Süper kahramanlar da kıskanır

Kendi dünyaları olan, kendi efsanelerini yaratmış iki kahraman Batman ve Superman. Biri Gotham'ın diğeri de Metropolis'in koruyucusu. Bu iki iyi kahramanın yolları çizgi romanlarda defalarca kesişse de sinemada ilk defa Batman v Superman: Adaletin Şafağı'nda bir araya geliyor. Bir araya gelmekle de kalmıyor bir de kavgaya tutuşuyorlar. Bu bilgi bile filme aşırı derecede odaklanmamızın bir sebebi aslında. Kafamızda türlü sorular... Yönetmen Zack Snyder kimi söyleşilerinde iki kahramanı sevenlerin kafasındaki sorulara filmin cevap vereceğini belirterek içimizi ferah tutmamızı salık vermişti. Biz de içimizi ferah tutarak salona yollandık. Snyder aslında Superman'in ilk filmi Man of Steel'in sonundan başlayarak hikayeyi anlatmaya başlıyor. İlk filmin finalinde Superman, düşmanı General Zod'la öyle bir kavgaya tutuşmuştu ki Metropolis harabeye dönmüştü. İşte o yıkım anında Batman, Superman'in bir kurtarıcıdan ziyade yıkım getiren bir kötü kahraman olduğunu düşünmeye başlıyor. Gittikçe de ona karşı kinleniyor. Superman'in, hep filmlerde altı çizildiği gibi, bir kurtarıcı olmadığını sorgulayan sadece Batman değil. Metropolis halkı da bunu sorguluyor. Dolayısıyla Snyder'ın dünyasının kurbanı aslında Superman. Batman de filmin iyi adamı! Ya kötü adam derseniz? Pek tabii Superman'in ezeli düşmanı Lex Luthor.
KİM KİMİ KISKANIYOR?
Man of Steel'de nihayetinde bir Amerikalı olduğunu kabul eden Superman neden birden kurban seçiliyor, Batman neden iyi adamı oynuyor? Bunların filmde gerekçelendiriliyor elbet ama perdeden bize geçen duygu Batman'in apaçık bir şekilde Süperman'i kıskandığı şeklinde. Böyle düşünüyoruz çünkü senaryonun ortaya koyduğu gerekçeler hiç de inandırıcı gelmiyor. Fakat bu film sadece iki kahramanın kavgaya tutuşma filmi değil. General Zod farklı bir şekilde yine karşımıza çıkıyor. Sonraki yıllarda solo sinema macerasını izleyeceğimiz Wonder Woman bir üçüncü süper kahraman olarak beliriyor. Öte yandan Snyder, zaman zaman sinemada denenen bir araya gelme filmlerinde düşülmemesi gereken tuzaklara bir bir düşüyor. İlk tuzak, tabii senaryo. Batman v Superman: Adaletin Şafağı filminin en yumuşak karnı senaryosu. Anlatılan hikaye, karakterlerin motivasyonları, çok da inandırıcı gelmiyor daha doğrusu ikna edici olamıyor. İkinci tuzak klişeler. Snyder yeni bir dünya kurmak istese de başı sıkışınca klişelere sığınıyor.Açıkçası ne Christopher Nolan gibi yaratıcı ne de Bryan Singer gibi aksiyon ritmini çok iyi ayarlayabiliyor. Üçüncü tuzak ise kurgu. Böylesi bir filmde tempolu bir hikaye ile aksiyonun belli bir dengede tutulduğu bir kurgunun yapılacağı herkesin malumu. Ama filmin özellikle ilk yarısı kekeme konuşan bir insan gibi. Koca koca boşlukları siz dolduruyorsunuz. Dolayısıyla film beklentileri pek de karşılayamıyor. Ama temelde alttan alta insanların süper kahramana ihtiyacı yok fikrini işlemesi ya da bu süper kahraman fikrini tartışmaya açması filmin olumlu olarak görülebilecek noktası. Lakin filmin en iyi yanı ne derseniz, Daily Planet gazetesinin yayın yönetmeni Perry White'ın attığı şahane başlıklar!