lira ödeyen Arap turistleri gezdirmek işlerine geliyor. Akülü motosikletlerin sayısı da iyice artmış. Biri tüm bunlara "Dur" demezse ada ne bu kadar sanatsal aktiviteyi kaldırır ne de doğal dokusu korunur.

HAVALİMANLARINDA LEZZET ŞÖLENİ
Havalimanlarında bekleme derdimiz son bulalı epey oldu. Hatta keyifli lounge'larda takılmak ve lezzetli yemekler yemek için erken gider olduk. Adeta lounge'lar sosyalleşme alanı oldu. Öyle ki artık bildiğimiz markalar da havalimanlarına girmek için çabalıyor. Örneğin çok yakında sağlıklı yemek konsepti markası Kitchen Plus, Atatürk Havalimanı'nda bir şube açacak. Geçen hafta ise TAV 'Primeclass Lounge' Bodrum Havalimanı'nda açıldı. Mudo işbirliği ile açılan lounge ev konseptinde ve rahatlığında bir yolcu salonu. Dekorasyonu modern bir bistroyu anımsatıyor. Ortadaki uzun ahşap masası sosyalleşmeyi sağlıyor. Rahat koltuklarda ise elinde bilgisayarı ile çalışan kesim takılıyor. Yemek menüsü de oldukça iddialı.