Giriş Tarihi: 13.05.2017

Aynı evden iki DJ bir Aslan bir Kaplan çıktı

Son dönemin önemli DJ’lerinden Doğuş Çabakçor, izinden giden kardeşi Doğa ile artık bir arada çalıyor. İki kardeşin ortak DJ’lik macerasını vesile ettik, Çabakçor ailesinin evine misafir olduk

İstinye sırtlarında yeşillikler içinde bir evde oturuyor Doğuş Çabakçor. Boğaz manzaralı. Ama evin içindeki manzara daha çok ilgimizi çekiyor. İçeri girer girmez hemen hissediyorsunuz, eşi Begüm, oğulları Aslan ve Kaplan'la sıcak bir yuva kurmuş kendine. Hayatının büyük bir bölümünde seyahat eden, çoğu zaman gece geç saatlere kadar performansları süren bir DJ için aslında hayal etmesi bile zor bir hayat bu. Ama o bunu başarmış. Evdeki ilk dakikalarımıza Kalben'in Saçlar'ı eşlik ediyor. İlerleyen dakikalarda ise The Away Days'ten World Horizon kulağımıza çalınıyor.
Sevilen DJ ile bir araya gelme nedenimiz, kardeşi Doğa ile birlikte hazırladıkları proje. Abi-kardeş ilk DJ performansını geçen günlerde özel bir partide gerçekleştirdi. Birbirlerine zıt iki karakter gibi görünseler de yapılan yorumlara bakılırsa DJ kabininin arkasında ahengi yakalamışlar. Bundan sonra da kimi zaman tek tek, kimi zaman da birlikte performanslara imza atmaya hazırlanıyorlar. Ayrıntıları kendilerinden dinledik.
- Aranızda kaç yaş var?
- Doğuş: Beş yaş var. Ben 1987'liyim, Doğa 1992'li. Doğa da benim gibi başka bir mesleğin eğitimini aldı ama DJ'lik konusunda kendini durduramıyor herhalde.
- Siz işletme mi okumuştunuz?
- Doğuş: Fen lisesi, ardından da işletme okudum. Ama daha 15 yaşındayken DJ'lik yapmaya başladım. Bu işi profesyonel olarak yapmamın üzerinden 13 yıl geçmiş. Neredeyse ömrümün yarısını harcadığıma göre gerçekten delice bir tutku olmalı. Bende böyle başladı ama Doğa'da nasıl başladı bilmiyorum. Kendi anlatsın.
- Doğa: Abim ilk kez profesyonel DJ'lik yapmaya başladığında 15 yaşındayken ben de 10 yaşındaydım. Onunla birlikte zaman geçire geçire, onun etrafında oldukça ben de DJ'liğe merak saldım.
- DJ abiye sahip olmak bir yandan da çok havalı bir şey değil mi?
- Doğa: Tabii ki. Üstelik çoğu DJ'den farklı bir insan olduğunu, farklı bir hayat sürdüğünü bildiğim için daha da önemliydi. Ben de önce kendi çapımda bir şeyler yaparak bu işe başladım. Hobi gibi düşünebilirsiniz. Arkadaş arasında, tanıdığım mekanlarda çalıyordum.
- Bu konuda eğitim aldınız mı?
- Doğa: Hayır, ben iç mimarım. Bahçeşehir Üniversitesi'nden mezun oldum.
- İlk kez birlikte çalmanız Soho House'daki partide mi gerçekleşti?
- Doğa: Evet, benim bir fikrimi hayata geçirdik. Abime desteği için teşekkür ediyorum. Güzel tepkiler de aldık.
- O gece siz müzik yaparken iki sanatçı da size destek oldu değil mi?
- Doğa: Evet, doğaçlama resim yaptılar. O anki ortamı duydukları müzikle birlikte resmettiler. Hatta izleyiciler de onlara katılıp bir şeyler çizdi. İşim gereği sanatın içinde olduğum için hissiyat üzerinden giden bir yaklaşımım var her şeye karşı . Bir mekana girdiğimde de ilk düşündüğüm şey "Ben burada ne hissetmek istiyorum? İnsanlara ne hissettirmek istiyorum?" oluyor. Bunları kafamda kurabildiğim için müzik anlamında da bunu yapmak, insanlara bir deneyim yaşatmak istiyorum.
- Bir aileye bir tane DJ yetmiyor muydu?
- Doğuş: Ben biraz o kafadaydım. Sonuçta gelecek vaat eden, keyifli bir mesleği var. Mimarlığın üzerinde durmasını çok istedim. O da mimarlıkla DJ'liği birleştirdi.
- Sizin ilk başladığınız dönemle bugünü karşılaştıracak olursanız, dinleyici kitlesinde değişiklik var mı?
- Doğuş: Benim başladığım dönemde her mekanda farklı kitleyle karşılaşıyordum. Doğa'nın ise çok güzel bir kemik kitlesi var. Nerede çalsa oraya geliyorlar. Soho House partisinde de oturmuş bir markayla yeni arasındaki enerji farkını net bir şekilde gördüm. Kendisi gibi onun kitlesi de heyecan dolu. Biz artık ne yapacağımızı bildiğimiz için yere daha sağlam basıyoruz. Ama bir yandan da onun heyecanı beni de çok heyecanlandırıyor.
- Müzik tarzı olarak örtüşüyor musunuz?
- Doğuş: Kitle büyüdükçe müzik de popüler kültüre kayıyor. Benim çaldığım müzik tarz olarak daha kolay ulaşılabilir. Doğa, alternatif tarzda müzik yapıyor. Doğru da yapıyor. Özel partilerde popüler olan tarz bu. Birlikte çalarken de o bana yaklaşıyor, ben ona yaklaşıyorum. Ortada buluşuyoruz.
- Özel hayatınızda iyi anlaşır mısınız?
- Doğuş: Eskiden anlaşamazdık. Şu anda da anlaşamadığımız konular var. Ben çok hırslıyımdır, "Hadi yapalım, olsun, başaralım" derim. O tam tersi dünya sakini. Onun sakinliği bazen beni çıldırtıyor. Bazen de dengede tutuyor.
COACHELLA, BURNING MAN PEŞİNDEYİZ
- Özel partilerde çalmayı mı tercih ediyorsunuz, festivallerde çalmayı mı?

- Özel partileri seviyorum. Çünkü festivaller eğlenceli oluyor ama her şey o kadar önceden planlanmış oluyor ki... Önceden planlanmış işleri sevmiyorum. Özel partilerde ne olacağını önceden çok fazla kestiremiyorsun. Kitle, performans... O an bir şeylere karar veriyor olmak, işe kişisellik katmak daha değerli geliyor.
- Türkiye'de festival algısı da farklı değil mi?
- Türkiye'de festival algısı iyi yönetilemiyor. Herkes Burning Man, Coachella ve Tulum'da BPM peşinden koşuyor. O festivalleri Türkiye'de yapsan kaçı gider? Türkiye'ye Justin Bieber geldiğinde gidilmez, ama Londra'daki konserine gidilir. Neden? İşte bu yüzden festivallerden duruş olarak uzak kaldım.
- DJ'ler için tek kişilik orkestra deniyor. Katılıyor musunuz?
- Sky is the limit (Sınır gökyüzü) sözü DJ'lik için geçerli. Hakikaten sınırsız. Dijital ortamda istediğimiz müziği, istediğimiz tarzda üretebiliyoruz. Sınırlar olmadığı için insanın hayal gücü devreye giriyor. Onu ileriye taşıyabilen zaten başarılı oluyor.
- Yurtdışında başarının formülü nedir?
- Şu sıralar en popüler isim Chainsmokers. İlk çıkışlarını yaklaşık dört yıl önce yaptılar. Ve o zamandan bugüne neler neler yaptılar. David Guetta gibi isimleri tahtlarından ettiler. Şimdi her yeni çıkanın örnek aldığı, her markanın birlikte çalışmak istediği bir isme dönüştüler. Şu sıralar olay tamamen radyolara ve YouTube'a döndü. Yaptığın parçanın klibi YouTube'da izleniyorsa, radyoda çalıyorsa bu önemli. Eskiden gece kulüpleri önemliydi.
- Yeni projeler var mı?
- İki yeni parçam var. Bir tanesi sürpriz bir işbirliği. Diğeri ise eski bir parçanın yeni versiyonu. Bir yandan da yaz geliyor, koşturmaca başlıyor. Yeni ekip de kurdum.
ÇEVREMDE BIRAK BABA OLAN İLİŞKİSİ OLAN YOKTU
- 25 yaşında evlendiniz. Erken değil mi?

- 22-23 yaşında tek başına yaşamaya başladım. İki sene sonra da evlendim. Evlenince hayatım başka bir yola girdi. 27'mde ilk kez baba oldum. 29 yaşındayken ise ikinci kez...
- Sıradışı bir DJ hayatı diyebilir miyiz?
- Evli ve çocuk sahibi başka DJ'ler de var dünyada ama bunu çok fazla dile getirmiyorlar. Bence çok da keyifli bir şey. Örneğin üç gündür yığılan işler nedeniyle çok stresliydim. O stresin içinde eve gelip eşimi, çocuklarımı görünce her şey sıfırlanıyor. Bu insanın farklı bir şekilde sahip olamayacağı bir his. Özellikle çocuk sahibi olmak bambaşka.
- Eşiniz işinizle ilgili size destek oluyor mu?
- En büyük destekçim. Genelde işimiz dışarıda, sosyal ortamlarda, insanlarla birlikte olmayı gerektiriyor. Begüm başka bir kafa yapısında olsa beni çok sınırlayabilirdi.
- Nasıl tanıştınız?
- Bir doğum gününde, arkadaş ortamında tanıştık. Aslında ortak tanıdığımız çok fazla insan yoktu. Birbirimiz hakkında da bildiğimiz şey çok azdı. Bugünkü gibi herkesin birbirini tanımasını sağlayan sosyal medya da yoktu. İlişkimiz böyle başladı. Birlikte çok eğlendik, hâlâ da eğleniyoruz. Seyahatlere de beraber gidiyoruz.
- İlk baba olduğunuzda neler hissettiniz?
- İlk Aslan doğdu, ne oluyor dedik. Allah Allah değişik bir duyguymuş. Daha 27 yaşımdaydım. Çevremde bırak baba olan, ilişkisi olan bile yoktu.
- DJ'likle eş ve baba olmayı bir arada nasıl başarıyorsunuz?
- DJ'lik, gece hayatı... İnsanların bir algısı var. Aslında benim en büyük savaşım bu algıyla oldu. Sadece aile tarzı olarak da değil. Bir DJ okulum var ve okula gelen öğrencilerin yüzde 90'ı şunu söylüyor: "Abi, bizim anne ve babamız çok endişelilerdi. Onlara seni anlattık, söyleşilerini okuttuk. Bu işin aslında düşündükleri gibi bir iş olmadığını gösterdik." Ayrıca uyuşturucu bulunan ortamlardan uzak durdum. İşimiz gereği alkollü ortamlarda bulunuyoruz ama işimi yaparken alkol kullanmıyorum. Sigarayı ağzıma sürmem. Düzenli aile yaşantısı, spor, beslenme vs... Bunların hepsine dikkat ediyorum. Bu şekilde kendimi koruyabildim. İmaj çok önemli. Ama DJ'lik imajından da çok uzaklaşmamak gerekiyor.
- Nedir DJ'likle ilgili hedefiniz?
- Baştan beri hep aynı amaca odaklandım: Güzel bir kariyer yapayım. 40 yaşına kadar bu işi layığıyla yaparsam, gücümü sonuna kadar kullanırsam 40 yaşından sonra bir şeyleri düşünmek zorunda kalmam. Bunu yapmak için düzenli bir hayata ihtiyacınız var. Çünkü hayatta algıyı çelecek o kadar çok şey var ki... Bunun içinde sadece yaptığın işle ilgili kararların yok. Özel hayatın, arkadaş çevren de var. Hepsi bu sürecin uzamasına neden olabilir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.