Dünyayı değiştirmek için yola çıktık

Norm Ender, Türkiye'de rap müziğin tanınması için emek veren isimlerden. Son albümü Aura ile pop müziğin hakimiyetindeki sektörde varolma savaşı veriyor. Başarılı da oluyor.
İzmirli rapçinin son albümünün çıkış parçası Deli'ydi. Kendisiyle tanıştığımızda ilk dikkatimizi çeken de bu 'deli' yönü oldu. Kendi doğruları olan, bunu sonuna kadar savunan ve bu uğurda kavgaya girmekten çekinmeyen bir rapçi vardı karşımızda...
- Deliliğe sığındığınız oluyor mu?
- Deli olmadan Dali, Dali olmadan deli olunmaz. Sanatçı doğmamış ama olmayı çok isteyen insanlar vardır. Bir single'la filan bir şekilde popüler olayı da başarırlar. Kendilerine örnek olarak da büyük sanatçıların deli yönlerini alırlar. Aykırı mı giyiniyor ben de aykırı giyineyim... Oysa ki büyük sanatçılarda deliliği besleyen bir de deha vardır. Bana da tişört yaptırıp milyonlar kazanmayı tercih etmediğim için "Deli misin sen?" diye soruyorlar. Ben de onlara "İşimi sizin gördüğünüz pencerelerden bakarak yapmıyorum ki. Bunu daha kaç kere kanıtlayabilirim" diyorum.
- Rap müziğin hikmeti nedir?
- Şehir ozanlarıyız biz. Yazarken toplumsal olaylardan besleniyor, toplumun klasik algısının dışına çıkıyoruz. Ülkemizde alternatif müziklere fazla yer verilmediği için rap yapmak için yola çıktığınız zaman daha fazla eğitiyor hayat sizi.
- Bu daha fazla malzeme demek değil mi?
- Rap müziği boksa benzetirim. Rap müzikte zirve olmuş ya da bu müziği icra edenlerin hiçbirinin ailesinin maddi durumu iyi değildir. Kazanmak için, bokstaki gibi dayağı yemek ya da atmak için bir sebebinizin olması gerekiyor. Varlıklı bir ailenin çocuğu rap müziğe yönelmez. Neden? Çünkü sokakta insanların içinde, onlarla iletişim halinde olmanız gerekir. Aksi takdirde yaptığınız müzik, popüler müzikler gibi kendini tekrar eder.
- Gerçek rapçilerin ilkeleri olması gerektiğini söylüyorsunuz. Nedir sizin ilkeleriniz?
- Yapmak istediklerimi yapıyorum. Yapabildiklerimi değil. İkisi arasında büyük fark var. Öbür türlüsü başkasının dünyasında figüran olmak. Biz bu müziği ilk başlarda üretirken çok az kişiydik. Verdiğimiz sözler vardı. Gün, bugünlere gelecekti, biliyorduk. Bu değişim içinde dünyanın bizi değiştiremeyeceğini savunuyorduk. Biz dünyayı değiştirmek için yola çıktık, ama bazılarını dünya değiştirdi.
BENİMKİ MÜZİK DEĞİL Mİ?
- Çok düştünüz mü?
- Çok düştüm. Öyle böyle değil. Düşmek beni kırbaçlıyor. Bugüne kadar ne kadar duvar gördüysem hep parçalamakla uğraştım.
- Pop müzikle alıp veremediğiniz nedir?
- Popun bu ülkede değişmesi gereken kalıplardan biri olduğunu düşünüyorum. Yurtdışında da icra ediliyor. Ama diğer türleri ezmiyor, görmezden gelmiyor. İnternet ortamındaki dinlenme oranlarına, konserlere bakıyorum bir şekilde popüler bir şeyden bahsediyorsak evet rap müzik de popüler. Dolayısıyla popüler kültürün nimetlerinden bizim de yararlanmamız gerekir diye düşünüyorum. Söylediklerin duyulmayınca ne yapıyorsun, tavır alıyorsun. Çünkü sana karşı tavır var, hakkın yeniyor. Benimki müzik değil mi?
DÜŞMAN DEĞİLİZ
- Rapçiler kendi aralarında atışırken sertleşebiliyor. Düşmanlık noktasına varıyor mu?
- Düşman değiliz. Profesyonel dünyada rakibiz. Yine boks örneğini vereceğim. Nasıl boksörler ringe çıkıyor birbirlerini dövüyorlar, ondan sonra tokalaşıp ayrılıyorlar. Bizde de öyle. Bizde seviye vardır. Ordu gibi düşünün. Rütbeler var. Ben yapmış olduğum müzikle ilk günden beri hep 'headliner' oldum. Bana laf söyleyen, diss atan (sataşan) yeni kuşaktan rapçilerle aynı afişte ismim yer aldı. Benim kitleme raplerini yaptılar. Atışmak, kötü bir şey değil seviyesi bilindiği sürece. Yaptığı müziğe hakimse, atışma yumruk yumruğa gelmiyorsa sorun yok.
GÜL VARSA DİKENİNE KATLANILIR
- Son klibi Kaktüs parçasına çektiniz. Şarkı günümüz aşklarını anlatıyor. Dertli olduğunuz bir konu mu?
- Eskiden "Gülü seven dikenine katlanır" derlerdi. Gül varsa dikenine katlanılır. Oradan yola çıkıp yapılmış bir şarkı. Sosyal medyada çöpçatan uygulamaları artsa da insanların birbirinden daha çok uzaklaştığını düşünüyorum. Dijital ortamdaki ilişkiler yüzeysel ve sığ. Bizden önceki kuşaklar daha uzun süreli ve uzun soluklu ilişkiler yaşıyormuş. Ne istediğini biliyor, onu arıyormuş insanlar. Şimdi elimizin altında alternatiflerin çok olması bizi maymun iştahlı yapıyor.