Cumartesi 19.09.2015

Kırgın bir ruhun tutunma çabası

Amy Winehouse'un ölümünün üzerinden dört yıl geçti. Yaşasaydı geçtiğimiz hafta 32 yaşına basacak olan karmaşık, özgün ve kırgın şarkıcıyla ilgili kimi bilinmeyenler 25 Eylül'de gösterime girecek Amy belgeseliyle gün ışığına çıkıyor

Bayramda, tatil rotalarından birine gitmediyseniz şehirde vakit geçirmek için yapacağınız belki de en iyi şey iyi bir sinema filmi izlemek... Sizi sinema salonlarına çekecek birçok güçlü aday var. Bunlardan en ilginci 27 yaşında hayata gözlerini yuman Amy Winhouse'un hayatını anlatan Amy isimli belgesel. 2011 yılında ölen ve yüzyılın en önemli yeteneklerinden biri olarak kabul edilen Winehouse'un kendi anlatımı eşliğindeki belgesel film, daha önce görülmemiş arşiv görüntülerini de izleyiciyle buluşturuyor. Yaşasaydı geçtiğimiz pazartesi günü 32 yaşına basacak olan Winhouse, 2007 yılında Guardian gazetesine verdiği bir röportajda "Ölümümden sonra insanlar beni sadece çok özgündü diyerek tarif etseler yeterli" demişti. Tüm gençlik yılları boyunca patenle servis yapan bir garson olmak ve basit bir hayat yaşamak isterken dünya çapında şöhrete kavuşan yaralı bir ruhtu. Londra'nın banliyölerinden birinde doğdu. Babası Mitchell taksi şoförü, annesi Janis ise eczacıydı. Hem Amy'nin hem de oğulları Alex'in caz müzikle ilgilenmesini isteyen ve ikisine özel dersler aldıran anne- baba, 1993 yılında boşandı. Amy annesiyle kaldı. Dokuz yaşına kadar babasının yıllar boyunca metresiyle yaşadığı ilişkisinin annesine ve ailesine neler yaptığına şahit olarak büyüyen ve şöhreti yakalayana kadar babasını asla yanında görmeyen Winehouse'un yalnız ve kırgın ruhunda babası ve aile ilişkileri başrolde yer alıyor. Klasik bir Yahudi ailesinde doğup, bir yandan yakın aile ilişkileri yaşayıp bir yandan da ailesinin parçalanmasına şahit olan Winehouse'un kendisini yalnız hissetmesi ve sarılacak bir liman araması da çocukluk yıllarına dayanıyor. Çocukluktan çıktığı ilk yıllarda vücuduna 'Dady's girl- Babasının kızı' yazan bir dövme yaptıran Amy'nin, babasıyla yeniden bir araya gelmesiyse ancak şöhreti yakalayıp para kazanmaya başlamasıyla oluyor.
HAYALİNİN ÇOK ÖTESİNDE

Aldatılma ve sorunlu bir evlilik yüzünden kendisiyle ve çocuklarıyla ilgilenmeyen anne Janis, kızının yaşadığı güvensizlik ve psikolojik bozukluklara yıllar boyunca göz yumup ilgilenmemeyi tercih eden bir kadındı. Yakın arkadaşları henüz 20 yaşına basmamış olan Amy'nin bulimik olduğunu ve onun tedavi edilmesi için yardım etmesi gerektiğini söylediğinde Janis "Büyük bir sorun olduğunu sanmıyorum" diyerek onları terslemiş ve kızının tedavisi için hiçbir şey yapmamıştı. Kırılgan ruh hali içinde liseden kovulan ve şarkı sözleri yazmaya başlayan Amy'nin tek büyük hayali caz kulüplerden birinde şarkı söylemek belki bir gün Londra'nın lüks bir mahallesine taşınıp yerel pazarda mum satmaktı. Ancak inanılmaz müzikal yeteneği onun kısa sürede ilerlemesini ve şöhrete kavuşmasını sağladı. Ancak şöhretin kendisi üzerinde yaratacağı baskıdan habersizdi. Çöküşü sevgi, benimsenme ve güvenli bir liman hayaliyle birlikte olmaya başladığı müzisyen Blake Fielder-Civil ile oldu. Bir röportajında yaklaşık iki yıl evli kaldığı Fielder-Civil'e olan sevgisini kesik bir cam parçasıyla karnına eşinin ismini yazarak gösteren Amy, uyuşturucuyla da onun sayesinde tanıştı. Kısa sürede tüm uyuşturucu çeşitlerini deneyen ve defalarca rehabilitasyona girmesine rağmen bağımlılığını yenemeyen Amy, sosyal baskıdan, babasının daha çok para kazanması ve iş alması için sürdürdüğü sert yaklaşımdan ve kötü giden ilişkisinin mutsuzluğundan da uyuşturucu kullanarak kurtulmaya çalıştı. 2006 yılında Back to Black albümünde tüm yaşadıklarını şarkı sözlerine döken ve dinleyicilerine içini açan Amy, 2010 yılında üçüncü albümünü çıkaracağını açıkladı. Ancak sert geçen boşanma davası, anne ve babasından daha çok bağlı olduğu büyükannesinin ölümü, babasının para baskısı ve yönetmen Regg Travis ile yaşadığı çalkantılı ilişki onun pskolojik olarak daha da yorulmasına neden oldu. 2011'de Brezilya'da küçük bir turneye çıktıktan sonra yeniden rehabilitasyona girdi. Ancak alkol ve uyuşturucu bağımlılığının önü alınamıyordu. Sırbistan'da babasının baskılarıyla sahneye çıkıp sarhoş olduğu için tek bir şarkı söyleyemeden sahneden inmesi acı sona doğru atılmış bir adımdı. Avrupa turnesi ertelendi ve 23 Temmuz'da Londra'daki evinde ölü bulundu. Sekiz yıllık kariyerinde dünyayı avuçlarının içine alan bir sanatçı olmasının da anlatıldığı Amy belgeselinde, çocukluğunda Snoopy çizgi filmine ait her hediyelik eşyayı biriktiren, Mickey Mouse'un çizgi filmlerini kaçırmayan genç bir kadının belki de henüz büyümeden şöhret olmasını, ailesi olmadan aile kurmaya çalışmasının ruhunu nasıl bitirdiğini göreceksiniz.

MÜZİK DÜNYASINDA DEVRİM YAPTI
Şarkıcı Lady Gaga, "Amy'nin benim gibi birçok kadına müzik dünyasında kapı açtığını düşünüyorum. Onun gibi tam da pop müzik söylemeyen bir şarkıcının bu kadar büyük kitleler tarafından dinlenmesi ve sevilmesi bizim çok da zorlanmadan belli bir noktaya gelebilmemizde etkili oldu" derken doğru söylüyor. Winehouse gibi tarzları karıştıran ve tam bir tarzda kendisini ifade etmeyen müzisyenlerin bu kadar popüler olması rastlantı olamaz.
Spin dergisinin müzik editörü Charles Aaron, "Amy Winehouse kadın şarkıcılar için tam bir Nirvana noktası oldu. Onun sayesinde hepsi kendilerini müzik ve moda konusunda oldukları gibi ifade edebildiler" diyerek Winehouse'un müzik dünyasında ne kadar önemli bir devrim yaptığının altını çizdi
BEKLENMEDİK MODA İKONU
Kusursuzluğa bu kadar bağlı olan moda dünyası için bile Amy Winehouse. tarzıyla tam bir stil ikonuydu. Saçlarını toplama şekli, göz kalemini sürüş tarzı ve kalem etekleriyle göbeği açıkta bırakan kısa bluzlarını 1950 ve 1960'ların stilinde kombinlemesi hafızalarımıza kazınmasını sağladı. Fred Perry markası Winehouse hayattayken bir kapsül koleksiyon hazırlayarak onun tarzını genç nesle yaydı. Karl Lagerfeld 2007'deki Chanel defilesinde onun tarzından ilham aldı. Tasarımcı Jean Paul Gaultier de Amy'nin ölümünden sonra bir yıl sonra yaptığı defilede yine onun tarzından ilham alarak kıyafet tasarlamıştı.
.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.