Cumartesi 11.06.2016
Son Güncelleme: Cuma 10.06.2016

600 yıllık sitcom Karagöz

Bu akşam dünya prömiyerini yapacak Karagöz Müzikali hem oyunculuk hem de eğlence konusunda oldukça iddialı. Renkli kostüm ve neşeli müzikleri ile seyirciye tadı damağında kalacak bir görsel şölen vaat ediyor

Geleneksel gölge tiyatromuz Karagöz, bu akşam Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyiciyle buluşacak. Üstelik hem tam metin hem de müzikal olarak. Seyirciye görsel bir şölen ve eğlenceli bir Ramazan gecesi vaat eden Karagöz Müzikali'nin yönetmeni Murat Karahüseyinoğlu, Karagöz'ü Nevzat Cankara, Hacivat'ı Fikret Terzi, Rabiş'i Güner Özkul ile buluştuk ve keyifli bir röportaj yaptık. Karahüseyinoğlu Karagöz'ü aslında hiçbirimizin seyretmediğini söylüyor.
- Biz bugüne kadar Karagöz'ü izlemedik mi?
- Şu an kime sorsanız "Karagöz'ü biliyorum" der. Oysa geleneksel sanatla uğraşanlar hatta Karagöz oynatanlarda dâhil kimse bilmez aslında. Çünkü seyretmediler. 80 dakikadır gerçeği ve büyükler için tam metin hiç oynanmadı. Bu büyük bir ayıptır. Bu bizim geleneksel sanatımız ama hiç bir şey yapmıyoruz. Sadece hava atmayı biliyoruz, Karagöz bizimdir, diye.
- Peki, şimdiye kadar izlediğimiz Karagözler neydi?
- Tam metin değil onlar. Gerçek bir öykü vardır, başında da eğlencelik bir giriş. Bugüne kadar sadece o eğlence kısımlarını oynadılar.
- Neden çocuk oyunu olarak görüyoruz?
- Cumhuriyet döneminde bir eğitim aracı olarak kullanıldı Karagöz. Çocuklar için oyunlar yazıldı. Gerçek Karagöz hem politiktir hem de çok ağır kadın- erkek ilişkisi içerir. Bizim toplumda bunlar hemen silinir ve geriye bir şey kalmaz.
- Bu müzikalde hepsi var mı?
- Bir ortalama buldum. Politik kısmı yok, sosyal kısmı var sadece. Bu metni alan içine her şeyi katarak oynayabilir.
- Neden müzikali seçtiniz?
- Gölge tiyatrosu seyri zordur. Sorarsanız sıkıcı derler. Görseli bol, eğlenceli olsun istedik. Ama bu metinle diğerini de yapacağım.
- Bu akşam dünya prömieri Cemil Topuz Açık Hava Tiyatrosunda yapılacak. Peki, devamı olacak mı?
- Olacak tabi. Bu akşam karşılığını almayı bekliyoruz. Karagöz'ün sadece çocuk oyunu olmadığı da bilinmeli. Bunu aştıktan sonra seyircisini bulacaktır. Çocuklarını da insanlar gönül rahatlığı ile getirebilirler.
- Yıllar önce Karagöz'ün filmi de çekildi. Haluk Bilginer ve Beyazıt Öztürk başrollerini paylaştı. Filmi nasıl bulmuştunuz?
- Çok iyiydi. Önce reddedip eleştirdiler, bağırıp çağırdılar ama sonra kabul ettiler. Bu işler böyledir. Birilerinin bunu yapması gerekir.
- Siz de tepki bekliyor musunu?
- Gelenekselde tutucu tayfa her zaman vardır. Asıl olan ana ilkelerini bozmamak. Bu bir tanışma oyunu. İnşallah başka ustalar başka şeyler yapar.
- Karagöz bir Ramazan eğlencesi mi?
- Normalde teravi namazından sahura kadar olan bölümde gidilen bir eğlence bu. Ancak şimdi bu zaman dilimi çok kısa. Kesemiyorsun. Kimse gelemez çünkü. Bu yüzden normal saatinde yapılacak bir iş değil günümüzde.
''KARAGÖZ'ÜM HOŞ GELDİN''


BABAM MUTLU OLARAK İŞİNİ BIRAKTI
Ünlü oyuncu Münir Özkul'un kızı Güner Özkul da müzikalde Rabiş rolünde. Kendisiyle hem müzikali hem de babasını konuştuk.
- Bu projeye neden 'evet' dediniz?
- Evet dedim çünkü bir nevi geleneksel tiyatro ve gölge oyunu. Babam Münir Özkul batılı anlamda tiyatro yapmakla ünlenen biri olmasına rağmen geleneksel tiyatronun da önde gelen bir ismiydi ve hayatını buna vakfetmişti. İsterdim ki şu günü görsün.
- Babanız şu an sizi izleyebilseydi gurur duyar mıydı?
- Kendisi bu işe gönül verdiği için çocuğumda buna kayıtsız kalmadı diyerek sevinirdi. Bir nevi babam için kabul ettim. Teklifinde biraz babamdan dolayı geldiğini düşünüyorum. Çünkü canlandırdığım Rabiş karakteri aşüfte ve hoş bir kadın. Tiyatromuzda da çok hoş kadınlar var. Ama birazcık babasının kaldığı yerden devam ediyor esprisi olduğu içinde bu teklifi bana getirmiş olabilirler.
- Babamın bıraktığı yerden devam edeceğim gibi bir düşünceniz var mı?
- Oyunculuk yapıyorum zaten. Babam çok büyük bir oyuncu, onun kadar büyük bir oyuncu olmam, onun başarısını yakalamam mümkün değil. Zaten babamın döneminin şartları ile bugünün şartları çok farklı. Onlar altın çağlarını yaşamışlar tiyatronun. Bizim için bu mümkün değil belki ama gene de bir geleneği sürdürmek aile geleneğini sürdürmek gibi bir duygu. Çünkü annem ve babam da bir oyuncu.
- Babanızın gerçekleştirmek istediği ama yarın kalan bir hayali var mıydı?
- Ferhan Şensoy ile çalıştığı dönemde birçok dileğinin gerçekleştiğini biliyorum. Bu yüzden gönül rahatlığı ile kavuğunu Ferhan Şensoy'a devretti. Ferhan Abi batılı anlamda tiyatro yapmakla birlikte geleneksel motifleri tiyatrosunun içine çok serpiştiren bizden espriler üretebilen biriydi. Aynı zamanda doğaçlamaya da çok imkân tanıyan oyunlar yazıyor ve sahneliyordu. Son oyunları oradaydı babamın. Çok mutlu olduğunu ve müsterih olarak bu işi bıraktığını düşünüyorum.
- Kavuk uzun yıllar sizin evinizde kaldı. Bir anınız var mı?
- Çocukken evdeki bir aksesuvardı. Evde oymalı bir kavukluk vardı ve üzerinde de kavuk duruyordu. O kavuk neden orada? diye çocukken düşünmüyorsunuz. Ama yaş kemale erince kavuğunda devredilme zamanı gelince değerini anlıyorsunuz.
- Kavuğu Ferhan Şensoy'a devredecekken babanızın aklından neler geçiyordu?
- O dönem üniversitedeydik ve Ferhan abinin hayranıydık. Babamı çok desteklemiştik. "Gençler de böyle düşünüyorsa demek ki doğru karar vermişim" demişti.
- Kavuk Rasim Öztekin'e geçince ne hissettiniz?
- Bende oradaydım, izledim töreni. Ferhan Abiye verildiğinde onun nezdinde bütün orta oyuncularına verildiğini, bir nöbet değişimi olduğunu düşünmüştüm. Yine öyle düşündüm. Rasim Abi sorumluluğu devraldı. Muhatabı olmak önemli ve zor bir şey. Biraz da Rasim Abi yorulacak. ( Gülüyor)
- Kavuk bir kadın tiyatrocuya gidebilir mi gelecekte?
- Tabi ki gidebilir. Hatta ben, 'Rasim abi kızı Pelin'e de verebilir kavuğu' diye espri bile yapıyorum. Pelin ya da başka biri mutlaka hak edecek bir kadın tiyatrocu olacaktır. Kavuk olarak değil, kadına yakışacak başka bir aksesuvar olarak da verilebilir. Önemli olan kumaşın kendi değil, kavramdır. Önemli olan birine el vermektir.
- Münir Özkul evde nasıl bir babaydı?
- Biraz daha sessiz ve içine kapanık bir insandı. Kendi doğrularına bağlıydı ve çok müdanasız biriydi. O karakterle uyuşan en önemli tarafı da buydu. Biz çocukları da öyleyiz.
Bu ikili toplumun simgesi
Oyunun Karagöz'ü Nevzat Cankara ile Hacivat'ı Fikret Terzi Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden. Aynı sahneyi paylaşmaktan müthiş keyif duyuyorlar. Karagöz ile bildiğimiz çoğu şeyin yanlış olduğunu tüm bilgileri ile bize aktardılar. Karagöz, topluma bilinçli olarak aktarılmıyor. Bir güldürü, eğlence unsuru olarak sunulurken, aslında geçmişteki toplumsal yapının da simgeleri. O dönemin toplumunun gelişmişlik, espri, ekonomik düzeyini yansıtıyorlar. Espriler o çağdaki insanların düzeyinde kalmış. Günümüz insanına seslenememiş. 'Sana yüz verdim' 'Elli vereyim de ucuza geldin' esprisi şimdiki toplumu güldürmüyor. Bu yüzden espriler basit diye çocuk oyunlarında kullanmaya başlamışlar. Karagöz'ü yeniden canlandırma amacımız, hem bu kahramanları yeniden topluma kazandırmak, hem de günümüz olayları ve esprileri ile izleyiciyi buluşturup bir de bu şekilde sunmak
Çocuk oyunu değil
Bugüne kadar Karagöz'ü çocuk oyunu ve gölge oyunundan başka türlü sunamadık. Sadece çocuk oyunu olarak görülmesine karşıyım. Ama kimsenin sahip çıkmadığı bir dönemde hiç değilse çocuk oyunu olarak seyirci alması bile önemliydi.
Karagöz'ü oynamak büyük risk
Fikret Terzi, Karagöz için Nevzat Cankara'nın seçilmesinin büyük bir şans olduğunu söylüyor. "Karagöz'ü oynamak zor iş, insanların kafasında bir Karagöz figürü var. Orta oyunu geleneğini, seyirciye oynamayı bilmek gerekir. Gölgeyi canlandırınca komik olabilirsin. Taklitten öteye geçemezsen oyunculuğun riske girer. Ama biz taklit etmiyoruz. Gölgede olduğu gibi değil de onların da yaşayan, halktan bizim gibi insanlar olduğunu gösteriyoruz. Seyircinin 'Aaa Karagöz şimdi olsaydı böyle olmalıydı' demesi için uğraşıyoruz."
Cinler, periler, cazular
Günümüzün fantastik sinemasında cinler, periler oldukça revaçta. Ancak altı yüz yıl geçmişe gittiğimizde geleneksel oyunlarımızda da bu figürlerin kullanıldığını görüyoruz. Terzi, "Karagöz geleneğinden gelen cinler, periler, cazular başarılı şekilde işleniyor oyunda. Efektler de var. Hem çağdaş tiyatro ile cazular buluşuyor hem de bunlar oyuncuyu harekete geçiren unsurlar oluyor. Derdimiz de seyirciyi şaşırtmak. Bizi izleyen oyuncu arkadaşlar keşke bu rollerde biz oynasaydık demeli. Seyirci ile sahne arasında kan bağı kurulacak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.