Ulusaldan uluslararasına nasıl geldik?

Türkiye'nin en eski film festivali olarak sinema dünyamızda bir ağırlığı var Antalya Film Festivali'nin. Bunun için çok önemseniyor. Yaşanan yapısal değişimlerin hep büyük tartışmalara neden olması da festivale verilen bu önemden kaynaklanıyor.
54 yaşına basan festival bu yıl bir yol ayrımında. Uluslararası bir festival olmak için en ciddi hamlesini yaptı ve Ulusal Yarışma kaldırıldı. Artık Antalya Film Festivali'nde tek bir yarışma var o da Uluslararası Yarışma.
Peki Antalya'da bugünlere nasıl geldik? Yani ulusaldan uluslararasına birden bire mi geçtik? Mazisi var bu işin. Her şey festivalin uluslararası sularda yüzme sevdasıyla başladı. 12 yıl önce 2005'te ilk hamle yapıldı. O yıl Antalya Film Festivali ile eş zamanlı düzenlenen Avrasya Film Festivali hayata geçirildi. Dört yıl sürdü Avrasya macerası. 2009'da yine yapısal bir değişikliğe gidildi. İki festival Antalya Film Festivali çatısı altında birleştirildi. Bu birleşme sonucunda da festivalin geleneksel Ulusal Yarışması ile birlikte uluslararası bir yarışması daha oldu. 2009'dan 2016'ya kadar Antalya, iki yarışmalı bir festival olarak yoluna devam etti. Bu yıl ise alınan kararla tek yarışma olarak yoluna devam edecek.
Bu yıl malum Ulusal Yarışma yok. Festival enerjisini ve gücünü tek yarışmaya vermek ve böylece uluslararası sularda daha iyi kulaç atmak için sadece Uluslararası Yarışma düzenliyor. Ama değişim yarışmayla sınırlı değil. Anladığımız çehresi de değişecek Antalya'nın...
Bugün başlayan ve Turkuvaz Medya Grubu'nun ana medya sponsoru olduğu festivalde nasıl bir değişim yaşanacak, açıklanan programdan yola çıkarak bakalım.
Uluslararası Yarışma'da ikisi Türk 10 film bulunuyor. Yarışmanın odak noktası ise mülteciler denilebilir.
Programa bakınca festivalin biri Türk diğeri Bosnalı iki yönetmenin filmografisine odaklandığı görülüyor. Bu yönetmenler, Türk sinemasının kurucu yönetmenlerinden Lütfü Akad ile Bosna sinemasının medarı iftiharların Dennis Tanovic. Festivalde Akad'ın Gelin, Vurun Kahpeye, Kanun Namına gibi klasiklerinin yanında Yaralı Kurt gibi kült filmi de gösterilecek. Tanovic'in ise Oscar'lı Tarafsız Bölge, Saraybosna'da Ölüm, Bir Hurdacının Hayatı, Güzel Bir Hayat Düşlerken filmleri programda var.
Yarışma filmlerinin galaları yıllardır AKM'de yapılırdı. Bu yıl, hava muhalefeti olmazsa, galalar Cam Piramid'in önüne kurulan, açıkhava sinemasında yapılacak.
Yarışma heyecanı akşamları yaşanacak. Çünkü Uluslararası Yarışma'daki filmlerin galaları saat 19.00 ve 21.15'te gerçekleşecek. Ertesi gün de AKM'de bir önceki gün galası yapılan filmlerin tekrar gösterimleri olacak.
Festivale gelen sinemacılar ustalık sınıfı olarak bilinen masterclass'larla Antalyalıların karşısına çıkacak. Ki programda bu etkinliklerin sayısı hayli fazla. Festivalin açılışına gelen oyuncular Christopher Walken ve Juliette Lewis, yönetmenler Danes Tanovic, Elia Suleiman ve Michel Franco birer masterclass düzenleyecek.
HAFTANIN FİLMLERİ
SOYGUN/GOOD TIME: Benny Safdie ve Josh Safdie'nin yönettiği ve Robert Pattinson, Jennifer Jason Leigh, Benny Safdie'nin oynadığı Soygun haftanın öne çıkan filmlerinden. Robert Pattinson'ın sürüklediği filmde birlikte giriştikleri bir soygunda kardeşi yakalanan Connie'nin onu kurtarmak için yaşadığı çetrefilli macera anlatılıyor.
UZAYDAN GELEN FIRTINA/GEOSTORM: Uzaydan bu sefer uzaylı değil fırtına geliyor! Ama kendiliğinden gelmiyor tabii. Küresel ölçekli doğal afetleri önlemek için kurulan sistem fırtına estiriyor! Dean Devlin'in yönettiği film afet filmlerini sevenlere hitap ediyor.
İLK ÖPÜCÜK: Çapkın bir adam gerçek aşka tutulunca ne yaşar? Murat Onbul'un yönettiği İlk Öpücük böyle bir adamın yaşadığı bir aşkı anlatıyor. Murat Yıldırım ile Özge Gürel de başrolde.