Son Güncelleme: Cumartesi 31.10.2015
İş beklerken çaresizliğe düştüğüm oldu
Çocukluk yıllarında aşçı yamaklığı, marangozluk yaptı, kazandığı parayla tiyatroya gitti. Babasının tavsiyesiyle iç mimarlık okusa da geleceğini oyunculukta aradı Ozan Akbaba. 33 yaşındaki Akbaba, 10 yıldır hem tiyatroda hem de dizilerde oynuyor. Zor zamanlar geçirdi ama şimdi parlayan yıldızının keyfini sürüyor
- Canlandırdığınız İlyas karakteri çok dikkat çekti. Bu kadar önemli bir kadro içinde rolünüzün parlayacağını tahmin eder miydiniz?
- İlyas'ın parlamasının nedeni Çakır'ın abisi, Meryem'in de yengesi olmasıdır. İnsanlar tarafından hoş karşılanacak şekilde karakterini sergiledi. Senaryoda yazıldığı haliyle de doğru bir adam. Ben de bir şeyler katabildiysem ne mutlu bana. Mutlaka benim de etkim vardır. Başka bir oyuncuyla çalışılsaydı onun da etkisi farklı olurdu. Çok iyi çizilmiş bir karakter vardı. Ben de onu en iyi şekilde vermeye çalıştım.
TİYATRO SAYGIN BİR YERDİR
- Bu rol sizin için dönüm noktası olmuş gibi...
- Bu bir oyuncu için çok önemli bir fırsat. Bu fırsatı da elimden geldiğince değerlendirmeye çalışıyorum.
- Oyunculukta doğru zaman var mı?
- Bence hak eden insanı doğru zamanda doğru iş buluyor. Sadece beklemek de olmaz. Çağırmak diye bir şey var. Siz yeterince inanırsanız olur. Kendimden emin olduğum sürece o başarı beni bulur. O tamamen benim hayatımın ne yönde gideceğini bilen kaderle ilgili. Ben de şu anda onun adımlarını atıyorum. Geç kalmak ya da erken başlamak gibi bir şey olduğuna inanmıyorum. Herkesin hayatında doğru zaman vardır. 'Her oyuncu kendi rolünü bekler' derler. Bazılarına 70 yaşında geliyor. Bazılarında 20 yaşında, kimileri de benim gibi 33 yaşında oluyor.
- Daha önce bu tarz bir rolde yer almamıştınız. Bu sizde tedirginlik yarattı mı?
- İşin aslı daha önce racon kesmedim. Genellikle işadamlarını canlandırdım. Bu rolü ben de beğendim. Etrafınızdaki insanların enerjisini hissediyorsunuz. İçinizde oyunculuk heyecanını dürtüyor. O heyecan şahlanınca güzel bir şey ortaya çıkıyor. Aslında ilk iki bölümde ömrümden ömür gitti diyebilirim. Yanındaki oyunculara yakışmak var. Orada sırıtmak çok kötüdür. Allah kimsenin başına vermesin. Sana bu görevi veren insanların yüzünü kara çıkarmak başıma gelecek en kötü şeylerden biri. Karakteri bulduğumu kendime itiraf edene kadar ömrümden ömür gidiyor.
- Bu kadar oyunculuk içinde olan biri olarak iç mimarlık okuma isteği nasıl oldu?
- Babamın yönlendirmesiyle iç mimarlık okudum. Ama o zamanda oyunculuk yapmak istedim. Babam "Bu işin eğitimini al, kendi işini yaparsın" demişti. Gerçi o dönemde de ben tiyatrodaydım. Kısa filmlerde oynuyordum. Senaryo yazıyordum. Sanattan pek uzaklaşmadım.
- İç mimarlık yaptınız mı?
- İç mimarlığı bir süre yaptım, hatta bir yer açacaktık. Ofis kiraladık. Sonra bana bir iş için teklif geldi. "Oyunculuk yapmak istemiyorum" dedim. Sonra bir ay ısrarcı davranılınca kabul ettim.
- Hayal kırıklığı yaşadığınız oldu mu?
- Oldu tabii ki. Zor bir meslek yapıyoruz. Bazen aylarca hiç iş yapamadığımız oluyor. Günümüz Türkiye'sinde tiyatroda, bu konuda kimseyi eleştirmekten çekinmem. Çünkü insanların zevk alarak izledikleri işlerin özünde hep tiyatro vardır. Orası çok saygın bir yerdir. Tiyatrodan çok fazla para kazanamadım. Tiyatro oyuncuları çoğunlukla tiyatronun maddi getirisi az olduğu için sinema ve dizilerde çalışmayı tercih etmek durumunda kalıyorlar. Doğal olarak zor dönemlerimiz oldu. O dönemlerde de 'Acaba diğer mesleğimi bırakmasaydım' dediğim olmuştu.
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler