Türk kahvesi eşliğinde plak sohbeti

İngiliz indie rock grubu The Charlatans'ın 49 yaşındaki solisti Tim Burgess, tam bir plak tutkunu. Bu tutkunun tohumları 1972 yılında evde babasına ait plakları dinlemeye başlamasıyla atılmış. O yıllardan itibaren de kendini en güvenli ve huzurlu hissettiği yerlerin plak dükkanları olduğunu söylüyor. Müzisyen, bir kokusu, bir duygusu olduğunu düşündüğü dükkanlarda plakların arasında kaybolmaktan büyük keyif alıyor. Yaklaşık 45 yıl önce babasının plaklarını dinleyen Burgess, şimdilerde iki yaşındaki oğluyla bu tutkusunu paylaşıyor. Burgess, geçen hafta piyasaya çıkan ikinci kitabı Tim Book Two: Vinyl Adventures from Istanbul to San Francisco'da (İstanbul'dan San Francisco'ya Plak Maceraları) işte bu tutkusundan yola çıkarak dünyanın dört bir yanındaki plak dükkanlarına yaptığı ziyaretleri anlatıyor. Macera şöyle başlıyor: Burgess, önce Iggy Pop'tan Johnny Marr'a, Paul Weller'dan Kevin Shields'a çoğunluğu müzisyen dostlarından plak tavsiyeleri alıyor. Ardından bu plakların izini, plak dükkanlarında sürmeye başlıyor. Maceranın sonunda plak koleksiyonuna 30 yeni albüm eklemeyi de başarıyor. Elbette kitabın en ilgi çekici yönlerinden biri de İstanbul'daki plak dükkanlarından da bahsetmesi. Burgess İstanbul'la ilgili bölümün başında daha önce buradaki plak dükkanlarında fazla zaman geçirmediğini itiraf ediyor. Vereceği konserden birkaç saat önce organizatörden kendisine plak dükkanı tavsiyesinde bulunmasını istiyor. Lale Plak, Kontra Plak ve DeForm Müzik kitapta adı geçen plak dükkanları. Kontra Plak'taki ziyaretine dükkanın sahibi Okan'ın ikram ettiği Türk kahvesi eşlik ediyor: "Daha önce Türk kahvesi içip içmediğimi sordu ve ortadan kayboldu. Birkaç dakika sonra arka taraftan elinde iki içecekle döndü. Kolunun altında The Charlatans'ın Then albümünün bir kopyası bulunuyordu. Kahveyi, plağı ve kalemi bana uzattı..."
AJDA PEKKAN TAVSİYESİ
Kontra Plak'tan Edwyn Collins'in tavsiyesi olan Tomita'nın Snowflakes are Dancing plağını alan Burgess'ın bir sonraki durağı DeForm Müzik oluyor. Burada aradığı plakları bulamıyor ama eli boş çıkmıyor. Dükkan sahibinin tavsiyesi üzerine Ajda Pekkan'ın bir plağını alıyor. Bir de gözüne Curtis Mayfield'ın Back to the World plağını kestiriyor. Ancak ikinci el olan plağı, ne durumda olduğunu kontrol etmek için kabından çıkardığında David Bowie'nin Diamond Dogs'unun bir kopyasıyla karşılaşıyor. Tim Book Two, fonunda harika müziklerin çaldığı keyifli bir yol hikayesi. Burgess'ın dediği gibi plak dükkanlarına, sadece plak satışları devam etsin diye ihtiyacımız yok. Onlar, müzik gruplarının temellerinin atıldığı, arkadaşlıkların kurulduğu yerler. Kitabı bitirdiğinizde eminim siz de benim gibi soluğu bir plak dükkanında almak isteyeceksiniz.