Sağım solum yeşil

Begüm Eryılmaz/Peyzaj Mimarı
Terastaki bahçe
Terasımızın üstü açılır kapanır bir sisteme sahip ve bu yüzden gölge alanları var. Salondan açılan terasta oturduğunuzda yukarıdaki terastan sarkan mor salkımları seyredebiliyorsunuz. Terası çoğunlukla gölge alanlar sağlayarak kullandığımız için gölge seven bitkileri tercih ettim. Önceliğim yeşil bir duvar oluşturmaktı. Yaseminler bembeyaz çiçekleri ile bu ay mis gibi kokutacaklar terasımızı. Mekânda yeşil duvarlar oluşturmak için yasemin ve hedera helixler kullandım. Hederalar kalan boşlukları hızla kapatmak için dikildi. Hederanın önündeki açelyalar genelde gölge bitkileri oldukları için tercih edilir. Yine duvarlarda 3 boyutlu bir görsel oluşturmak için misidium kullandım. Dış cephe saksılarında sarı kadife çiçeği tercih ettim. Kadifenin tam zamanı şu an. 1-2 hafta içinde petunya ve begonya zamanı başlıyor. Ben bu sene erken görmek istedim terasımda çiçekleri ve o yüzden kadifeleri ektim. Üstelik sarı bu senenin de rengi olduğu için yaşam alanımda görmekten keyif alıyorum. Yemek masası üzerinde verdanyalar var. Aynı şekilde nergisler yeşile döndü, yavaş yavaş çiçek açacaklar. Çeşitli renk dokularını tüm terasta hissettirmeye çalıştım. Evin içine girdikçe saksıda schefflera ve aglaonema bitkisi ile bahçe etkisini devam ettirmeye çalıştım. Genelde evlerde tekli bitkiler kullanılır ben bunu değil de grup halinde görmeyi tercih ediyorum.
Ayşegül Hotiç/Sadece
Ofiste yeşil yaşam
Ben yaşayan tasarımlar yaratmanın önemine inanıyorum. Bence bir tasarım duyguları yansıttığı ve bu duyguları başkalarıyla paylaşmaya aracılık ettiği sürece başarılı. Bu anlamda bitki ve çiçekler yarattıkları enerjiyle tasarımları bütünlüyorlar bence. Mekanlara kattığı yaşam enerjisi çok önemli. Dekoratif anlamda da size farklı ambiyanslar yaratma konusunda esneklik sağlıyor. Yaşam alanında en sevdiklerim; kaktüs türü bitkiler, zeytin ağacı, manolya ve kauçuk. Antika ve farklı objelerle birlikte bitki ve çiçek sunumlarını seviyorum. Mimari tasarım alanında 20 yılı aşkın süredir çalışıyorum. Ofisim de bu deneyimin bir yansıması niteliğinde. Bahçenin bu mekanı seçmemde önemli bir rolü var. Bu alanın insanı rahatlattığını ve yaratım sürecine hazırlanmak için ideal bir ortam sağladığını düşünüyorum.
Ebru Akkaş Kuseyri/Yazar
Cennet gibi oda
Kendimi bildim bileli vardı yeşile tutkunum. İstanbul'da herkese nasip olmayacak bir çocukluk yaşadım. Dedemin seraları vardı. Evde balkonda, cam önlerinde başta sardunya olmak üzere hep çiçek ve bitkim oldu. Ne zaman ki yeni aldığım bitkilerin yerlerini yadırgadığını hissettim onları ısı ve ışığı güzel olan bir odaya taşıdım. Rehabilitasyon merkezi gibi hizmet verdi bu oda ve bir süre sonra bitkiler canlandı. Bitkilerden asla ümit kesmemek gerektiğini öğrendim. Bu odadaki bitki sayısıyla beraber odayı yeşil bir cennete çevirme isteğim de arttı. Sonra ilham veren resimler, mekânlar derken böyle bir oda yapabildim. Eve girer girmez yeşil ile karşılaşmanın pozitif etkisi var. Sadece bizi değil eve giren çıkanların da üzerinde güzel bir intiba bırakıyor.
Yasemin Savcı/Home Art Genel Yayın Yönetmeni
Balkonum yasemin dolu
Yeşil tutkum, adımın bir çiçek ismi olması sebebiyle galiba, her yaz başında balkona bir yasemin alma ve onu yaşatmaya çalışmamla küçük yaşlarda başladı. Babaannemin Karşıyaka'daki evinin bahçesindeki nefis kokulu bitkiler ve Green Card filminde, içinde kış bahçesi olan o şahane ev, yeşil tutkusunu yüreğime düşürmüş olabilir. Eve gelenlerin ilk anda bitkiler dikkatini çekiyor. Dekorasyona katkısı çok büyük bence. Ortamı çok daha sıcak hale getiriyor. Bitkilerimin çoğu sukulent ya da fazla su istemeyen bitkiler. O yüzden sulanmaları gerekiyor gibi bir baskı hissetmiyorum üzerimde. Su isteyenleri de az su vererek eğitmeye çalışıyorum. İhtiyaçları olduğunu hissettiğimde bitkilerimi fidanlıktan alınmış taze toprakla şımartıyorum. Hayvan sahiplerinin yaş mama vermesi gibi, çok mutlu oluyorlar. Bir anda değiştiklerini hissediyorum. Evde çok bitkinin olması apartman hayatında bahçem varmış gibi hissetmemi sağlıyor. Bazen fazla empati yaparak, kendimi bir bitki gibi hissedip yağmur yağmasını istediğim de oluyor. Sabah kalkar kalkmaz onlara bakıyorum. İçim açılıyor. Cennette gibi hissediyorum kendimi. Hepsinin farklı bir hikâyesi var. Fidanlık fidanlık gezip aradıklarım, elimde uçak yolculuğu yaptırdıklarım, bir saksıdan aşırdıklarım... Bahçede ani sıcaklık düşüşünden dolayı çok sukulent kaybettim zamanında. On yıllardır büyüttüğüm, adeta ağaç olan sukulentlerim var.
Fem Güçlütürk/Labofem
Bir şehir bahçıvanı...
İlk teraslı evime taşındığımda yeşil tutkum başladı. Eski ev sahibim bir seramik sanatçısı idi, Bodrum'a taşınacağı için terasındaki birçok farklı bitkiyi bana evlat bıraktı. Sene 1994 filan. Ondan sonra her taşındığım eve önce bitkiler yerleşti, yenileri eklendi, sonra biz kendimize oturacak yer ayırdık. Yıllar içinde uzaktan baktığım ama elimi toprağına fazlaca sokmadığım bitkileri dinlemeye, yakından tanımaya, kendimi anlatmaya, onlara daha estetik ve sağlıklı bir hayat sunmaya karar verdim. cennete gitmek için de ölmek gerekmiyor. Çiçeklerimle hava daha temiz, ortam daha canlı. Üstelik bu ortamda tatile gitme ihtiyacım da azalıyor. Bitkilerimi seçerken, kendi görmeyi sevdiğim, dilini öğrenmek istediğim, beni heyecanlandıran türleri seçiyorum, seraları dolaşıyorum, bitki severlerle takas ediyorum ve kabaca uyku dışındaki hayatımın tamamını onlara angaje geçiriyorum.
Güliz Mustafaoğlu /Yuka&Tasarımcı
Yaşayan bir ev
Yeşil tutkusu doğaya olan sevgim sayesinde başladı, evde bu sevgiyi sürdürmek istedim. Hep çeşitli bitkilerle denemelerim oldu. Bazı bitkilerle aram çok iyi olmadı, zamanla hangi bitkilere daha iyi bakabildiğimi keşfettim ve sonra o tarz bitkileri biriktirmeye ve bakmaya başladım. Çok bitki bence insanın hem psikolojisini iyi yönde etkileyen hem de dekorasyona oldukça katkısı olan bir şey. Evin şeklini ve ruh halini belirleyen, yaşayan bir evin birebir karşılığı bence. Evde sizin dışınızda yaşayan canlılar var, ilgi bekliyorlar ve onlarla ilgilenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Çiçek açan bitkileri izlemek en büyük keyfim.