Giriş Tarihi: 19.11.2016

Mücadeleye bayılırım Hastasıyım!

Pop müziğin parlayan isimlerinden 28 yaşındaki Güliz Ayla, 12 yıldır geçimini müzik yaparak sağlıyor. Ayla’ya göre “Ne olursa olsun ayakta duracağım dediğinde, hayata orta yerinden dalıveriyorsun...”

Aynı evdeki hareketleri... Genç müzisyen Güliz Ayla'nın kliplerini, konserlerini izleyen annesinin yaptığı yorum bu olmuş. Bir de Ayla'yı son konserinde sahnede saçlarıyla çok oynadığı için uyarmış. Bir anne şevkati ve hassasiyeti ile yapılan bu yorumlar, Güliz Ayla'nın kısa sürede nasıl bu kadar çok sevildiğinin ipuçlarını da barındırıyor sanki. O doğal ve samimi. Tıpkı evindeki gibi. Olduğu gibi... Hayatımıza bir yıl kadar önce Olmazsan Olmaz adlı sözü müziği kendisine ait olan şarkıyla girdi. Kendi adını taşıyan ilk albümünün çıkış parçasıydı. Şarkının klibinde sade beyaz bir tişört ve jean pantolon giymişti. Tek aksesuvarı pantolon askılarıydı. "Ben buyum" diyordu. "Bu da benim sizinle tanışma şarkım!"
- İlk albüm dokuz şarkıdan oluşuyor ve 32 dakika sürüyor. Bu süre Güliz Ayla'yı tanımamız için yeterli oldu mu?
- Müziğimi tanıyabildiniz. Aslında benim hakkımda da epey bir fikir sahibi oldunuz. İnsanın yaptığı müzik karakterini de yansıtıyor bence. Biraz yaşadıkları biraz da etrafından gördükleriyle şekillenen iç dünyasını...
- Hiç mi gizlediğiniz bir şey kalmadı?
- Dikkat ettiyseniz albümdeki şarkıların geneli pozitif duygular içerir. Aslında melankoliyi de seven biriyim. Çoğu insan başına onu mutsuz eden bir şey geldiğinde ondan bir an önce kurtulmak ister. Ben öyle acele etmem. O duyguyu nasıl yaşamam gerekiyorsa öyle yaşarım. Kaçmam. Genelde gülüyorum ama ağlamayı da severim. ne olursa olsun ayakta duracağım
- Kendinizi hayatın neresinde görüyorsunuz?
- Yüzde 100 içindeyim. Bir sürü hastalıklar geçirdik aile olarak. Kötü zamanlarım oldu. Ben çok küçükken babam vefat etti. 16 yaşımdan beri sadece müzik yaparak paramı kazanıyorum. Ayakta kaldım. Bana her zaman öğretilen şey de buydu: Ayakta kalmak. Ve insan bunu yaşam mottosu haline getirince, "Ne olursa olsun ayakta duracağım" deyince, hayata orta yerinden dalıveriyorsun.
- Çok mücadele etmek zorunda kaldınız mı?
- Müzik sektöründe çok uzun yıllar çalıştım. Parasız günlerim oldu, çok para kazandığım günler de... Ama ben mücadeleye bayılırım, hastasıyım. Ve bundan da çok beslenirim. Asla durmak yok. Hayat bu, bir şeyler getiriyor bir şeyler götürüyor. Yaşıyoruz. Avantajım duygu yoğunluğumu müzik sayesinde daha kolay atabiliyor olmak. Yazıyorum, çiziyorum, haykırıyorum.
- Dışarıdan bir gözle baktığınızda kendinizi nasıl görüyorsunuz?
- Oğlan çocuğu gibi bir tarafım vardır. Ama giyinmeyi süslenmeyi de severim. İnsanın kendini tanımlaması zor. Beni albümden önce tanıyanlardan gelen, benim için en kıymetli yorum şu oluyor: "Sensin işte". Annem de sahnedeki hareketlerimi görünce "Aynı evdeki hareketleri" diyor. Başka biri olmaya çalışmıyorum. Zaten artık samimiyet önplanda, insanlar samimi şeylerin peşinden gidiyor. Samimiyete değer veriyor.

SAÇLARINLA OYNAMA
- En son Zorlu PSM'de konser verdiniz. Anneniz orada mıydı?
- Evet, çok beğenmiş, gururlanmış. "Harikaydın ama bir eleştirim var. Saçlarınla çok oynuyorsun sahnede" dedi.
- Aile bağlarınız kuvvetli midir?
- Babamı küçük yaşta kaybettik. Bir ablam var. Çekirdek bir aile gibi görünsek de aslında çok kalabalığız. Tipik Karadeniz ailesiyiz ama akrabalarımızın çoğu Samsun'da.
- Bugünlerde sizi en çok ne endişelendiriyor?
- Çok endişeli biri değilim. Sevdiğini kaybetmiş biri olarak, beni en çok sevdiklerim ve onların sağlığı endişelendirir. Annem bir süre önce kanser tedavisi gördü. Onların canı sağ olduğu sürece her şeyin üstesinden gelebilirim.
- Başınızı yastığa koyduğunuzda günün muhasebesini yapar mısınız?
- Vicdanım bazen bana zarar verecek kadar kuvvetli. Her şeyi çok takarım. "Birini kırdım mı, incittim mi? Yanlış anlamış olabilir mi?" diye. Bütün günün özeti yastığa başımı koyduğumda kafamın içinde dönmeye başlar. Allah'a şükür hiçbir pişmanlığım yok. Kırdığım insanlardan özür dilemekten de gocunmam. Çünkü insanız, hepimiz hata yapıyoruz.
EVİM YOL GEÇEN HANI GİBİ
- Bilgisayar oyunlarını sevdiğinizi duymuştum. Oynamaya devam ediyor musunuz?
- Playstation oyunlarını seviyorum ama her gün oynamıyorum. Beni saran bir oyunsa üç-dört saat oynuyorum. Sabahlara kadar oynadığım da olmuştur elbette. Aslında ben oyun oynamayı seviyorum. Kağıt oyunlarını, açık havada oynanan oyunları... Yazın sahilde yakar top filan oynuyoruz.
- Son merakınız da tenismiş sanırım?
- Temmuz gibi başladım. Spor yapmayı seviyorum ama salon sporlarından sıkılıyorum. Bana hareketli bir şey lazım. Boks da yaptım daha önce.
- Kız arkadaşınız mı çoktur erkek mi?
- Erkek arkadaşım çoktur. Hatta kız arkadaşlarımı parmakla sayarım. Gerçekten her şeyimi bilen yakın dostlarımı yüzdeye vurunca erkek oranı yüksektir. İlkokuldan beri bu öyle. Yetiştirilme tarzımla alakalı sanırım. Çocukken sokakta top oynuyordum erkek arkadaşlarımla. Şimdi de örneğin playstation oynayabileceğim kız arkadaşım yok. Maç izlemeye de bayılırım. Galatasaraylıyım.
- Arkadaşlarınız eve gelir mi?
- Evim yol geçen hanı gibidir. Gece 02.00'de telefonum çalar "Hadi kalk, kahve yap, geliyoruz" diye ararlar. "Uyuyorum ama..." itirazlarım işe yaramaz. Sabahlığımı giyip kahve yaparım. Moda'da oturuyorum, burada çok arkadaşım var. Bakkala gitmek için evden çıksam biri görüp "Hadi gel kahve içelim" diye çağırıyor.
- Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
- Belli olmuyor. Bir gün oluyor elime gitarı almıyorum, bir gün geliyor altı-yedi saat çalışıyorum. Rutinim yok.
- Evde vakit geçirmeyi sever misiniz?
- Evciyimdir. İşim bitince eve giderim. Evde çok da güzel vakit geçiyorum. Kahvemi koyup bilgisayarın başına geçiyorum. Müzik dinliyorum, oyun oynuyorum, dizi izliyorum. House of Cards'ı izliyorum şu sıralar. Sırada Black Mirror ve Narcos var.
- Kimleri dinliyorsunuz peki?
- Her şeyi dinlerim. Gülay'ın albümü Mucize'yi dinliyorum. Anouk'un albümü her zaman elimin altındadır. Gökhan Türkmen'in yeni albümü Sessiz'i de çok beğendim.
TİNDER AŞKLARI İÇİN ŞARKI YAZABİLİRİM
- Albümün geneline bir aşk teması hakim...
- Mutlu ve umutlu bir aşk ama. Aşkın güzel hallerini anlatıyorum.
- Geçmişin izleri var mı?
- Vardır elbette. Başkalarının yaşadıklarından da izler vardır.
- Arkadaşlarınız sizinle dertleşmeyi sever mi?
- Sever. Birkaç arkadaşımın telefon rehberinde aranacaklar listesinin ilk sırasındayım. "Güniiiiz başıma şöyle bir şey geldi" diye ararlar. Ama tavsiye vermeyi dinlemek kadar çok sevmem. İnsan anlatarak içindeki duygu yoğunluğunu atıyor. Bir deşarj yöntemi...
- Günümüzde ilişkilerin şekli değişti. Akıllı telefon uygulamaları kullanarak tanışıyor insanlar. Örneğin Tinder'dan tanışmış bir çiftin hikayesi size ilham verebilir mi?
- O da garip bir hikaye bence. Komik bir aşk şarkısı yazılabilir bu konuda. Bu arada ben yalnızlığı çok severim. Hayatımın hiçbir döneminde "Âşık olmam lazım, hayatımda biri olmalı" demedim. "Birini bulsam, birinin peşinden gitsem" diye düşünmedim. Bence insanlar aşkı fazla kastırıyorlar. Ben Tinder'dan bulmaya değil de doğal bir sürece inanıyorum. Çok koşturunca olmuyor, ters tepiyor. Yolda karşılaşayım, çarpışalım filan.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.