Cumartesi 08.10.2016
Son Güncelleme: Cuma 07.10.2016

Türkiye’nin Irongirl’ü yarışlara hazır

Başarılı sporcu Bahar Saygılı, bugün Hawaii’deki Ironman Dünya Şampiyonası’nda Türkiye adına yarışıyor. Bu şampiyonaya katılan kendi kategorisindeki ilk Türk kadın sporcu olan Saygılı’nın hedefi, zorlu yarışta Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek

Bahar Saygılı, Milli Triatloncu. Aktif spora dokuz yaşında yüzmeyle başlamış. Bugüne kadar çok sayıda başarılara imza atan Saygılı, Full Ironman'in yarı mesafesindeki Half Ironman'lerde başarılı sonuçlar elde etti. İlk kez katıldığı Full Ironman'in Afrika Şampiyonası'nda ikinci oldu. Full Ironman mesafesinin 3.8 km yüzme, 180 km bisiklet ve 42 km koşudan oluştuğunu hatırlatalım. Tüm bu mesafeleri, 17 saatin altında bitirmeniz gerekiyor. Tabii ki, bu dallar arasında herhangi bir mola, yeme içme gibi durumlar söz konusu değil. Yani oldukça zorlu bir mücadele. Bu nedenle yarışı tamamlayabilenlere Ironman yani demir adam deniyor. Bugün Dünya şampiyonası var. Bu şampiyona öyle isteyenin katıldığı bir yarış değil. Hawaii'deki bu yarışa katılabilmek için yıl içinde düzenlenen şampiyonaların birinde en az ikinci olmanız gerekiyor. Çünkü, dünya şampiyonasında en iyiler yarışıyor. Milli sporcu, Hawaii yarışlarına da, ilk Dünya Şampiyonu Belçikalı Luc Van Lierde ile Kanarya Adaları'nda çalıştı. Saygılı ile İstanbul'da, Hawaii'ye uçmadan birkaç gün önce konuştuk.
- Ironman bir kadına göre mi, oldukça zorlu da?
- Full Ironman, zihninizle götürebildiğiniz bir yarış. İlk anda bırakmak istiyorsunuz ve daha devam etmeyeyim düşüncesinde oluyorsunuz. Çünkü, vücudunuzda büyük bir acı var. Ama siz bu acıya karşı direniyorsunuz. Bana gelince 25 yaşında Half Ironman, 30 yaşında da Full Ironman hedefi koymuştum. Mart'ta 30. yaşıma girdim ve Full Ironman'i denedim. Ama dünyaya Ironman olarak gelmediğime inandığım için bunu bir proje olarak bir kez yapacağım.
- Hawaii için özel bir hazırlık uyguladınız mı?
- Saat farkını yaşamamak adına burada Amerika saatine göre yaşıyorum. Öğlen saat birde uyuyorum. Akşam sekiz gibi de kahvaltımı yapıyorum. Sonrasında da antrenman... Kurbağa gibiyim yani. Çünkü yarışma gününde yüksek bir performansa sahip olmam gerek.
- Farklı bir strateji uyguladınız mı?
- Haftada 20 saati aşkın antrenman yaptım. Hawaii iklimi de rüzgarlı ve havası sert olduğu için bu koşullarda çalıştık. Son antrenmanımı Kanarya Adası'nda volkanik dağların patladığı inişli çıkışlı bir parkurda yaptık. Koşma, bisiklet ve yüzme olarak hazırlanmanın dışında stratejik hazırlanma süreci de oldu. Yağ yakımını engellemek için vücudumu aynı kiloda tutmaya çalıştım.

MAKİNE DEĞİLİM, DUYGULARIM VAR
- Afrika Şampiyonluğu'ndaki ikinciliğiniz nasıl geldi?
- İki kez Afrika'da uzun bir süre kalarak antrenmanlar yaptım. Çünkü Türkiye'deki mevsim şartları, nisan yarışı için uygun değildi. Saat farkı da olmayınca çok rahat oldu. Şampiyon yarışında, ilk 10 km çok iyiyim ama ikinci 10 km'de kusmaya başladım. Bir depresyon halinde nasıl bitecek bu yarış diye düşünmeye başlarken üçüncü 10 km'de kendime geldim ve insanlara çak yapıyordum. Zihinsel olarak o kadar dalgalı bir durum yaşıyorsunuz ki... Değişik bir süreçti. Ama mutlaka yapmam gereken bir şeydi. İlk denememde bir dünya şampiyonasına katılmayı hak kazandığım için ayrıca mutluyum.
- Afrika şampiyonasında aksilikler oldu mu?
- Koşuda sıvı eksikliğinden dolayı şekeri vücudum observe edemedi. Sürekli su içmezsen bu sefer şeker komasına girip vücut kusmaya başlıyor. Koşunun 12 km'sinde kusmaya başladım. Daha 30 km vardı bitmesine. Yemem gerekenleri yiyemedim, çünkü yediğim anda kusuyordum. Bir yandan kusup bir yandan koşuya devam ettim.
- Bırakmak istediniz mi hiç?
- Makine değiliz ki bizim de duygularımız var. Zihinsel olarak yapmak istemiyorum diyerek bırakan çok oluyor ama ben her zaman yarış anını düşünerek motive oluyorum. - Finişte neler hissettiniz? - O anda tüm duygular birbirine karışıyor. Duygu boşalması da yorgunluk da olduğu için insan ağlıyor. Ben de ağladım.
RAKİPLERİMİN BACAĞI KADARIM
- Çok naifsiniz... Sanki bu spor size göre değil gibi bir his uyanıyor...
- Herkes aynı şeyi söylüyor. Rakiplerim genellikle çok büyük ve uzunlar. Bacakları benim tüm vücudum kadar. Ben daha narin kalıyorum. Ama hem genetik hem de küçükken bale ve buz pateni yapmama bağlıyorum.
- Aileniz ne diyor?
- Yoğun antrenman döneminde biraz yıprandığımı görüyorlar ama keyifli olduğumu bildikleri için bir şey demiyorlar. Annem çocukluğumdan beri İstanbul'da bisiklete binmeyi tehlikeli bulduğu için ilk 10 yaşında söylediği 'Bugün bisiklete binmesen olur' uyarısını bugün 30 yaşımda bile söyler.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.