Giriş Tarihi: 2.07.2016

Boyamayan kalmasın

Bu yaz şezlonga uzanıp saatlerce güneşlenmek değil yattığınız şezlongu spreylerle boyamak in. Barbekü partisinin yerini graffiti partileri alıyor, ahşap sanatlarına, ebruya ilgi giderek artıyor...

Yaz tatili ne demek? Deniz, kum, günes mi demek! Bütün gün 'marsık' gibi olana kadar bronzlasıp, arada serinlemek için suya dalan, aksam da "Ne de olsa hak ettim" diye güzel bir ziyafet çekenlerden misiniz? Sahsen güneslenme kısmı hariç ben öyleydim. Ama belli ki bu yaz tatil anlayısı degisiyor. Artık tatilde durmak yok, bol bol çalısmak var. Zanaatkar olmak, marifetleri göstermek önemli. Üstelik sadece kendi evinizde çalısmıyor, gittiginiz misafirliklerde de ev sahipleriyle birlikte ahsapları boyuyor, duvarları spreyliyorsunuz. "Ben beceremem, boyadan anlamam, çizimim yoktur" diyorsanız hemen bir kültür merkezine kayıt yaptırın ve ebrudan kaligrafiye, graffitiden ahsap sanatlarına farklı farklı dersler alın derim. Çünkü ev toplantılarında en iyi boyayan en havalı oluyor... Biraz geri saralım ve konuyu size bastan aktarayım. Geçtigimiz ay yeni rezidanstaki dairesine taşınan bir arkadaşım evine çağırıyor. Ev hediyesini kaptığım gibi gidiyorum. Ama meğer içeride hummalı bir çalışma varmış. Hem yatak odası hem de muhteşem Boğaz manzarasına bakan salonunun bir duvarına graffiti yapıyormuş. Dört-beş arkadaş kolları sıvıyor ve duvarları boyamaya başlıyoruz. Resim ve çizim dersinde hiç de başarılı olmayan ben daha çok harflerin içini doldurmakla yetiniyorum. Geçtiğimiz hafta ise Çeşme-Alaçatı'dayım... Akşam üstü bir taş evde barbekü partisine gittiğimi sanıyorum. Oysa durum farklıymış. Benim görevim ahşap masa sandalye takımını maviye boyamakmış. "mangalı yaksaydım" desem de dinletemiyorum. Zaten mangalla ilgilenen yok. Hatta mangalı spreyle boyamaya çalışan bile çıkıyor. Daha yetenekli olan arkadaşlar da tahtaların üzerlerine resimler çiziyor. Kısacası barbekü partisi bildiğiniz boyama partisine dönüşüyor.
İSTİKAMET GRAFFİTİ ATÖLYESİ
Son günlerde konuştuğum pek çok kişi atölyelerde dersler aldıklarını anlatıyor. Evlerindeki duvarları, ahşapları çizip boyuyorlarmış. Kimi usta isimlerden özel dersler almış. Kimi kültür merkezlerinde verilen kurslara katılmış. Bir de İstanbul Modern'de başlayan ve sanatçı Çağrı Küçüksayraç tarafından verilen atölyeler var. Ayrıca birçok belediye de bu tarz sanat derslerini ücretsiz olarak veriyor.
BECEREMİYORUM DEMEYİN
Graffiti yapmak, ahşapları kesmek, çizmek ve boyamak size zor geliyorsa stencil deneyebilirsiniz. Stencil tekniğinde jiletlerle kestiğiniz kalın kartonları kalıp olarak kullanıyorsunuz. Sonra da onların içlerine sprey boya sıkıyor ya da ahşap boyasıyla renklendiriyorsunuz. Koçtaş, Bauhaus gibi yerlerde stencil kalıplarını hazır olarak almanız da mümkün. Baş harfiniz, çiçek ve hayvan şekilleri gibi farklı stenciller alabilir ve içlerini boyayarak siz de evinizi renklendirebilirsiniz.
SANATÇIYLA ANLAŞABİLİRSİNİZ
Türkiye'de graffiti sanatı denilince akla ilk gelen isim şüphesiz 'Turbo' lakaplı Tunç Dindaş. Konuyla ilgili bilgi almak için Dindaş'ı arıyorum. Bir piyano boyamak için Berlin'de olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz haftalarda ise çok ünlü bir ismin Bodrum'daki yazlığının duvarlarını boyadığını anlatıyor. O halde bu yaz boyamayan kalmasın diyoruz.
HAYDİ GOLFE!
Golfle ilk tanışıklığımız bundan sekiz sene önce olmuştu. Saatler süren süren uğraş sonunda golf topuna vurmayı başarmak beni o zamanlar ne kadar da umutlandırmıştı. Ancak ardından senelerce golf sopasına ve topuna elimi sürmemiştim. Taa ki geçtiğimiz hafta ilk golfe başladığım yer olan Cornelia Deluxe Resort'e gidene kadar. Bir aristokrat sporu ve sıkıcı algısı var golfün. Oysa oynaması gerçekten de kolay değil. Sıkı antrenman ve sabır gerektirdiği muhakkak. Ancak vücudu çalıştırmıyor gibi görünse de bacakları, kolları, karın bölgesini. kısacası tüm vücudu çalıştırıyor. Bu arada Nick Faldo tarafından tasarlanan Cornelia Golf Club Avrupa'nın En İyileri arasında her sene yerini alıyor. Yemek ve servisler de gayet başarılıydı. Ailece deniz tatilinin yanına golf gibi klas bir spor daha eklemek isteyenler bir göz atabilir.
KEŞİF NOKTASI: STEAKİNN
Yeşilköy'de trafik saatini beklerken sahilde bir mekan keşfediyorum: Steakinn. Yıllarca Armutlu'daki Dükkan'da, ardından da Günaydın Steak House'ta çalıştıktan sonra kendi mekanını açan Hikmet Adıbelli'nin mekanıymış burası. Dışarıda birkaç masası ve içeride de beş-altı masası var. Açıkçası ilk oturduğumda çok da umutlu değildim. Ama hem Adıbelli'nin hikayesini dinledikten sonra hem de menüyü gördükten sonra fikrim değişti. Menüde onlarca hamburger çeşidi var ve gerçekten de çok lezzetli. Sanırım lokumu en iyi pişiren yerlerden de biri. Bu arada Kıbrıs'tan gelen hindistancevizli tatlısı ve trileçesi de başarılıydı. Yeşilköylülerin en piyasa yerlerinden biri olan Steakinn'e mutlaka uğrayın derim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.