Cumartesi 25.03.2017
Son Güncelleme: Cumartesi 25.03.2017

Hepimiz aynı frekansta aynı çatlaklıktayız

Ayşe Hatun Önal ve kadın çetesi yılın en esprili, eğlenceli albümüne imza attı. Ortaya çıkan sadece bir albüm değil, örnek bir dayanışma ve dostluk hikayesi. İsra Gülümser, Gülşah Tütüncü ve Gülhan dostluklarını ve şarkılarını Cumartesi SABAH’a anlattılar

İstanbul'un popüler kulüplerinden birindeyiz. Saatler 01.00'i gösterdiğinde Ayşe Hatun Önal dansçıları ile birlikte sahneye çıkıyor. Planı albümden birkaç şarkı söyleyip mini bir tanışma konseri gerçekleştirmek. Ama dakikalar geçtikçe yeni şarkılar eşliğinde dans eden kalabalığın isteklerinin ardı arkası kesilmiyor. Konser uzuyor...
Önal albümün çıkış parçası Olay'ı ikinci kez söylerken bu kez sahnede kendisine üç güzel kadın eşlik ediyor. Albüme söz ve besteleriyle katkıda bulunan İsra Gülümser, Gülşah Tütüncü ve Gülhan'dan bahsediyoruz. Onlar albümde yeteneklerini sergilerken, o gece sahnede de güzel bir dayanışma ve dostluk örneği gösteriyorlar.
Biz de albümle birlikte temelleri atılan bu dostluğun ayrıntılarını öğrenmek için kendileriyle bu kez Beylerbeyi'ndeki Bosphorus Palace Hotel'de denize nazır bir odada bir araya geliyoruz.
BOL KAHKAHALI SOHBET
İlk olarak Gülhan geliyor odaya. Son albümü Masal Meyvesi sonrasında neler yaptığı üzerine konuşuyoruz. Tayland'a gittiğinden, bir süre Almanya'da yaşadığından bahsediyor. Zaman içinde korkuları ve zayıflıkları ile nasıl yüzleştiğini, artık hayata daha doğru şekilde bakabildiğini anlatıyor.
Bu sırada odaya Ayşe Hatun Önal ve Gülşah Tütüncü geliyor. Albümdeki en esprili, en eğlenceli şarkılardan Beyaz Atletli'nin söz ve müziği Tütüncü'ye ait. Zaten odaya girer girmez pozitif enerjisi hissediliyor. Yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyor. Kapı tekrar çaldığında bu kez aranjör Gürsel Çelik siyah gözlükleri ile içeri giriyor. Gösterilen sevgi ve alakadan ünlü aranjörün ekibin prensi olduğuna kanaat getiriyoruz. Ayşe Hatun Önal ile Çak Bir Selam'dan bu yana birlikte çalışıyorlar.
Söyleşimize başlamadan önce makyajlar yapılıyor, Instagram'dan arka arkaya hikayeler yayınlanıyor. En çok odadaki vintage telefon ilgi çekiyor. Ayşe Hatun Önal telefonun ahizesini kaldırıp taklitler yaptıkça herkes kahkahalara boğuluyor: "Aloo duyulmuyor mu? Bana bir kahvaltı gönder."
Son olarak Olay ve Dengesiz'in söz yazarı İsra Gülümser'in de aramıza katılmasıyla o bahsettiğimiz meşhur dörtlü tekrar bir araya geliyor ve biz de bol kahkahalı sohbetimize başlıyoruz.
Ayşe Hatun Önal ile İsra Gülümser'in arkadaşlığı uzun yıllara dayanıyor. Gülşah Tütüncü ve Gülhan'ın tanışması ise bu albüm sayesinde gerçekleşmiş.
Tütüncü ilk tanışmayı şöyle anlatıyor: "Gürsel Çelik'le ortaokul yıllarından beri arkadaşız. Ayşe ile birlikte şarkı seçimi için geldiklerinde sadece Beyaz Atletli'yi değil, başka şarkıları da çok sevdiler. Ama Ayşe en çok bunu sevdi. Çılgınlığını, derdini farklı bir dille anlatışını, içindeki mizahı, aşkı, ihtirası... Şarkı üzerinde iki yıl önce çalışmaya başladık."
Önal da "Beyaz atletli prensciğim kafan mı karışık?" diye soran şarkıda ilk dikkatini çekenin esprili ve eğlenceli yönü olduğunu kabul ediyor: "Şarkının üstüne balıklama atladım. Kendine yaptığı bir şarkıydı. Başta mırın kırın etti ama sonunda 'iyi, tamam' dedi."
Birbirlerini ilk tanıdıkları an sevmişler. Tütüncü bu durumu "Aynı frekans, aynı çatlaklık" diyerek açıklıyor.
Önal'ın albümde en çok korktuğu şarkı ise tarzının dışında gibi görünen Devran olmuş. Gülhan da Gürsel Çelik kendisini arayıp şarkı istediğinde Önal'ın ilgileneceği en son şarkının Devran olacağını düşünmüş. Ama ortaya çıkan sonuçtan memnun. Gülhan, "Ayşe'nin kafasında hep soru işaretleri oluyor. Bu da mükemmeliyetçi karakterinden kaynaklanıyor" diyor.
İsra Gülümser'e göre Selam Dengesiz müzik sektöründe farklı kırılmalara yol açacak bir albüm: "Son zamanlarda sert dönemler yaşadık. Sektör durma noktasına geldi. Öncesinde de benzer soundlar ve hikayeler dinliyorduk. Kendimi ayırmıyorum. Biz de zaman zaman o hataya düşmüş olabiliriz. Bu albüm onu kırdı. İnanıyorum ki başka isimler de farklı kafalara geçecek. Daha naif, esprili, gerçek şarkılar yapılacak."
LİSE ARKADAŞI GİBİYİZ
Peki bu dörtlü bir araya geldiğinde müzik dışında nelerden konuşuyor? Bu sorunun yanıtını da Gülümser veriyor: "Her şeyi konuşuyoruz. Yaşadığımız ilişkiler, aşk, siyaset... Dedikodu da yapıyoruz. Konuşmazsak Ayşe'yi tanıyamayız. Tanıyamazsak doğru şarkıları, doğru sözleri, doğru melodileri bulamayız."
Gülümser, "Ayşe serttir ama bir o kadar da naiftir. Naifliğinden sertleşir. İçinde küçük bir kedi var, aslan gibi görünür. O hırçınlığı da zaten hep o kediyi korumak için. Bize kızar ama başka bir yerde bize asla laf söyletmez. Aslan kesilir. Güvenilirdir, sırdaştır. İkimiz hiç konuşmadan iki saat yan yana durabiliyoruz. Bazen yatıyoruz, uyuyoruz aynı anda kalkıyoruz. İçgüdüleri de kuvvetli oluyor üretken insanların. O yüzden birbirimizi güzel okuyoruz." diyor.
Tütüncü'ye göre ise Önal'ın gün içinde dört mevsimi yaşadığı oluyor: "Konuşkan bir insan. Sessiz zamanları da var. Bir gün içinde dört mevsimi yaşadığı oluyor. Bazen konuşkan bazen sessiz, bazen çok mutlu, bazen agresif. Hepimiz öyleyiz ama Ayşe'de bu durum daha belirgin. Solist gibi, artist gibi duruşu yok. Lise arkadaşı gibiyiz. Çok uzun yıllar erkeklerle çalıştım, insanlara 'Naber abi?' demeye alışmışım. Şimdi böyle bir ekibin içinde 'Pudrası olan var mı?' diye sormak çok hoşuma gidiyor. Meğer kızlarla beraber vakit geçirmeyi unutmuşum."
Bu sözler üzerine Önal, "Yazın bir tatil paklar bizi. Bu dörtlünün gittiği yerden ses gelir" diyor.
Kahkahalar, espriler, taklitler bir yana sohbetimizin sonunda İsra Gülümser çok önemli bir konuyu gündeme getiriyor. Ayşe Hatun Önal'ın başarısının tesadüf olmadığını herkesin bilmesini istiyor: "Emek var bu albümde. Ayşe oradan buradan para toplayıp bu albümü yapmadı. Müziğe ilk başladığında elinde, cebinde ne varsa ortaya koydu. Hepimiz şahidiz."
SABIRSIZIM, EN FAZLA TRAFİK IŞIĞI BEKLERİM
İsra Gülümser ilginç bir noktaya dikkat çekiyor: "Ayşe hep poz verir gibi. Gözlerini bir kısıyor, o da poz. Acayip mimiklere sahip. Kadının içinde var. Kesinlikle sinemada olmalıymış." Peki neden değil? Sorunun yanıtı Önal'dan geliyor: "Olayları teatral anlatırım. Hikayeleri anlatırken yaşarım. Kendi kendime karakterler üretirim. Ama bu yönümü daha çok yakın çevreme gösteririm. Bugüne kadar sinemadan çok güzel teklifler geldi ama bende beş saat bir ışığı bekleyecek sabır yok. En fazla trafik ışığını beklerim."
FACEBOOK'TAN MESAJ ATTIM, ASILDIĞIMI SANDI
Ekibi bir araya getiren isim Gürsel Çelik. Önal şakayla karışık "Ekibi bir araya getirdi ama sonra ekipten kaçmaya çalıştı" diyor. Çelik ve Önal'ın tanışma hikayesi de ilginç. Çelik anlatıyor: "Memlekette daha önce yapılmayanı yapmaktı amacımız. Ayşe'nin de Batılı bir kafası vardı. Yaptığı işleri beğeniyordum. Sony ile irtibata geçtim. ABD'de olduğunu söylediler. Facebook'tan mesaj attım. Ama kendisine asıldığımı düşünüp yanıt vermedi." Gerçekten de olay böyle gelişmiş.
Önal devam ediyor: "Aaa, bayram değil seyran değil. Bu adam niye beni arıyor? Kötü niyetli mi acaba? dedim. Şüpheciyimdir ve şüphelendiğim şeylere de inanırım. Aslan burcunun özelliğiymiş. Kafada kuruyor ve kurduğuna inanıyor. Bir-iki yıl sonra Alper Narman, seni çok iyi bir isimle tanıştıracağım dedi. Stüdyoya gittiğimizde kapıyı Gürsel Çelik açtı. Utandım ama belli etmedim. Toplantının sonunda Facebook'ta konuştuğumuzu itiraf ettim."
Gürsel Çelik, Ayşe Hatun Önal'ın deli bir şarkıcı olduğunu söylüyor, zor beğendiğini, birlikte çalışmanın zor olduğunu: "Kafasında çok şey var. Kulağı sağlam. Fazla müzik dinliyor. Kendini ait hissettiği sesleri bir araya getirmeniz gerekiyor. Mutfakta bir şef olduğunuzu düşünün bir yemek yapacaksınız. İtalyan mutfağı da var, Arap mutfağı da var. Ve başka mutfaklar da var. En son bir yemek çıkarmanız gerekiyor ve bunu da bu memleketin dinlemesi gerekiyor Haliyle o dünya mutfağı insanı zorluyor."
"Bir sonraki albümde yine birlikte mi çalışacaksınız?" soruma Çelik net bir şekilde "Zor" diyor. Meğer, albüm bittiğinde Önal'a "Gelme artık, bitmiştir, seninle çalışmayacağım" demiş. Ama bir hafta sonra tekrar çalışmaya razı olmuş.
CANLI KONSER SOLİSTİ
Stüdyo mu sahne mi? Ayşe Hatun Önal bu soruya "Eskiden stüdyoydu şimdi ise sahne. O noktaya geldim" yanıtını veriyor. Bir, iki hafta içinde orkestra eşliğinde canlı provalara başlayacak. Nisan sonu gibi ise konserlere start vermeyi planlıyor. Sahneye duruş olarak da çok yakışan bir isim. Ellerini, vücut dilini nasıl kullanacağını iyi biliyor. Vokal koçu Cihan Okan'dan da bu konuda geçer not almış:
"Stüdyoya sesimi açıp gitmiyordum. Düzenli olarak şarkıcılık yapmadığım için de sesim gayet tembel bir haldeydi. Sonuçta iki kastan bahsediyoruz. Dengesiz'i okurken beşinci saattte sesim açıldı. Okumalarda bana yardımcı olan vokal koçum Cihan Okan da 'Silin her şeyi, yeni başlıyoruz' dedi. Sonra da bana dönüp 'Farkında mısın ben bile bir saatin sonunda yorulurum, senin beşinci saatte sesin açıldı, bir tane çatlaman yok. Sen canlı solistisin' dedi."
ÇOCUKLARIN TEPKİSİ GERÇEK
Albümde herkesin kendinden bir şey bulması çok hoşuna gitmiş Önal'ın: "Herkes sadece Olay dese bozulurdum. Zaten 40 yılda bir albüm yapıyorum. Her şarkının kitlesine ulaşması önemliydi. Benim için amacına ulaştı. Bir iki şarkının öne çıktığı bir albüm olmadı. Bir de çok alakasız tiplerden gelen tepkiler hoşuma gidiyor. Hayatta elektronik müzik dinlemeyecek birinin dinliyor olması gibi. Çocukların tepkileri de en gerçek tepkilermiş gibi geliyor."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.