Son Güncelleme: Cumartesi 26.12.2015
Neo-klasik bir Fındıkkıran rüyası
İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konan Fındıkkıran, dünya sahnelerinde olduğu gibi yeni yıl kutlamaları çerçevesinde izleyiciyle buluştu. Biletleri satışa çıktığı an tükenen Fındıkkıran bu kez Uğur Seyrek'in koreografisi ve rejisiyle neo-klasik yorumlandı
HÜZÜNLÜ BİR HİKAYE
Genç dansçılar için eserin önemi büyük. İlke Kodal "Fındıkkıran balesinin yeri benim için apayrı!" diye başlıyor söze ve eski yıllarını hatırlayarak devam ediyor; "Konservatuarda ikinci sınıftaydım. Fındıkkıran balesinde çocuk dansçıların da kullanılacağı açıklandı. Bunlardan biri de ben oldum ve şu anda dans ettiğim Clara rolünün çocukluğunu canlandırıyordum. Nasıl bir heyecan!" İlke Kodal konservatuarı bitirip profesyonel hayata atıldığında Fındıkkıran bir kez daha karşısına çıkmış. Henüz 22 yaşındayken, ikinci başrolü Fındıkkıran'la gelmiş... Şimdi kariyerinin üçüncü Fındıkkıran'ında sahnede... Kodal, "Neo-klasik bir eser olması, senelerdir üzerinde itinayla çalıştığım klasik bale tekniğimi ve her fırsatta geliştirmeye özen gösterdiğim modern dans tekniğimi harmanlama fırsatı vermiş oldu" diyor. Prens rolündeki Deniz Özaydın için bu eserin ayrı bir önemi var. Çünkü dans ettiği iki perdelik ilk başrol; "Eserin koreografı olan Uğur Seyrek'le Üniversite zamanlarından beri çalışma fırsatım oldu ve onun stilini dans etmek her zaman hoşuma gitmiştir. Dolayısıyla onun Fındıkkıran'ında prens rolünde olmak benim için çok değerli," diye anlatıyor hislerini. Eseri neo-klasik yorumla sahneye koyan Uğur Seyrek'se "Bu tür çok bilinen eserleri yeniden yorumlayabilmek, nedenlerin ve niçinlerin cevabını bulabilmek kolay bir iş değil" diye başlıyor cümleye... Seyrek, "Benim Fındıkkıran'ımda eser, uzun yıllar dans etmiş bir balerinin emekli olduktan sonra fotoğraf albümlerine bakarken başlıyor. Büyük bir üzüntü ve özlem içinde... Gördüğüm bir sürü dansçı var, en ünlüleri bile bu duruma düşebiliyor. Alkış her zaman gelmiyor. Kuvvetinizi yitirdiğinizde ilgi azalıyor, kenara çekiliyorsunuz. Bu yorumda böyle bir dansçı var..." diye anlatıyor yorumunu... Ana tema olarak aşk, nefret ve kadına şiddeti de sahnede göstermeyi tercih ettiğinin altını çizen Uğur Seyrek, "Bu eserde de kullandım. Kral Fare'nin tacizini izliyoruz" diyor. Artık sahnelere veda eden bir prima balerinanın anılarının anlatıldığı yorumda hüzün, aşk, neşe ve eğlence birarada... Fındıkkıran gibi eserlerin farklı yorumlanışlarını izlemenin önemine değinen Uğur Seyrek, "Tüm sanat dallarında farklı yorumları izlemek, farklı bakış açısı katar. Hayata bir adım geri çekilerek bakmak gerekir. Sanat eleştiriye açık, 10 kişi beğenir, 10 kişi beğenmez. Karakterler var, müzik aynı ama farklı bir yorum var burada. Bu Fındıkkıran'ı izlemenin en çekici tarafı güzel bir müziği farklı bir yorumla izlemek."
EN SON HABERLER
- 1 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 2 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi
- 3 Oysa her şey çok iyi gidiyordu
- 4 Sokaklar tenis kortuna döndü
- 5 Her şey bu ülkenin çocukları için
- 6 Bir rüyanın peşinde
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 9 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 10 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler