Cumartesi 11.06.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 11.06.2016

Gripin: Kendimizi sınıflandırmadık ‘birinci sınıfız’ deyip, geçiyoruz!

Onlar Türk rock müziğinin tehlikeli adamları, başarılı şarkıların çalışkan isimleri, dizi sektörünün aranan grubu Gripin. Üstelik yeni keşifleri 27’nin prodüktörlüğünü yaparak kendilerine rakip çıkarmaktan da korkmayacak kadar cesurlar. Biz de bu cesur adamlarla buluştuk ve sorularımıza dobra dobra cevaplar aldık

Birol Namoğlu, Murat Ba şdoğan, İlker Baliç ve Arda İnceoğlu'nun üyesi olduğu Gripin, 1999 yılında kurulmuş bir rock grubu olarak müzik kariyerini son sürat sürdürüyor. Cover grubu olarak çıktıkları yolda, çok geçmeden kendi besteleriyle daha geniş kitlelere ulaşmayı başardılar. Acılı şarkı sözleriyle arabesk rock yapıyorlar; müzikler ve sözler sanki birbirlerine lehimlenmiş, ama ne lehim! Siz bakmayın melankolik şarkılarla gündeme geldiklerine; aslında her biri mutlu evlilikleri olan, neşeli insanlar ama "Çok gülme, ağlarsın" dendiğinden duyguların dışa vurumu böyle çıkıyormuş. Kısa bir süre önce Amerika'da turnelerinde ön grup olarak çıkmasını istedikleri 27'nin prodüktörlüğünü yaparak 'Muhtemel Aşk' şarkısıyla ortalığı kasıp kavurdular, hatta öyle ki birçok televizyon dizisi şarkıyı en romantik sahnelerde kullandı. Hem müzik kariyerleri, hem birbirleriyle ilişkileri, hem de yeni ve ilk keşifleri 27'yi konuşmak için Gripin ile buluştuk. Bu tehlikeli adamları, Karaköy'de güvenlik şeridine sararak fotoğrafladık ve keyifli de bir sohbet çıktı ortaya.
- Gripin' olarak müzik sektörünün halini nasıl yorumluyorsunuz?
- Birol Namoğlu:
Ülkede genel bir motivasyon düşüklüğü var ama kendi işlerimiz açısından fena değil diyelim. Müzik sektöründe 15 yıl istikrarı korursanız, iyi yerlere gelirsiniz ama köşeyi dönmek gibi de bir niyetimiz yok. Zaten bir grup olarak, bizde herkesin hakları eşittir.
-Murat Başdoğan:
16 yıllık grup olduğumuz halde son beş yılda Gripin çok iyi yere geldi ama 2013'ten itibaren yaşanan zincirleme olaylar müzik sektörünü de etkiledi, tüm müzik sektörü yokuş aşağı gidiyoruz.
- İlker Baliç:
Bu yıl en durgun dönemi yaşıyoruz. Sonuçta müzisyenler albüm satışlarından değil, konserlerden para kazanıyorlar. Dolayısıyla bunun 'B planı' başka bir ticari kola geçmek olabilir.
- Arda İnceoğlu:
Müzik sektörü her zaman ilk etkilenen oluyor. Durgun bir yıl ama yaz aylarında canlanacağını düşünüyorum. Grup olduğumuz için iki-üç sene çalışıp, tabir-i caizse sülalemize yetecek bir birikim oluşturma şansımız yok. Sadece müzikle hayatımızı devam ettirebiliyor olmak bizim için köşeyi dönmek sayılabilir.
- Dört adam birbirine nasıl tahammül edebiliyor?
- B.N. Arda'yla 10 yıl yan yana dairelerde yaşıyorduk. O, önce Gayrettepe'ye uzaklaştı. Yetmedi, ben de Levent'ten Maslak'a geçtim. Şakası bir yana, 16 yıllık bir ilişkiden bahsediyoruz. Etraf değişiyor, biz değişiyoruz. Bazen bir şey oluyor ve canımız sıkılıyor. Bu bir şekilde bizim ilişkimize de yansıyor ama bugüne kadar bunlarda çıkmasını bildik. Yaşadığım mutlulukların birçoğunu beraber yaşadık.
- M.B. Birol, geçtiğimiz gün hepimize birer hediye aldı. En azından bana aldığını söyleyebilirim; saatli bomba figürü olan bir kolye. Her an patlayabileceğimi düşünüyor. Hepimizin karakterleri birbirinden çok farklı.
- İ.B. ilit nokta; hepimiz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Arada farklı görüşler oluyor. Ufak çaplı sürtüşmeler de yaşanıyor ama iyi tanımaktan kaynaklı, her şeyin üstesinden gelmeyi biliyoruz.
- A.İ.: Bu kadroyla 16 sene kadar oldu; bu sürede beş albüm, yüzlerce konser yaptım. Tabii ki bir iş yapıyoruz ve bir arada olmamız gerekiyor.
'ÖLENE KADAR SAHNEDE KALMAK İSTİYORUZ''


ÖLENE DEK KONSER VERMEK İSTİYORUZ
- Klipleriniz ya da albüm kapağı için çektirdiğiniz fotoğraflar ve ortaya çıkardığınız görsellerde artistik bir planlama olduğunu görüyoruz. Siz bunlarla ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
- B.N.: Çalıştığımız plak şirketi Avrupa Müzik ya da kliplerimizin yönetmenleri olsun; herkesin birbirinden değerli katkıları var. Tabii ki sonuç olarak 'Gripin'in içine sineni gerçekleştiriyoruz.
- A.İ. Aslında imaj çalışmaları bir bütün. Özellikle gruplar artistik değere önem veriyor, tüm dünyada da böyle.
- Gripin' devam ederken, "Ben gidip, bir de solo bir iş yapayım" diyeniniz yok mu?
- B.N. Hiç düşünmedim. Mesela çok çalıştığımız için dört yıldır albüm yapamadık. Şöyle bir kural var; önce 'Gripin' yapması gerekeni yapsın, sonra herkes serbest.
- M.B. İlk iki albümüz satış olarak başarısız ve bu bizde hayal kırıklığı da yaşatmıştı. Hayatımızın sonuna kadar müzik yaparsak, rüştümüzü o zaman ispat etmiş oluruz.
-İ .B. Şu zamana kadar öyle bir şey olmadı ama "Kimse yapamaz!" diye de katı bir kuralımız yok. Aslında pimpirikli adamlarız da; ortaya bir ürün çıkarttığımızda, sürekli onun eleştirisini yaparız.
- A.İ. Biz hayatımızın sonuna kadar konser vermek isteyen adamlar olduğumuz için, her zaman iyi şarkı üretmeye mecburuz. Popülarite anlamında çok yıllar sonra bir yere geldiğimiz için işin zorluklarını da biliyoruz.
- Gripin adında bir müzik şirketi de kurdunuz ve 27 adında bir gruba prodüktörlük yaptınız. Onları nasıl keşfettiniz?
- B.N. Bizimki biraz terzi kendi söküğünü dikemez mevzusuna benziyor. Kendi projelerimiz yine Avrupa Müzik'ten çıkıyor ama biz de diğer yandan yeni isimleri keşfetmeye çalışıyoruz.
- M.B. Muhtemel Aşk şarkısını çok beğenmiştik ve uzun süre listelerde üst sıralarda yer aldı. Adamları tanıyıp, sahne enerjilerini görüp, şarkılarını dinledikten sonra hepimizi heyecanlandıran bir iş oldu.
- İ.B. Amerika'daki turneye başladığımızda, bir ön grup arayışımız da vardı. 27 grubu üyeleriyle Amerika'da tanıştık, samimi insanlar, müziklerini çok sevdik. Onlar da Türkiye'de bir şeyler yapmak istiyorlardı, bunu öğrenince bizimde bir katkımız olsun istedik. Bir şekilde bir yerinden tuttum ve ortaya çokta güzel bir iş çıktı.
- A.İ. Modern rock ile klasik Türk müziği ezgilerini birleştiren Los Angeles'lı bir etnik rock grubu olarak kurulan 27, ismini 27 yaşında hayatlarını kaybeden Jimi Hendrix, Jim Morrisson, Janis Joplin, Kurt Cobain ve diğerlerinin anısına 27 olarak almış. "Sizi star yapacağız" demedik, hatta "Her şey ters de gidebilir" dedik ama tam aksi oldu, emekler boşa çıkmadı.
- Sanki bazı insanlar 'bakkal müziği' diye tabir edilen tarzı yaparak gereğinden fazla kazanıyor. Müzik sektörü daraldı mı, yoksa tek ele mi düştü?
- M.B. Biz zaten kendi müziğimizi sınıflandırmaktan kaçındık; "Birinci sınıf" deyip, geçiyoruz. (Gülüyor)
- B.N. Murat çok alçak gönüllüdür. (Şakayla karışık) Ne yaptın Murat? Patladı bomba.
- İ.B. Tabii ki her sektörde krizden faydalananlar olur. Dolayısıyla müzik sektöründe var, doğal böyle şeyler.
- A.İ. Bu artık her sektöre de var. Onlar moda olup; gelip, geçiyor. Albümü satıyorsa, konserleri doluyorsa neye göre eleştirebiliriz? Tamam, yaptıkları müziği sen seversin, ben sevmem. Kimseye karışamayız. Biz dinlemesek de, alıcısı varsa bakkal müziği yapanlara da saygı duymak lazım. "Rock öyle yapılmaz" diye bize de çok eleştiri gelmişti.
UNUMUZU ELEDİK, ELEĞİMİZİ ASTIK
- 27 grubunu keşfetmeniz, kendinize rakip yaratmak gibi olmadı mı?
-B.N. Var zaten rakiplerimiz; onları da seviyoruz, görüşüyoruz. Çoğalalım ki, daha çok insana ulaşabilelim ve kulaklarını güzel müziklere alıştıralım. Grupları rakip olarak düşünmekten ziyade; farklı müzikler yapıyoruz, bizim müziğimiz ya da durduğumuz yerdeki arkadaşlarla beraber belki başka şeylerde rakip olabiliriz.
-İ.B. Sektörün daraldığından bahsediyoruz; bu durumda zaten, rakip olmaktan ziyade biraz destek zamanı gibi düşünmek gerekiyor.
-A.İ. Bir avuç insanız şurada. Cem Karaca'nın bir röportajını izlemiştim, kendisi anlatıyordu: 70'li yıllarda bir tane gitar varmış ve konseri olan gitarı ödünç alıp, geri veriyormuş. Ayrıca "Bizim rakibimiz bir şey çıkardığı zaman, ondan daha iyisini nasıl yapabilirim diye düşünmek lazım" diyordu, böyle bakmak lazım.
- Müzik sektöründeki insanlar eğlenmeyi sever, bazıları da biraz hovardadır. Ama sizler evli barklı insanlarsınız. Nasıl gidiyor bu hayat?
-B.N. Unumuzu eledik, eleğimizi astık. "Biz de o zamanları yaşadık" diyelim. Kendimizce güzel yaşadık. Şimdi de güzelce yaşamaya devam ediyoruz. Sağ olsun, eşlerimiz çok anlayışlılar. Şu an aile hayatı gayet keyifli gidiyor.
-M.B. Tehlikeli sular bu konular. (Gülüyor)
- Gripin' adı nereden geliyor, sektöre ilaç mısınız?
A.İ. "Sektöre ilaç mısınız?" derken epey iddialı bir şey söyledin.
B.N. İlaç olmak çok iddialı olur ama elimizden geleni yapıyoruz. Belki insanların yeni ilişkiler kurmasına, yaşadıklarından sonra duygularını dışa vurmalarına yardımcı oluyoruzdur. Bu kadar iddia bize yeter.
- Birol Bey'in eşi Derya Hanım'ın ismini geçtiği Beni Boş Yere Yorma adında bir şarkınız çıktı. Her eş, istemez mi böyle şarkı?
B.N. Hepsini kandırdım. Mesela Murat'ın eşinin isminin geçtiği bir şarkımız da var ama diğer eşler henüz yok. Belli olmaz, aralarda onlara da yazılır. Biraz tesadüf ama benim bildiğim kadarıyla hanım da mutlu oldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.