Tasarım iş değil, ruh ikizim

Son günlerde tasarımcı Derya Çopur'un ismini sık sık duyar olduk. Copurs London markasının yanı sıra Copurs by Derya Copur isimli ikinci bir marka daha yaratan ve Bianca Somer Türkmen ile birlikte kurdukları Dahlia Bianca markasıyla daha genç modaseverlere de ulaşan Çopur 10 parmağında 10 marifet olanlardan. Ajda Pekkan ile Yakarım Canını şarkısının klibi için bir araya gelen ve Betül Demir'e stil danışmanlığını da yapan 1986 doğumlu Derya Çopur ile moda serüvenini konuştuk.
- Markanız Türk basınında geçen sezonki Londra Moda Haftası'na katılmanızın ardından geniş yer aldı... Bize o süreçten ve yeni yurt dışı projelerinizden bahseder misiniz?
- O dönemde Londra Moda Haftası'nın resmi takvimi dışında kendi koleksiyonumuzu Londra'da tanıttık. Ardından markamızın Türkiye showroom'unun açılışı şerefine İstanbul'da da davet verdik. Moda haftalarının resmi takvimlerinde şu an için yer almayı henüz tercih etmiyoruz. Bunun en büyük nedeni koleksiyonlarımızı önemli moda merkezlerinde sergiliyor oluşumuz. Ayrıca yılın 12 ayı Paris'te koleksiyonlarımız zaten sunumda bu sayede de dünyanın dört bir yanından satın almacılar koleksiyonlarımızı sürekli görebiliyor.
- Nişantaşı'nda butiğiniz var ancak markanız Londra merkezli... Bunun özel bir nedeni var mı?
- Londra markamızın tohumlarını attığımız şehir. Hala koleksiyon çalışmaları için Londra'ya gidiyorum. 12 yıldır Londra'dayım. Orada okuduğum için iş hayatıma da orada başladım. Zaten bir tasarımcı olarak Avrupa'dan ya da Amerika'dan dünyanın farklı noktalarına ulaşmak kabul etmemiz gerekiyor ki çok daha kolay oluyor. Ama tabii ki ailemin bulunduğu yer İstanbul ve Türkiye pazarında da en az yurt dışındaki kadar kendimi ifade etmek istiyorum.
- Birden çok markanız var, bize onların hikayelerini anlatabilir misiniz?
- Copurs London markasını, 2012 yılında ablam Hülya Çopur ile beraber kurduk. 2014 yılında İstanbul Nişantaşı'nda kendi showroomumuzu açtık. Sonbaharda Paris'te yeni couture koleksiyonumuzu COPURS by Derya Copur adında sergiliyor olacağız. Bir de Bianca Somer Türkmen ile ortak olduğumuz Dahlia Bianca isimli markamız var.
- 1986 doğumlu genç bir tasarımcı olarak bulunduğunuz sektörde sizi en çok zorlayan şeyler neler?
- Tasarladıklarınızın üretim süreci bence en zorlu kısmı... Çoğunlukla sizden yaşça büyük kişilerden oluşan bir ekibi kontrol etmek çoğunlukla pek de kolay olmuyor. Ben bir de İstanbul ve Londra arasında mekik dokuyorum o da beni zaman zaman zorluyor. Ancak bunlar dışında işimle ilgili şikayet edebileceğim bir şey yok. Aslına bakarsanız ben tasarımı iş olarak görmüyorum. Bu yaptığım benim diğer yarım, bu iş benim ruh ikizim. Bu yüzden sektörün zorlukları olsa da gerçekten beni etkilemiyor.
- Kendi koleksiyonlarınızı mı giyiyorsunuz? Farklı marka tercihleriniz neler oluyor?
- Ben hem kendi koleksiyonlarımı hem de stilize edebildiğim her şeyi giymeyi seviyorum. Başka tasarımcıların sevdiğim ürünlerini kendi tasarımla birleştirmeyi çok seviyorum.
- Tasarım yapan birinin alışveriş yapması zor mudur?
- Aslına bakarsanız ben bir alışveriş hastasıyım. Gerçekten hiç sıkılmadan saatlerce alışveriş yapabilirim. Her markanın ve her mağazanın insanlar gibi ayrı karakterleri olduğuna inanıyorum. Sezonluk ürünleri tercih etmiyorum. Ve çoğu zaman alışveriş sırasında elimdeki ürünün her yanını inceliyorum. Yıkama talimatına kadar bakıp ürün alabiliyorum.
- Sizin asla usanmadan aldığınız şeyler neler?
- Galiba deri ceketler ve güneş gözlükleri.