Cumartesi 12.08.2017
Son Güncelleme: Cumartesi 12.08.2017

MotoGP rüzgar gibi geçti

2017 MotoGP sezonunun 10’uncu etabı geçtiğimiz hafta Brno’da gerçekleşti. Acemi ve kısıtlı bilgilere sahip bir motor sporları seyircisi olarak üç gün boyunca yarışları yerinde takip ettim ve birbirinden enteresan ve keyifli manzaralarla karşı karşıya kaldım. Buyursunlar...

Hanımefendiler, beyefendiler; geçtiğimiz hafta sonu belli bir harmoniye sahip motosikletlerin çıkardığı sesin insanı çok da rahatsız etmediğini fark ettim. Şu hayatta en katlanamadığım dördüncü ses olan motor gürültüsüne alışabilmem için demek ki bin 600 küsur kilometre yol kat etmem gerekiyormuş. Peki, nereye gitmiştim? 2017 MotoGP sezonunun 10'uncu yarışını yerinde izlemeye, Çekya'nın ikinci büyük kentine, Brno'ya...
Üç gün boyunca ilk olarak antrenmanları, ardından eleme yarışlarını ve son olarak final turunu izlememin ardından anlatacak o kadar şey birikti ki neresinden başlasam bilemiyorum. Toplamda 193 bin 834 seyirci, tüm seviyelerle birlikte onlarca yarış, milyon euro'luk motosikletler ve güzel dansçı kızlar... En iyisi tam bir motor sporları cahili olduğumu kabullenip en baştan başlamak...
AAAA VALENTINO!
Davetlisi olduğum Monster Energy'nin İletişim Müdürü Alex ile Brno'ya varıyoruz. Cuma günkü antrenman turlarının ardından cumartesi günü eleme yarışları gerçekleşiyor. Eleme yarışları başlamadan önce medya odasına geçiyoruz. Birçok ulustan fazlasıyla gazeteci bilgisayarlarının ve televizyonların başında anlık haberleri büyük bir hızla geçerken foto muhabirleri de hiçbir anı kaçırmamak adına tüm kareleri deklanşörleriyle ölümsüzleştiriyorlar.
Bulunduğumuz yer pit alanlarına hayli yakın, pencereden kafamızı biraz uzattığımızda oradaki tüm koşturmacayı birebir gözlemleyebiliyoruz. Ben büyük bir merakla pit alanını ve garajları, orada hızla gerçekleşen operasyonları izlerken bir anda çevremde bir hareketlenme oluyor. Ne oluyor yahu demeye kalmadan, "Hey bakın Valentino" seslerini duyuyorum. Olanca cahilliğimden Valentino'yu tanıyamıyorum ama ben de hemen cep telefonuma davranıyorum. Valentino tüm haşmetiyle motosikletine binip yarışa koyulurken bana kalan birkaç bulanık fotoğraf karesi oluyor. Yine de yarattığı heyecanı görmek bile fazlasıyla enteresan oluyor benim için.
AYRIL DA GEL OĞLUM
Medya odasından ayrılıp alanda gezmeye karar veriyoruz. Sponsorların devasa karavanlarının yer aldığı yere yöneliyoruz. Etraf hayli kalabalık ve canlı. Monster Energy karavanında biraz vakit geçirip, MotoGP'nin dününe ve bugününe dair bazı kıymetli bilgileri edindikten sonra yarışları izlemek için yerlerimizi alıyoruz. 15 dakikalık iki eleme yarışının ardından pazar günkü etap için sıralamalar da belli oluyor. Eleme turlarının ardından yapılan şovlarda Monster Energy kızları tozu dumana katarken birçok hediyelik eşya havalarda uçuşuyor ve cumartesi günü böylelikle ardımızda kalıyor.
Pazar sabahı uyandığımızda yağmurlu bir hava bizleri karşılıyor. Yarış alanına geldiğimizde bir önceki güne oranla çok daha büyük bir kalabalık ve coşkuyla karşı karşıyayız. Seyirciler yağmura aldırmadan ellerinde şemsiyeleriyle önce Moto3'ü sonra Moto2'yi izleyip ardından büyük yarışı beklemeye koyuluyorlar. Biz de yerimizi alıp 14'e kadar dakika saymaya başlıyoruz. Sonunda da konfetiler ve görsel şovlarla 22 turluk Brno etabının start'ı veriliyor.
Her ne kadar diğer yarışları izlemiş olsam da esas yarışın farklılığını daha ilk anda hissediyorum ve istemsiz şekilde gaza geliyorum. Çevremden yükselen "Come on Vinales, Come on Marquez" seslerinin bunda etkisi olmalı. Bir ara kendimden geçip, ortamda kimsenin de Türkçe bilmemesine güvenerek "Haydi oğlum Valentino, ayrıl da gel, ayrıl da gel!" diye güzelce bağırıyorum. Ben bağrınca bulunduğumuz alanda bir iki yüz bana doğru dönüyor, Türkçe bilmeseler de bu abuk çıkışım onların biraz tuhafına gidiyor herhalde. Soğukkanlılığımdan hiç taviz vermeyerek bana bakan iki yüze dönüp "Nice race, yeah?" diye manasız bir soru yöneltiyorum. Kibarca başlarını sallayıp yarışı izlemeye devam ediyorlar. Ben de aynısını yapıyorum. Medeni sporseverler olarak efendi efendi yarışımızı izlerken 22 turluk heyecan nasıl geçtiğini anlamadan bitiyor ve puan durumunda ilk sırada olan İspanyol Marc Marquez, Brno etabını da birinci olarak tamamlıyor. Marquez'in vatandaşı Maverick Vinales ikinci olurken İtalyan Andrea Dovizioso ise kürsünün üçüncü sırasını elde ediyor.
Ardından tüm yarışçıların seyirciyi selamlamaya çıkmasıyla meydanda coşku bir nebze daha katmerleniyor. Valentino'nun son turlarda 5. sıradan 4. sıraya yükselmesi hayranlarını biraz olsun teselli ederken en büyük sevinç gözlemlediğim kadarıyla ilk iki sırayı kapan yarışçılara sahip İspanyol vatandaşların oluyor.
Üç günlük devasa organizasyonun sonunda milyon euro'luk motosikletlerin görkemi, dünyanın dört bir yanından gelmiş motor tutkunlarının adanmışlıkları zihnime kazıyıp güzel yurdumuza dönüyorum. Döndüğüm zaman motor sesi artık en nefret edilen sesler listemde daha aşağılarda yer alıyor.

Monster Energy'nin dançı kızları üç gün boyunca dans şovlarıyla tozu dumana kattılar.

2017 Çek GP'sinin ardından seramoni kürsüsünde iki İspanyol ve bir İtalyan yer aldı.

MotoGP'de yer alan araçların maliyeti milyon euroları buluyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.