Kabak çekirdeğine sığan sanat

Ferhat Edizkan, çizimlerinde sıra dışı bir teknik kullanan bir sanatçı. Çalışmaları genellikle portreler üzerinde şekilleniyor. Çizimlerini çoğu zaman 'monochrome' bir şekilde yani 'tek renkli' üretiyor. Onun tekniğine mikro resim deniyor. Zor bir işe soyunan sanatçı "Yaptığım çalışmaları ulaştıkları yerde köklenip büyüyecek ve ruhu besleyecek birer tohum olarak düşünmek heyecan verici" diyor. Sıra dışı tuvaller kullanan ressamla tekniği hakkında sohbet ettik.
- Resme nasıl merak sardınız, ressam olmaya nasıl karar verdiniz?
- Kendimi bildim bileli resim yaparım, özellikle çizgi roman okumayı ve oradaki çizimleri kopya etmeyi çok severdim, çok sosyal bir çocukluk geçirmemin yanında fırsat buldukça çizim yaptığımı hatırlıyorum. Anne ve babamın bu konuda çok yetenekli olmaları da bana resmi sevdiren etkenlerden biri oldu.
- Nerede eğitim aldınız?
- Galatasaray Lisesi'nde okuduğum için, resim yapmaya olan bütün bu ilgime rağmen, üniversite tercihim Galatasaray Üniversitesi oldu. Uluslararası ilişkiler bölümü okurken oraya ait olmadığımı yoğun bir şekilde hissetmeye başladım ve ikinci senemde içimdeki çağrıyı dinleyerek Mimar Sinan Üniversitesi resim bölümünde resim okumaya başladım. Bunun dışında, yurt dışından, resmin temelleriyle ilgili pek çok kitap getirtip okudum. İnternet üzerinden eğitimler satın aldım.
- Kabak çekirdeklerine resim yapma fikri nasıl oluştu?
- Sosyal medyada en sık karşılaştığım soru, hangi kalemi kullandığım. Bu sorular üzerine, kullanılan malzemenin bir araç olduğunu vurgulamak ve iyi resim yapabilmek için pahalı malzemelere ihtiyaç olmadığını göstermek için o an elimin altında olan en basit şeyle bir çizim yapmaya karar verdim. Masamda kabak çekirdeği vardı, bir tanesini alıp mürekkebe batırdım ve bir portre çizip videosunu Instagram'da paylaştım. Çekirdeğin mürekkeple uyumu hoşuma gitti ve onu bir çizim aracı değil de çizim yüzeyi olarak kullanmak istedim ve üzerine resim yapmaya başladım.
- Projenin adı Seeds of Art. İsmi nasıl kondu?
- Instagram'da bütün dünyadan takipçilerim olduğu için lisan olarak İngilizce kullanıyorum. Bu proje için ayrı bir hesap oluşturmaya karar verdiğimde aklıma gelen isim Seeds of Art oldu, Sanatın Tohumları. Yaptığım çalışmaları, ulaştıkları yerlerde köklenip büyüyecek ve ruhu besleyecek birer tohum olarak düşünmek heyecan verici.
RESİM TAKASI
- Instagram'da epeyce fazla sayıda takipçiniz var. Takipçilerinizle nasıl bir iletişiminiz var?
- Bir sene önce Instagram'da pa ylaştığım bir dakikalık eğitim videosu çok ilgi gördü, büyük sanat hesapları bu videoyu paylaşmaya başladı. Facebook'ta da paylaşıldı, bir hesapta 2 milyon izlendiğini gördüm. Bundan sonra takipçi sayısı hızla arttı. Video, insanların hesabıma bakmalarını sağladı ama takip etmelerini sağlayan şey sanırım, çizim yapmayı ne kadar çok sevdiğimi görmüş olmaları. Takipçilerimle harika bir ilişkim var; mesela çizdiğim hayali karaktere bir isim ve hikaye yazmalarını istediğimde, 175 tane müthiş hikaye geldi. Bunun dışında atölyemde beni ziyaret ediyorlar, dünyanın çeşitli yerlerinden çizerlerle resim takas ediyoruz, ayrıca takipçilerimin benim çizimlerimden yaptıkları kopya çalışmalarını görmek de çok güzel.
- Atölyenizde ders verdiğiniz öğrencilere öğrettiğiniz ilk şey nedir?
- İlk olarak, hayata farklı açılardan bakabilmeyi öğretmeye çalışıyorum, Bu çok kolay olmuyor çünkü kalıp düşüncelere o kadar maruz kalmış olarak geliyorlar ki; heyecanla, keşfederek, sorgulayarak, severek, değişerek bakmanın tadını bilmiyorlar. Bu heyecanı hissetmelerini sağlayabilirsem, resim yapmayı öğretmek çok kolay oluyor. Bakış açısını değiştirebilmek, her yaptığını severek yapmak, bedel ödemeyi bilmek, akıllı çalışmak, duyguları kontrol edebilmek, düştüğünde kalkabilmek, sistemli düşünebilmek, prensipler... Bu gibi değerler her türlü öğrenme ve uygulama sürecinde sahip olunması gereken temel değerler. Bu konularda da onlara yol göstermeye çalışıyorum.
ÖĞRENCİ HARÇLIĞIYLA SANAT ESERİ ALABİLMELİ
- Ulaşılabilir sanat diye bir kavramdan bahsediyorsunuz. Bununla kastınız nedir?
- Amaç insanların orijinal eserlere uygun fiyatlara ulaşabilmelerini sağlamak. Başka bir deyişle; sanatın, sadece çok parası olanların sahip olabildiği bir değer olmaktan çıkması ve herkes tarafından ulaşılabilir olması. Mesela, bir öğrencinin harçlığıyla sanat eseri satın alabilmesi, bunun tadına vararak koleksiyon yapmaya başlaması.