Müzikalin külkedisi

Son günlerde Aşıklar Şehri'ni izleyen kimi görsem müziklerinden bahsetmeye başlıyor. Bahsetmekle kalmıyor, başlıyor mırıldanmaya. 1950-1960'lı yılların gözdesi müzikalleri meğer ne kadar çok özlemişiz. O dönemin romantizmini hissettiren gerçekle hayal arasındaki ince çizgide gidip gelen Aşıklar Şehri de şimdiden bir klasik olmaya aday.
Müzikalin sadece bugün değil, yıllarca dinlenecek müzikleri, diğer tüm Damien Chazelle filmlerinde olduğu gibi Justin Hurwitz imzalı. Harvard'da okudukları dönemde tanışan ikili müzikal üzerinde çalışmaya altı yıl önce başlamış. Chazelle senaryoyu oluştururken aynı dönemde Hurwitz de müzikleri yazıyormuş. Sayısız demo hazırlanmış, birçoğu çöpe atılmış. Taa ki doğru parçalar bulunana kadar...
Müzikaldeki şarkıların bir kısmını müzikalin başrol oyuncuları Ryan Gosling ve Emma Stone seslendiriyor. Ama filmde duyduğumuz ilk ses onlarınki değil. Müzikalin açılış sahnesinde Another Day of Sun'ı seslendiren sesin sahibi Angela Parrish.
Adı duyulmamış genç bir caz piyanisti olan Parrish'in, ödüllü müzikalde şarkı söylemesine uzanan yolculuğu ise külkedisi masallarını andırıyor. Yedi yaşında piyano çalmaya başlayan Parrish 15'ine geldiğinde hayatta yapmak istediği tek şeyin müzik olduğuna karar veriyor ve caz piyano eğitimi alıyor.
ACI VE MUTLULUK BİR ARADA
2012'de otomobilinin bagajına eşyalarını yükleyip doğduğu şehir Newton Kansas'tan ayrılıyor ve hayallerinin gerçekleştirmek için Los Angeles'a geliyor. Newsweek'te hakkında yayınlanan yazıya göre o sırada 26 yaşında olan müzisyenin çantasında sadece bir ekmek, bir kavanoz fıstık ezmesi ve 700 dolar var.
Los Angeles'a gelir gelmez ilk yaptığı iş Facebook statüsünü "L.A'de yaşıyor" olarak değiştirmek oluyor ve ardından ağlamaya başlıyor. Tıpkı müzikalin kahramanlarına olduğu gibi ona da hayallerinin peşinde koşarken mutluluk ve acı eşlik ediyor. Altı ay boyunca kah arkadaşlarının kanepesinde kah arabasının arka koltuğunda uyuyor. Faturalarını ödemek için özel piyano dersleri veriyor. Kulüplerde gece boyunca kendisine iletilen istek parçalarını çalıyor.
Hayallerinin peşinden koşmaktan da asla vazgeçmiyor. Üstelik çalışmalarını ilettiği plak şirketlerinden her defasında "Eserleriniz kolay pazarlanabilir nitelikte değil" yanıtı alsa da. Sonunda geçen kış Aşıklar Şehri'nin seçmelerine katılıyor.
Müzikalin süpervizörü Steven Gizicki o güne şöyle hatırlıyor: "Angela içeri girdi. Hem çok fantastik hem de çekiciydi. Ona bayıldık çünkü onda orijinal bir şey vardı." Parrish o gün seçmeleri kazanmış ama endişeleri hiç bitmemiş. Ta ki film başlayıp sesini duyana kadar.