2018'de gizemli olan kazanacak

Eski şaşalı günlerini mumla arasa da, Nişantaşı'nda hayat akıyor... Atiye Sokak İstanbul Moda Haftası'nın güzellikleriyle dolu. Modaevlerinin olduğu apartmanlardan grup grup çıkan manken kızlar, sokağa kısa da olsa hareket getiriyor.
Seren Serengil, sabah yayınına başladığı programını bitirmiş kendini Nişantaşı'na atmış, "Çok zayıflamışsın" övgülerini kabul ediyor. Hakikatten çok zayıflamış! Biraz gereksiz mi olmuş ne?
Yunus Günce görünüyor köşede. Survivor adasındaki sürünen halinden eser yok. Kendine gelmiş... 40 yaşından sonra gelen şöhretin keyfini sürüyor.
Benim aradığım, peşinde olduğumsa bunların hiçbiri değil! Bu kez sosyal medyanın sırlarının peşindeyim... Günaydın yazarı, trend gurusu, olayların adamı Mert Vidinli'yle sosyal medya ve sosyal hayat üzerine biraz dedikodu yapalım istiyorum.
Mert orada, tabii ki elinde telefonuyla! Kahvaltı masasında bir omleti kıstırmış, selfie çekiyor, snap'e yüklüyor... Şaka şaka... O kadar da değil ama Mert'in yanına gidip selfie'siz ayrılmak mümkün değil bunu sohbetin sonunda anlayacaksınız.
- Mert, niye elimizden telefon düşmez oldu?
- 2017 trend raporlarına göre Snapchat yeni neslin televizyon kanalı. Nasıl ki, dizi, belgesel, sinema, yemek, güzellik kanalları var televizyonda... Bu kanalların da starları var. Tüm bunlar artık sosyal medyada da var.
- Bu işe hobi demek doğru değil anladığım kadarıyla?
- Bu hobi değil, reality şov! 24 saat içerik paylaşman gerek. Bu içeriği paylaşmak için de renkli yaşıyor olman şart! Kimse senin sucuk ekmek yemenle ilgilenmez! Taco yemen lazım.
- Sıradışı bir hayat yaşamak için para harcamak gerekiyor değil mi?
- Olmaz mı? Takipçiyi canlı tutmak için ciddi para harcamak lazım. Bol bol seyahat edeceksin, aynı kıyafeti üst üste iki gün giyemezsin. Döner ekmek yesen seni sıkıcı bulur takipçi. Bu bir yatırım işi! Hayatta kalmak için 24 saat canlı olman şart! Eskiden İstanbul'un en ünlü işletmecileri dediğinde bilinen isimler vardı, şimdi sorsan kimse işletmeci tanımaz, mekanlar ve mekana gelen gidenler önplanda.
- Kendini bu kadar gösterme durumu nasıl bir ihtiyaçtan doğdu ki?
- Herkes sınıfın en çalışkanı, grubun en popüleri, mahallenin muhtarı olmak ister. Herkes ünlü olmak ister. Artık ilişkiye başlarken bile adayın, sosyal medya hesaplarını kontrol etmek alışkanlık oldu. Sosyal medyada olmayan biri, gizemli ve riskli sayılıyor!
- Geleneksel medya ölüyor mu yani gerçekten?
- Sosyal medya fenomenlerinin geleneksel medyayı inkar eden bir tavrı var. Bu yanlış! Snapcaht, Instagram ve Twitter fenomenliği gelip geçici şeyler. Bugün hiçbir Twitter fenomenini hatırlamıyoruz. Bu yanılgıya düşmemek lazım.
- Elinden telefon düşmemesi etrafındakileri rahatsız etmiyor mu?
- Başta ediyordu. Sonra baktılar ki, dünya buraya akıyor. Dünya starları bunu yapıyor. Kim Kardashian'la aynı evde yaşıyor gibiyiz. Çıplak duş alsa önümüzde şaşırmayız! Kendall Jenner'ın yatak odasını bile biliyoruz. Eee Hollywood bu kadar rahatsa ben niye kasıyorum demeye başladı bizim ünlüler de. Haliyle beni de anladılar. Eskiden çekilen fotoğraflar filtre üstüne filtreden geçirilirdi, "Ayy kırışıklarım çıkmış" denirdi. Artık nerede olurlarsa olsunlar, hangi halde olurlarsa olsunlar poz veriyorlar.
- Senin yanından sosyal medyada paylaşılmadan ayrılabilen oluyor mu?
- Benim yanıma geliyorsa, sosyal medyaya malzeme olacağını biliyor.
- Eski gece hayatını şimdikiyle kıyaslar mısın?
- Eskiden a plus kitlenin gece çıktığında dikkat ettiği en önemli şey, işletmecinin ağzının sıkılığıydı. Yeni nesil gelince her şey alt üst oldu! 18 yaşındaki çocuklarına söz geçiremiyorlar. Çünkü gençler görülmek istiyor. Yeni nesil yaşadığını, gezdiğini, tozduğunu sosyal medyada paylaşmak istiyor. Annesinin babasının a plus olmasının bir önemi yok! Ama bu kitle anne babalarını da alıştırdı. Onlar da artık, gizemli davranmıyor.
- Durduğun an biter misin?
- Biterim tabii. Hep paylaşım içinde olmalı, paylaşımdaki gibi yaşamalıyım. Bir de şöyle bir sıkıntı oluyor, "Onlar orada, ben niye yokum?"
- Bir yerlere davet edilmediğinde mi yaşıyorsun bu hissi?
- Aynen. Bu bunalım sebebi. Açılış, davet, organizasyonlar yorucu ama çağrılmamak daha yorucu. Beni çemberim dışına mı itiyorlar diye düşünüyorum. Ama bazen de, bazı düğün ve davetlere sadece sosyal medyada paylaşayım diye çağrılıyorum. İstemediğim bir yerse, bir arkadaşıma şifrelerimi veriyorum, o paylaşıyor, ben gitmiş gibi yapıyorum.

24 SAATTE ÜÇ AYRI YAŞAM TARZI
Gündüz kuşağı kadınları: Sabah çocuğunu okula, eşini işine yollar. Kuaföre gidip hazırlanır, sezonun hit parçalarını üzerine geçirir, arabasının bagajına üç ayrı kıyafetini koyar. Davetten davete gezer! Bagajda farklı kıyafetler şart. Çünkü benim gibi sosyal medya fenomenlerinin fotoğrafına girecek, farklı davetlerde farklı kıyafetlerle olmayı tercih eder! Ama bu Anna Del Russo için de geçerli. Milano Moda Haftası'nda kadını aynı gün dört farklı kıyafetle gördüm! Bizim sosyetik birkaç ismimiz de İstanbul Moda Haftası'nda böyle geziyor. Şoförlü bir araçla, gün içinde kıyafet değiştirilip defile defile geziliyor. Bunlar hep sosyal medya yüzünden.
Primetime insanları: Şehrin popüler mekanlarında yemek yiyen, takılan insanlar! Genelde iş çıkışı, reytingi yüksek mekanlarda boy gösterip, gardırobunun en havalı parçasını etrafa gösterirler. Bu kıyafetlerin içinde mutsuz dahi olsalar, iyi göründüklerinden eminler!
Gece kuşağı insanları: Gece ortaya çıkarlar. Sosyal medyada kontrolsüz yaşarlar. Gece kulüplerinde gezer, partilerde turlar, localara konuk olurlar, after partiye eve geçerler... Gittikleri partiler gece yarısı başlar, sabaha kadar sürer. Bu kitle kontrolsüz paylaşım yapar. Sabah da, "O son fotoğrafı atmayacaktım" der.
BU BÖYLE GİDER Mİ?
İnsanlar ortada olmaktan sıkılacak. Yavaş yavaş sıkılmaya başladı hatta. Artık düğünlerde uyarı panoları var; 'Sosyal medya hesaplarınızda bir şey paylaşmayın!' diye...
2018 gibi gizem önplana çıkacak. Çünkü insanlar belli bir noktaya kadar popülerlikten hoşlanıyor.
Gizli kapılar ardından, gizli mekanlarda, sosyal medyada paylaşımın yasak olduğu eğlence anlayışı gelecek. Kapalı kapılar ardındaki hayatlar moda olacak!
Eskiden montları vestiyere bırakırdık, cep telefonlarını da bırakma devri gelecek. Çünkü çok ortadayız, herkes her şeyini paylaşmaya başladı. Bilgi kirliliği had safhada. Herkes düşünüyor, yazıyor. Herkes bir kolu tutmuş gidiyor.
Geleneksel medyanın önemi artacak. Gazeteler deneyim yazarlarına kıymet verecek. Öze dönüş!
Tespit
Mert Vidinli 24 saatini sosyal medya üzerinden yaşayan bir isim. Haliyle bu durum normal insan sohbetlerinde konsantrasyon, göz göze temas sorunu yaşatıyor. Olsun o aklındakileri en hap şekliyle anlatma konusunda bir uzman! Bir de gelen geçen herkesi tanıma ve selamlama konusunda. Sohbet boyunca en az 15 kişiye röportaj arası el sallayıp, göz kırptı!
SOSYAL MEDYANIN OLMAZSA OLMAZLARI!
-Spor videosu, fotoğrafı paylaşmak şart!
-Yediğin yemek, beslenme şeklin takipçinin radarında.
-Modayı takip edip, aksesuvar, çanta, kıyafet en yeni parçaları fotoğraflamazsan olmaz!
-En yeni mekanları merak etmeyen yok!
-Veee ünlüler. Dizilerde gördüğü ünlüleri, sosyal medyada görünce yakınlık hissediyor takipçi!
-Bol bol yurtdışı seyahati...