Bir ulusa özgüven veren adam: Pele
Pele, 39 yıl önce bugün futbolu bırakmıştı. Geçen yıllarda bir mit haline gelse de neden efsane olduğu belirsizleşti. Pele: Bir Efsanenin Doğuşu, Pele’nin neden büyük bir futbolcu olduğunu net bir şekilde anlatıyor
bir seydir ginga stili (bizde yaygın olarak sokak futbolu olarak adlandırılır ama biraz daha fazlası). Filmde bu stilin Brezilyalıların özgürlük mücadelesinde nasıl ortaya çıktıgı yan hikaye olarak ele alınırken, 50'li yıllarda Brezilya'da Avrupalı olma özentisinin baskın hale gelmesiyle ginganın nasıl dıslandıgı da anlatılıyor.
KAÇIRAN KUŞAKLAR İÇİN FIRSAT
Iste Pele bu noktada devreye giriyor. Filmde Pele'nin dünya sahnesine çıktıgı 1958 Isveç Dünya Kupası'nda, 17 yasındayken ve sakatken takımını 'baskası olma kendin ol' dercesine ginga stiliyle nasıl atesledigi ve bu stili futbol dünyasına nasıl armagan ettigi net bir sekilde gösteriliyor. Zimbalist Kardesler'in hem senaryosunu yazdıgıı (Senaryo Bülent Degerli'nin Pazar SABAH'ta Pazar Hikayeleri kösesinde yazdıgı futbolcu portrelerinin tadında) hem de duygusal bir anlatımı önceleyip zaman zaman kliselere sıgınarak yönettikleri film, futbolseverleri ziyadesiyle memnun edecek bir yapım. 39 yıl önce bugün futbolu bırakan Pele, malum zaman içerisinde bir futbol miti olarak akıllarda hep kaldı. Ama neden efsane oldugu zamanla muglaklastı. Iste film, Pele efsanesinin zaman içerisinde üzerine biriken tarih tozunu siliyor. Ona yetisemeyen kusaklar için de iyi bir Pele portresi çiziyor. Futbol ve sinema tutkunları kaçırmayın derim.
?YOLLARDA BULURUM KENDİMİ
Fatih Akın, sert sulara dalmadan, iddialı filmler çekmeden önce ya da çektikten sonra kendini biraz dinlendirmeye alır ve naif denilebilecek ama bence izlendiginde insanın kendini iyi hissettigi, sinematografik olarak saglam filmler çeker. Temmuz'da, Soul Kitchen gibi (Istanbul Hatırası ve Cennetteki Çöplük belgesellerini de buna dahil edebiliriz) filmler bu tür yapımlardır. Kesik'te çetrefilli bir konu olan Ermeni meselesine kafa yoran Akın, bu iddialı yapım sonrası yine naif denebilecek ama saglam ve dinamik bir filmle, Elveda Berlin ile karsımızda. Wolfgang Herrndorf'un Yokus Asagı/ Tschick (bizde Günısıgı Kitaplıgı'ndan çıkmıstı) çoksatan kitabının sinema uyarlaması olan filmde, uyumsuz gibi görünen iki ergenin bir yol öyküsü etrafında sekillenen büyüme öyküsü anlatılıyor. Akın o kendine has dinamizmiyle, kitaptaki gençlik enerjisini perdeye aktarıyor. Film de insanın kendini tanıması, büyüksehrin sıkıcılıgı, özgürlügün yollarda ve tasrada oldugunu vurgulaması açısından önemli sularda keyifli bir sekilde yüzüyor. Solino dısında ilk defa senaryo yazarlıgı yapmadıgı, sadece yönetmenlik yaptıgı Elveda Berlin, iyi bir yol ve gençlik filmi. Ayrıca günümüz Alman gençligiyle ilgili de iyi bir kesit sunuyor. Ask, gençlik, yol, macera ve Akın'ın sinematik yetenekleriyle harmanlanınca keyifli bir seyirlik ortaya çıkıyor. Son olarak naçizane tarihe bir not düselim. Film ileride kültlesirse hiç sasırtıcı olmaz!
EN SON HABERLER
- 1 Hiçbir doğruluğu olmayan beslenme önerileri
- 2 İnsana güvenmekten vazgeçmeyin
- 3 Küçük sanatçılar için büyük deneyimler
- 4 Yelkovan kuşlarının peşi sıra
- 5 Üstümüz başımız leopar
- 6 Bu oyunun seyircileri, cesaretli insanlar
- 7 Zamanın ötesinde bir albüm
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sınırları koruyalım
- 10 Dümdüz bir karın, incecik beden için bahar diyeti kılavuzu