Gelsin yeni eşya gitsin eski eşya

Geçtiğimiz hafta ev üstüme üstüme gelmeye başladı. Bunda kar yağışının da etkisi vardır herhalde. Evde oturdukça aksesuvarlar fazla gelmeye ve gereksiz bir sürü ayrıntı gözüme çarpmaya başladı. Eve yeni yerleştiğimde hiç vazom yoktu, biri çiçek getirince ne yapacağımı şaşırdığımı hatırlıyorum. Sonra bu eksiğimi kapatmak için boy boy şekil şekil, o kadar çok vazo almışım ki şimdi vazolarımdan şikayetçiyim. Tek gül için dar yüksek vazo, büyük, hacimli kır çiçekleri için geniş, alçak vazolar, iç içe girebilenler harika ama ya giremeyenler… Birden çok fonksiyon yüklenen objeleri bu yüzden çok seviyorum galiba. Hem kavanoz hem vazo olabilen cam objelere hayranım, iç içe girebilen bütün bardaklara, bütün tepsilere, servis tabaklarına, yer kazandıran her şeye hayranım…

ELDEN ÇIKARMA
Neyi nereye koyacağını bilememek bir tek benim problemim değil herhalde diye düşünerek çevremde küçük bir araştırma yaptım ve fark ettim ki insanlar çok daha hızlı ve seri şekilde atma, elden çıkarma eylemine gidiyorlar. Ben eşyalarıma bağlanıyorum. Üzerinde adım yazdığı için sakladığım ajandalar var benim. Atamıyorum, veremiyorum kimseye. Adımın yazmadığı bir tek ajanda bile yok ama atma, elden çıkarma hakkımı onlardan yana kullanmışım herhalde. Eve yeni bir şey alınca eski bir şeyi atmak gerektiğinden söz edenler var. Mantıklı olabilir. Çok ihtiyacınız olmayan ve hatta size hediye gelen ve kullanma alışkanlığı bile kazanmadığınız bazı eşyaları hemen bu vesileyle elden çıkarabilirsiniz. En mantıklısı aslında alışveriş yaparken "Bunu almasam ölür müyüm?" ya da "Çok mu eksik kalırım?" sorusunu kendimize sormamız. Bunu bir süredir deniyorum ve bu yüzden de hiç alışveriş edemiyorum aslında. Elimdekilere daha farklı bir gözle bakıp onları değiştirip dönüştürmeye sevk etti bu beni.

YERDE AKSESUVAR TEHLİKELİ
Bir sehpanın ayaklarına tekerlek takmak, bir vazoyu bakır rengine boyamak, çekmece kulplarını halatla değiştirmek son dönemde yaptığım bazı dekoratif değişiklikler. Bunu yaparak her şeyden önce yeni bir vazo almaktan kurtuldum. Beğendiğim vazonun daha da güzelini mevcut vazolarımdan birini dönüştürerek elde etmiş oldum, daha ne olsun! Aksesuvar fazlalığı konusunda en suçlu olanların yerde duranlar olduğunu fark ettim bir de. Yerde ne kadar çok aksesuvar varsa ev o kadar kalabalık ve dağınık görünüyor. Yerdeki şeyleri kaldırınca bir anda öyle bir fark yaşanıyor ki şaşırmamak elde değil. Sonuçta evde sadeleşme yaşamak istiyorsanız gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünmek. İhtiyacınız varsa zaten dükkan sizin. 100 eşya ile yaşamak gibi kavramlara da pek itibar etmeyin derim. Ben hiç öyle bir çaba içine girmedim. Yaşayamaz mıyım, tabii ki yaşarım ama niye yaşayayım? Niye onca yıl kullanmak üzere aldığım eşyaları, biriktirdiğim aksesuarları hayatımdan çıkarayım?
YENİLİK

Oyuncu sehpa
Satranç takımınızı alın, gelin. Tahtasına gerek yok. Evinizde satranç tahtası olan bir sehpa olsun istiyorsanız derishow'un internet sitesine bir göz atın.
HABER

Çay,peynir, simit
LAV Mija Koleksiyonu ile çay bardağına yeni bir boyut kazandırıyor. Tabağında kurabiye için gerekli yerin bırakıldığı tasarım Zeynep Fadıllıoğlu imzasını taşıyor.