Cumartesi 12.11.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 12.11.2016

Bi kendine gel bu şarkı patladı!

Hit şarkıların gizli kahramanı Ayla Çelik’le bu yıl dillere dolanan Bağdat şarkısı sonrası değişen hayatını konuştuk. Bir de milyonları tavlayan şarkılar yapmanın sırlarını...

Hayranı olduğunuz ünlü bir isim hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza çıktığında yanına gitmek, ona sarılmak istersiniz. Peki bu tepkiniz karşısında o kişinin de kollarını açarak size doğru koştuğuna hiç tanık oldunuz mu?.. Bu yılın başında ikinci stüdyo albümü Ben'i çıkaran Ayla Çelik, albümün, özellikle de Bağdat şarkısının kendisine kazandırdığı şöhretin farkına uzun süre varamamış. Kollarını açıp kendisine doğru koşanlara 'tanıdık herhalde' diye düşünüp o da koşup sarılmış. "Gözlerim de bozuk" diyerek anlatıyor o günleri. Aslında Çelik'in insanlara dokunmakla, sarılmakla sorunu yok. Her gün sadece söylediği değil, söz ve müziğine imza attığı birçok şarkıyla yüzlerce, binlerce insanın hayatına dokunuyor, onları sarıp sarmalıyor. Türkan (Demet Akalın), Dantel (İrem Derici), Benim Adım Aşk (Sibel Can) ve dahası... Bununla da kalmıyor. Kendisiyle buluştuğumuzda röportaj öncesi yanımıza gelen plak şirketinden genç arkadaşı kısa bir sorguya çekiyor. "Kaç kilo verdin? Hani tartının fotoğrafı nerede?" Bir de vaadi var elbette. Beş kilo verirse arkadaşını ünlü bir yaşam koçuna emanet edecek. Çevresine karşı ilgili, sevgi dolu. Belli ki küçük dokunuşların büyük değişimlere yol açtığını bilecek tecrübede... Ayla Çelik'le rüzgarın hızının saatte 90 km'yi bulduğu bir günde, bir kafenin yeşillikler içindeki bahçesinde konuşuyoruz. Çelik fırtınalara alışkın. Albümle gelen şöhretin ardından magazinde dönem dönem çıkan haberlerin (birçoğu asılsız) kopardığı fırtınalar onu sadece biraz yormuş. Ama iç huzurunu, yaptığı işe olan tutkusunu belli ki kaybetmemiş. Bunu nasıl mı anladık? Elbette sorularımıza verdiği yanıtlardan...
- Siz söz ve müziği size ait şarkıların her yerde çalmasına alışkın bir müzisyensiniz. Ama Ben albümüyle artık ünlü oldunuz. Tanınıyorsunuz. Bu durum hayatınızda farklılığa neden oldu mu?
- Büyük bir fark yarattı. Bambaşka bir hayat yaşıyorum. Hiç zamanım yok. Hiçbir saatim bana ait değil. Oysa ki çok stabil bir hayatım vardı. Evimde, çok bireysel bir iş yapıyordum. Şarkılarımı yazıyor, arada müzisyen arkadaşlarımla çalışıyordum. Tamamen kontrolümdeydi. Artık maalesef değil. Ama ufak ufak toparlıyorum.
- Sokakta hayranlarınız sizi gördüklerinde nasıl davranıyor?
- Normalde sokağa rahat rahat çıkarken artık çıkamıyorum. Çok uzun zaman birileri kollarını açıp bana geldiğinde ben de kollarımı açıp onlara gittim. Bu kadar sevgiyle geldiğine göre herhalde beni tanıyan biri diye düşünüyordum. Sarılıp "Ayla Hanım bayılıyoruz size" dediklerinde durumu anlıyordum. Gözlerim de bozuk. Bu arada en büyük fanlarım çocuklar. Zaten hayatta en çok çocukları seviyorum. Allah kalbime göre verdi.
- Bağdat'ın çalmadığı her kalmadı herhalde...
- Evet, her yerde çalıyor. Yazın Bodrum ya da Çeşme'de bir yere gidip oturuyorum şarkım çalmaya başlıyor. Ben böyleyim. (Saçlarıyla yüzünü kapatıyor) Yanımdakilere dönüp "Siz mi çaldırıyorsunuz?" diyorum. Sonunda isyan ettiler ve bana: "Bi kendine gel. Bu şarkı patladı!" dediler. Ben o kadar dışarı çıkmayan biriyim ki gerçekten sokağı bilmiyorum. Önceleri emin olamadım. Bana jest mi yapıyorlar, anlamıyordum. Evde oturuyorsun kapıdan bir araba geçiyor Bağdat'ı çalarak... Denizden bir tekne geçiyor yine aynı şarkı. Çalmayan yer, söylemeyen insan kalmadı.
- Nedir Bağdat'ın sırrı?
- Benimki normal bir albüm ya da şarkı patlaması olmadı. İnsanlar şarkıyla birlikte beni evlerine, yanlarına aldı. Bana kendimi ailelerinden biriymişim gibi hissettirdiler. Bir sıcaklık oldu. Bunda Bağdat'ın o saf hali etkili oldu sanırım.
MANZARA HARİKAYDI
- Karşımızda bir Ayla Çelik var. Bugünlere nasıl gelindi?
- Kolay değildi elbette. Bir yol çizdim. Önümde çok ciddi bir yokuş vardı. Ama yokuşu çıktığımda gördüğüm manzara harikaydı. Hâlâ da zorlukları var. Zor bir iş yapıyorum. Ama eğitimini aldığım, hayalini kurduğum, çaba gösterdiğim işi yapıyorum. Ben müzisyenim, müzisyenlik yapıyorum.
- Müzisyen olmak, şarkı yazmak size ne sağladı?
- Yazıyor olmak insanı cesurlaştırıyor. Rahatlıyorsun. Kalem büyük bir güç.
- Kaleminizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
- Hayatın içinde kalmaya dikkat ediyorum. Bir seyretmek var, bir de yaşamak, dokunmak ve hissetmek. İkincisini yaptığın sürece daha sıcak kalıyorsun. Kendini de, olayları da, insanları da, yazdıklarını da sıcak tutuyorsun. Buna özen gösteriyorum.
- Hit şarkı yapmanın püf noktası nedir?
- En önemlisi ayıklamayı, yazdıklarının içinden seçmeyi öğrenmek. Bu olur, bu olmaz demek zorundasın.
- Ayıklama işi mantıkla mı yapılıyor? Kalple mi?
- İkisi birlikte ama mantık ağır basıyor. Bu işin içinde bir matematik var. Duyguyla matematik birleşiyor. Bir de her defasında muhteşem bir şey yazdığını sanıyorsun. Yok, hayır yazmadın. Onu çöpe atabilmeyi bilmelisin.
- Türkler nasıl dinleyiciler, ne tür tepkiler veriyoruz?
- Bizim için söz önemli. Kafadan, söz almak zorunda. Dinleyeni tavlamalı. Şarkı başladığı anda dinleyici "Ne diyor?" demeli. Bizim için ya basit küçük şarkılar olacak ya da ritmik olacak, oynatacak. Eğlenceyi seviyoruz, kanımız kaynıyor.
- Siz evde ne dinliyorsunuz?
- Yalnızsam caz dinliyorum. Klasik caz...
AŞK İNSANI AŞAĞI DA ÇEKEBİLİR YUKARI DA İTEBİLİR
- Albümünüzde aşk teması ağır basıyor...
- Aşk her şeydir. Aşk duyulmadan ne ben albüm yapabilirim ne sen gazetecilik... Aşk dünyadaki en kuvvetli, en güçlü duygu.
- Aşk sizi nasıl etkiliyor?
- Her şeyi yapabiliyor. Aşağı da çekebiliyor, yukarı da itebiliyor.
- Size hangisi şarkı yazdırıyor?
- İkisi de olabiliyor.
- Bizzat yaşamanız mı gerekiyor o aşkı?
- Hayır, yazdığım şarkıların çoğu bana ait değil. Başkalarının aşklarını anlatıyor. Demet Akalın'ın okuduğu Gidenlerin Kalanları, gömlekle alakalı bir şarkıdır. Birinin gömleği kalmış arkadaşımın evinde... Türkan benim hikayem. Osman'ın kahramanı ise aslında okuldan arkadaşım Gamze. Şarkıda Gamze'nin Osman olma hallerini anlattım. Bazen erkek gibi konuşur. Ona Osman Abi deriz. Aslında şöyle oluyor: Dokunduğun zaman sana da bulaşıyor. Ben senin hikayeni samimi bir kalple dinliyorsam bir kadın olarak yaşadıklarını hissedebilmem, onları anlamam çok normal bir şey. O an acını ve mutluluğunu paylaşıyorum. Bu da bende mutlaka iz bırakıyordur. Tabii ki kendi penceremden harmanlıyorum.
- İbrahim Tatlıses için de bir şarkı yaptınız. Farklı duygular da sizi harekete geçiriyor mu?
- Elbette. İlk albümümü yeni yapmıştım. Günay'da İbrahim Tatlıses ile sahne aldık. Benim ilk sahnemdi. Başladıktan üç hafta sonra İbrahim Bey'in başına söz konusu kaza geldi. Çok üzüldüm. O an sadece annesi geldi aklıma. Kalbim çok acıdı. Bir anne için çok acı bir durum. O duyguyla yazdım şarkıyı.
DÜN GECE BİR ŞARKI YAPTIK, SABAH OLMADAN EBRU GÜNDEŞ'E SATTIK
- Günlük çalışma rutininiz var mı?
- Sabahları erken kalkarım. Sabah saatlerini çok seviyorum. Dinlenmişim, duşumu almışım, sporumu yapmışım. Sakin kafayla, o dinginlikle çalışmayı tercih ediyorum. Bir piyanom var. Piyanoda müzisyen arkadaşım bana eşlik ediyor. Zaman zaman Gökhan'ı (Tepe) arıyorum bak böyle bir şeyler yakaladım, birlikte bakalım diye. Ya da o beni çağırıyor.
- Birlikte çalıştığınız kişilere bakınca benzer isimlerle karşılaşıyoruz. Gökhan Tepe gibi... Farklı isimlerle çalışmayı, risk almayı sevmiyor musunuz?
- Güvendiğim insanlarla çalışmayı seviyorum. Başka isimlere şans veririm ancak onu tolere edebilecek zamanım varsa. Zor bir iş yapıyoruz. Ekip çalışmasına çok açığım ama çalışacak adam bulmak zor. Gökhan'la çok uzun yıllardır yakaladığımız bir enerji var. Arkadaşız. Hızlı tempoda çalışıyoruz. "Şarkıdan bu bölümü at" diyorum, atıyor. Nedenlere, niçinlere girmiyoruz. Kes, at, biç... Birimizden birimiz olmadı diyorsa olmamıştır, kabul ediyoruz.
- Yeni albüm için şarkılar yapmaya başladınız mı?
- Dün gece bir tane yaptık. Ama hemen sattık. Üstelik demosunu bile yapamadan...
- Kim aldı?
- Ebru Gündeş aldı. Onunki acildi, bekliyordu. Benim albüm için zamanım var. Ben de Gökhan da paylaşmayı seviyoruz. Kimin kısmetiyse ona gitsin, diyoruz. Şarkılar bol bol çıkıyor zaten, hepimiz faydalanıyoruz.
- Önümüzdeki günlerle ilgili planınız nedir?
- Çok yorucu bir dönem geçirdim. Biraz kendimle ilgilenmek, şarkı yapmak istiyorum. Sırada benim albümüm var, Gökhan'ın albümü var. Ayrıca şarkı sözü verdiğimiz arkadaşlarımız var. İnanın telefonun ucunda bekliyorlar. Onları yarı yolda bırakmak istemiyorum. Ama şunu şuraya monte edeyim gibi bir iş de değil yaptığımız. Duyguyla alakalı.
- İlk kime şarkı verdiniz hatırlıyor musunuz?
- Ebru Yaşar'a. Okuldan arkadaşımdı. Patlayan ilk şarkım ise Sibel Can'ın okuduğu Benim Adım Aşk'tı. Duyar duymaz aldı şarkıyı.
TERLİKLE VURACAĞIM AĞZINA!
İREM DERİCİ:
Cadı. Terlikle vuracağım bir gün ağzına diyorum, "Hela terliği ile vur" diyor.
GÖKHAN TEPE: Kardeşim. İyisiyle kötüsüyle her şeyiyle...
DEMET AKALIN: Doğal. Bazen boğmak istiyorum, beni çıldırtıyor. Öpeceğim öpmelere doyamıyorum. Sevgim çok büyük. Saygım da... Çok zor bir işi, çok zor şartlarda başlattı ve buna sahip çıkmak için müthiş bir enerji harcıyor. Hızlı, pratik ve çok çalışkan.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.