Cumartesi 03.12.2016

Aşk ve vatan arasında

Brad Pitt ve Marion Cotillard’ı bir araya getiren, Robert Zemeckis’in yönettiği Müttefik, klasik filmlerden Kazablanka’ya öykünen, aşkı ve vatanı arasında tercih yapma durumunda kalan iki casusun hikayesi...

MÜTTEFİK/ALLIED
Sinemada aşk ve 2. Dünya Savaşı deyince akla ilk, savaş zamanı çekilen efsanevi Kazablanka filminin düşmesi muhtemeldir. Michael Curtiz, başyapıtı filmde, savaş fonunda geçen basit bir üçlü aşk hikayesinden, umut ve umutsuzluk arasında gidip gelen, yer yer entrikalı ama temelde hüzünlü bir yapıt koyar önümüze. Usta yönetmen Robert Zemeckis, Müttefik'in ilk mekanı olarak savaş zamanının Kazablanka'sını seçerek bu klasik filme güçlü bir selam çakıyor. Kazablanka'da Nazi büyükelçisini öldürmekle görevlendirilen İngiliz istihbaratından Kanadalı Max Vatan (Brad Pitt), Fransız direniş örgütünden Marianne Beausejour (Marion Cotillard) ile karı koca rolü oynayarak bir operasyon düzenliyor. Savaşın yarattığı belirsizlikten tükenmek üzere olan ve artık geleceklerinin olmadığı düşünen ikili, operasyon sürecinde birbirlerine sığınınca güçlü bir aşkın da fitili ateşleniyor.

KİMYALARI TUTUYOR
Ritmi, casusluk ve aşk anlatımının dengesi, ilk bölümde Müttefik'i modern bir Kazablanka haline getirirken, çiftin evlenme kararı alıp Londra'da mutlu bir hayat sürmeye başlamasıyla film farklı bir hal alıyor. Bombardıman altındaki Londra'da, gelecekten umutlu hale gelen, çocuk yapıp mutlu bir aile tablosu çizen çiftin hayatı, Max Vatan'a gelen bir uyarıyla altüst oluyor. Film bu noktadan sonra sıkı bir casusluk öyküsüne dönüşüyor. Aşkı ve vatan sevgisi arasında tercih yapmak zorunda kalan bir adamın dramı haline geliyor. Zemeckis, filmde yönetmen olarak ustalığını yine konuşturuyor. Çok iyi çekilmiş sahneler var. Yani işçilik iyi. Ama film öykündüğü Kazablanka gibi iz bırakma konusunda çok da istekli değil. Hatta Zemeckis'in filmografisinde iz bırakacak bir durum bile yok ortada. Temelde bütünlük ve odaklanma konusunda bir sorunu var filmin. Farklı janrlardan yararlanırken bir denge tutturulamayınca iki ayrı filmi izler gibi oluyoruz. Ayrıca bize sunduğu entrikaları derinleştirme konusunda bir başarı yok ortada. Film, ortaya birtakım sorular atıyor ve bu sorulardan gerilim yaratılıyor ama sonrasında gelen cevaplar hiç sürpriz içermiyor. Gelelim oyunculuklara... Marion Cotillard ve Brad Pitt'in ikili olarak kimyasının tuttuğu ortada. İlk bölümde Cotillard şuh ve aşık olunacak kadın olarak devleşirken, ikinci bölümde sahneyi Brad Pitt'e bırakıyor. Ama Pitt onun kadar zirve yapamıyor. Müttefik, usta bir yönetmen, iki büyük oyuncunun bir araya geldiği, kağıt üzerinde iyi duran fakat film olarak perdede görüldüğünde kafası karışık olan, sözünü tam olarak bulamamış bir film. Müziği, görüntü yönetmenliği, yaratılan atmosfer düşünülünce seyirlik gelebilir ama Zemeckis'in yetenekleri düşünüldüğünde ortalama bir yapım olarak kalıyor.
Partnerler farklı sahneler aynı
Malum Angelina Jolie ile Brad Pitt, Bay ve Bayan Smith filminde yakınlaşmış aralarındaki o büyük aşk da bu filmde başlamıştı. Uzun yıllar birlikte olan çift ayrılık kararı aldı. Tam da bu süreçte Müttefik filmi çekildi. Pitt'in partneri Marion Cotillard ile ilgili aşk haberleri bir pr çalışması mı onu bilemem. Ama Bay ve Bayan Smith ve Müttefik'i kıyaslayınca tema, gizem gibi konularda birbirlerine çok benzediğini söyleyebilirim. Mesela, Bay ve Bayan Smith'te karı koca tetikçidir ama ikisi de birbirinin ne iş yaptığını bilmez. Ta ki birbirlerini öldürme emri gelene kadar. Ama o emre kadar mutlu bir hayat sürerler. Müttefik'te ise çiftimiz çok iyi iki casus. Evleniyorlar mutlu bir hayatları var ama bu mutlu yaşamın arkasında kimi sırlar var. Filmle ilgili açık vermek istemiyorum ama izleyince anlaşılacaktır! Zaten internette kimi sinefiller Müttefik'teki Cotillard'ın sahneleri ile Jolie'nin Bay ve Bayan Smith'deki sahneleri kıyaslamaya başladılar. Ama şunu söylemek gerek Jolie, Pitt ile birlikteliğinden sonra yönetmen oldu, sinema kariyerini farklılaştırdı. Cotillard şimdilik Fransız menşeili bir dünya starı olarak zirvede zaten ama ileride yönetmen olarak karşımıza çıkarsa (bir kısa film çekmişliği var) şaşırmayız. Ki söz açılmışken Cotillard'ın oyunculuğunu beğenmeyenlere, onu donuk bulanlara İki Gün Bir Gece, Nine, İyi Bir Yıl, Pas ve Kemik ve tabii ki Kaldırım Serçesi filmlerini tekrar izlemelerini tavsiye ederim.

Kanadı kırık işçiler
BABAMIN KANATLARI

Yılın öne çıkan yerli filmlerinden Babamın Kanatları, inşaatlarda çalışan işçilerin dünyasına bakıyor ve kanser hastası ustabaşı İbrahim'in (Menderes Samancılar) sistemin çarkları arasındaki sıkışmışlığını ve çıkışsızlığını anlatıyor. Genç yönetmen Kıvanç Sezer'in senaryosunu da yazdığı filmin erdemi Türkiye'deki değişen sosyolojik yapıyı doğru okuması ve ajitasyonun tuzaklarına düşmeden bu ustabaşının çaresizliğine odaklanması. Sağlam senaryosu ve bu senaryonun hakkını veren gerçekçi bir rejiyle vücut bulan, Menderes Samancılar'ın müthiş oyunculuğunun lokomotif olduğu yapım, sinemamızdaki sosyal gerçekçi anlatıma taze bakış açısı getiriyor. Kaçırmayın deriz!

Umutlu bir mücadele
MAVİ BİSİKLET

Taşrada yaşayan küçük bir çocuk Ali. Babası öldürülmüş, geçim sıkıntısı çeken annesi ve bebek olan kardeşiyle zorlu bir yaşamın içerisinde. Adaletin tecelli etmediği dünyada, Ali bir de okulda bile güçlünün, imtiyazlı olanı desteklediğini görünce dayanamıyor. Böylece, Antalya Film Festivali'nin en iyisi Mavi Bisiklet, Ali'nin şartları ağır bir dünyada umudunu kaybetmeden inatla, otoriteyle mücadelesinin naif öyküsüne dönüşüyor. Senaryosunu Nursen Çetin Köreken ile yazıp filmi yöneten Ümit Köreken, genelde sinemamızda yapılan bir hataya düşmeden çocukların dünyasını onların bakış açısından anlatıyor. Kamerasını da ona göre konumlandırıyor. Dinamik bir omuz kamera kullanımıyla, amatör oyunculardan aldığı yüksek performansla iyi bir iş çıkarıyor. Mavi Bisiklet de umudun ve naif bir mücadelenin filmi oluyor.

SİNE-TORTU
Keşke herkes sizi tanısaydı

Keşke herkes Mithat Alam'ı tanısaydı. Tanısaydı da bir insan idealleri ve tutkusunun peşinden giderken, nasıl insan insan, halka halka çoğalırmış görülürdü. Yıllar önce bir söyleşi yapmış ve 'Türkiye sinemasının kalbini attıran adam' başlığını atmıştım. Doğruya doğru, az şey değildi yaptıkları... Boğaziçi Üniversitesi'nde verdiği sinema dersleriyle birçok insanın hayatını değiştirdi. O dersleri alanlardan kimi yönetmen, kimi yapımcı kimi de sinema yazarı oldu. Bu üniversite bünyesinde Mithat Alam Film Merkezi'ni kurdu ve öğrencileriyle birlikte burayı sinemamızın en saygın yerlerinden biri haline getirdi. Mithat Alam Eğitim Vakfı'yla sinema eğitimi almak isteyenleri destekledi. Karşılık beklemeden, toplumsal faydayı gözeterek ülkemizde sinema kültürünün yaygınlaşmasına çok ciddi katkılar sundu. Tam bir İstanbul beyfendisiydi, zarifti. Mithat Bey, hafta başı yaşamını yitirdi. Bize düşen de onun tutkusu, idealleri ve hayata geçirdikleri önünde saygıyla eğilmek ve onu unutmamak...
DİKKAT ÇEKELİM
Türkiye'nin Oscar adayı Kalandar Soğuğu, Asya'nın Oscar'ı sayılan Asya Pasifik Ödülleri'nden üç ödülle döndü ve En İyi Film, En İyi Görüntü Yönetimi ve Genç Sinema ödülleri kazandı.
Adı Oscar adayları arasında geçen Yaşamın Kıyısında/Manchester by the Sea 16 Aralık'ta başlayacak Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde gösterilecek. Meraklılarına duyrulur!
Peter Jackson sayesinde, J.R.R. Tolkien'in yazdığı Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit'in maceralarını sinemada izledik. Sırada Tolkien'inki var. Yazarın hayatının Middle Earth adıyla sinemaya aktarılması için çalışmalara başlandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.