Cumartesi 16.09.2017

Genç gibi yaşa, hiç yaşlanma formülü

Psikiyatr Olivier de Ladoucette, yepyeni bir kavramla karşımıza çıkıyor: Sübjektif yaş. De Ladoucette’e göre fiziksel yaşlanma kaçınılmaz ancak yaşa rağmen genç gibi hissetmek mümkün

Yaşlanmanın anlamsızlığına gönderme yapan Fransız psikiyatr Olivier De Ladoucette "Aslolan sosyal yaşımız" diyor: "Sübjektif yaşın yüzde 30'u genetik mirasımıza bağlıyken yüzde 70'i tamamen davranışlarımıza, sosyal hayatımıza ve arzularımızın yaşına bağlı."
HAYAT ENERJİSİ VE TUTKU
Elbette ki doğal bir süreç olan yaşlanmanın fiziksel sonuçlarına, hücre yenilenmesinin yavaşlamasına, kırışıklıklara, kasların zayıflamasına karşı çıkmıyor. Tüm bu gerçeklerle birlikte genç gibi yaşamanın ve hissetmenin mümkün olduğunu söylüyor De Ladoucette.
Bunun sırrı, hayat enerjisi ve arzu. Yaşamı çok sevmek, yeni deneyimler edinmek için istekli olmak, seyahat etmek, hobi sahibi olmak, yeni arkadaşlıklar kurmak, iş hayatında başarıya odaklanmaktan vazgeçmemek...
Bu saydıklarımıza benzer meşgalelerle, kişi hayattan zevk alıyor, biyolojik yaşının fiziksel sonuçlarını hafifletebiliyor, olduğundan genç ve enerjik görünebiliyor.
ZAMANA DİRENEN BİR GENÇLİK
Burada estetik ameliyatların kutsallaştırdığı kusursuz bir gençlik anlayışından bahsetmiyoruz. Kusurları, çizgileri olan ve yaşam tecrübesinin donattığı kişinin hayata bakış açısıyla zenginleşen, zamana direnen bir gençlikten söz ediyoruz.
Bu yaşsızlık kavramı, aslında günümüzde hayatı yaşama biçimiyle birlikte gelişti. Bir zamanların erkenden evlenip yuva kuran, 40'larında da torun torba derdine düşen kadınları artık mazide kaldı.
ARZULARININ PEŞİNDE KOŞAN KADINLAR
Kadınların cesurca arzularının peşinden koşmaları, en gencinden en yaşlısına kadar enerjileriyle hayatı dolu bir şekilde yaşamaları yaşlılık kavramında da köklü değişimlere sebep oldu. Kısaca bugün hiçbir şey için ne çok erken, ne de çok geç.
40'INDA ANNE 60'INDA SEVGİLİ
Kadınların ekonomik özgürlüklerini ilan etmeleri, sadece iş hayatında değil aşkta da geçmişe göre daha girişken olmaları onları her anlamda aktif kılıyor.
Üniversite sıralarını 20'lik öğrencilerle paylaşan, emekli olduktan sonra da köşesine çekilmeyen kadınlar sübjektif bir yaşın varlığını fazlasıyla doğruluyor.
40'larında anne olurken, 60'larında evliliklerini bitirip yepyeni bir geleceğe yelken açma cesaretini gösterebiliyorlar. Kendilerine güveniyor ve yaşları kaç olursa olsun yeni projelere yelken açmaktan çekinmiyorlar.
HAREKET EDİN VE BOL SU İÇİN
Sübjektif yaş: yüzde 30 genetik miras + yüzde 70 sosyal hayat, heyecan, arzular
DÜZENLİ UYK U, DAİMİ GENÇLİK
Vücudun tüm gün boyunca yaşadığı stresi azaltması ve fiziksel yorgunluğun azalması açısından düzenli uyku çok önemlidir. Bir sonraki güne hazırlanarak doğru başlanabilmesi, zihne dolan gereksiz bilgilerin ve kaygıların uzaklaştırılması ve birçok geri dönüş süreci için en temel süreçlerden biridir. Aynı zamanda düzenli uyku cilt hücrelerinin bioritmik çalışmasını destekleyerek cilt sağlığını ve ışıltısını artırmaktadır.
KİRLİ HAVA VE KİMYASALLARA DİKKAT!
Yaşlanmayı hızlandıran etkenlerin başında çevresel faktörler gelir. Hava kirliliği, tarımsal ilaçlar, radyasyon, vücuda temas eden yapay malzemelerde kullanılan kimyasallar, gıdalarda kullanılan denetimsiz kimyasallar vücudun hızlı yaşlanmasına neden olur. Sigara ve tütün ürünleri de yaşlanmayı hızlandıran faktörler arasındadır. Bu etkenlerden uzak durarak vücuda her gün yeni toksinler verilmesinin de önüne geçilir.
SUYUNUZU YANINIZDAN AYIRMAYIN
Dışardan alınan toksinlerin yanında, her gün yürütülen yaşamsal işlemlerden dolayı bedenimizde metabolik atıklar birikmektedir. Bu atıklardan arınmanın ilk aşaması su/sıvı tüketiminin yeterli olmasıdır. Böylece atıklar vücuttan daha kolay atılacaktır. Normal kiloda bir yetişkinin günlük tüketmesi gereken sıvı miktarı 2 ile 3 litre arasında değişmektedir.
DÜZENLİ BİR EGZERSİZ PROGRAMI UYGULAYIN
Yaşlanmayı geciktirmek, toksinlerden arınmak ve yaşam kalitesini artırmak için bireysel olarak planlanmış egzersiz programları, yaşlanmayı geciktirme sürecinde olmazsa olmaz bir basamaktır.
VİTAMİN DESTEKLİ BESİNLER TÜKETİN
Vücutta biriken toksinlerden, ilaç kalıntılarından ve metabolik atıklardan kurtulmanın ve yaşlandırma gibi zararlı etkilerini azaltmanın ilk ve en önemli aracı yine insan vücudunun kendisidir. Vücudun kendine ait detoksifikasyon enzimleri mevcuttur. Ama bu enzimlerin çalışabilmesi için çeşitli vitamin ve minerallere ihtiyaç vardır. Çinko, Bakır, Manganez, Selenyum; A, C ve E vitamini vücudun temizleyici sisteminde etkin olarak yer alırlar. Bu desteğin en güzel yanı ise bu ihtiyaçların doğal gıdalardan karşılanabilmesidir. Ceviz, fındık, badem, buğday, bulgur, kuru baklagiller, havuç, kuşburnu, domates, turunçgiller, maydanoz, yumurta, deniz ürünleri, taze sebze ve meyve tüketmek bu açığı kapatacaktır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.