Giriş Tarihi: 28.10.2017

Yaşlılık kader değil biz seçiyoruz

Hayatı boyunca sigara ve alkol kullanmayan Sertab Erener, “Yaşlanmak kader değil, onu biz seçiyoruz” diyor. Nebahat Çehre ise “Sevdiğiniz insanlarla vakit geçirip terapi yapın” öğüdünde bulunuyor

Wellness, iyi yaş alma, sağlıklı yaşlanma konusu birçoğumuzun gündeminden düşmüyor. "Nasıl sağlıklı kalırız?" sorusu insan ömrü uzadıkça daha fazla aklımızı kurcalıyor.
Metabolizmayı hızlandırma, doğru beslenme, gıda takviyeleri alma gibi konulara eğiliyoruz. Ölene kadar genç kalma adına farklı farklı yöntemler deniyoruz. Detoks merkezlerine gidiyor, vegan besleniyor, meditasyon yapıyoruz.
Dünyanın farklı yerlerinde bu konuda konferanslar düzenleniyor, workshoplar yapılıyor. Geçen hafta içerisinde de Four Seasons Hotel'de Zubizu tarafından, Canan & İris Concept Events işbirliğiyle wellness etkinliği düzenlendi. Kardiyoloji uzmanı Demet Erciyes, ayurveda uzmanı Dr. Buğra Öktem, genetik ve biyokimya uzmanı Dr. Ümit Zeybek'in yanı sıra sanatçılar Nebahat Çehre ve Sertab Erener de etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. İşte konferanstan akılda kalan notlar...
Sertab Erener
Asla inek sütü içmiyorum

11 yaşında kolit hastalığına yakalanan Sertab Erener, "O zaman şimdiki aklım olsa 25-30 yıl süren bu hastalığı çok daha çabuk yenerdim" dedi. "Bağırsaklarım kanıyordu, içinde yaralar oluyordu. Çok ağrılı, sancılı, insanı hayattan alan bir süreç" diye anlattı hastalığını, "Ergensin patates kızartması yemek istiyorsun ama sonunda hastanelik oluyorsun. Kaçıp sucuk yiyordum ve yine sonu hastanede bitiyordu."
Kalın bağırsağı alınınca değişmek zorunda olduğunu anlamış. ABD'de bir yıl içerisinde üç ameliyat geçirmiş. İkinci ameliyatı tam sekiz saat sürmüş.
DEĞİŞİM BAŞLIYOR
Değişmeye karar verdikten sonra araştırmış, kitaplar okumuş. Çin'e, Tayland'a seyahatlere çıkmış, meditasyon yapmaya başlamış. "Yaşlılık kader değil biz seçiyoruz" diyen Erener sözlerini söyle sürdürdü: "Sigara içip kendimizi zehirlemeyi biz seçiyoruz. Haftada üç-dört gün spor yapıp o nabzı 140'lara çıkaracaksın. Stres çok önemli bir faktör. Ağabeyimle ben aynı evde büyüdük. O evdeki anne-baba tartışmalarından hiç etkilenmedi ama ben çok etkilendim. Bazıları mutsuz doğuyor ama mutluluğu seçmek elimizde. Günde beş dakikanızı meditasyona ayırın. Zihninizle karşı karşıya gelmeniz lazım."
Hayatı boyunca alkol ve sigara kullanmadığını söyleyen Erener'in bir başka aslası ise süt. "Süt kemikleri eriten asidik bir şey. İneklerin nasıl yetiştirildiğini anlatan bir sürü belgesel var. Gıda endüstrisinin bir oyunu olarak inek sütü lanse edilmiş bunca yıl. Ama yoğurt yiyorum, probiyotik özelliği var. Kendi yoğurdunuzu yapamıyorsanız, çok uzun raf ömrü olmayan ve cam kavanozda satılanları tercih edin" tavsiyesinde bulundu.
Nebahat Çehre
En iyi terapi dostlar

En son 10 yıl önce estetik operasyon geçirdiğini söyleyen Nebahat Çehre, abartılı dolgulara, yüz ifadesini bozan botokslara sıcak bakmasa da güzel yapılan estetiğe karşı olmadığını söyleyerek konuşmasına başladı. Güzel bir kadının tanımını yaparken de "Güzel kadın, etrafa güzel bakan, kafası çalışan, içi sevgi doludur" ifadesini kullandı. "Dostlarınızla, ailenizle, sevdiklerinizle vakit geçirin. Sevdiğiniz insanlarla olmak terapi gibidir" nasihatinde bulundu.
Salondaki Azerbaycanlı bir hayranı da "Azerbaycan'da güzel, kendine bakan kadınlara 'Nebahat gibi' diyoruz" yorumunu yaptı.
Dr. Buğra Öktem
160 yıl yaşayabiliriz

Etkinliğin en ilgi çekici konuşmalarından birini ayurveda uzmanı Dr. Buğra Öktem yaptı. İnsan vücudunun 160 yıl yaşamaya göre tasarlandığını belirten Öktem, "Organlara iyi bakmak lazım. Yaşam daha erken sona eriyorsa bu bizim sorunumuz" diyerek söze başladı.
Uyanınca metabolizmanın çok yavaş olduğunu belirten Öktem, "Sabah kalkınca ilk işi su ısıtıcısının düğmesine basın. Su ılık olunca durdurun, içine limon sıkıp için. Dişinizi fırçalamadan, dil temizliği yapmadan önce bunu için" dedi. Ağız çalkalamak içinse susam yağını önerdi. Susam yağının salgıları ve algıları faaliyete geçirdiğini söyledi. Her sabah yoğurtlu meyve yemenin yavaş yavaş kendimizi zehirlemek olduğuna dikkat çekti. Yoğurdun yapısı gereği çamur gibi olduğunu anlatan Öktem, "Meyveye bulanınca parçalanamaz ve pankreası çıldırtır, toksine dönüşür" dedi. Ayrıca "Diyabet olmak isteyenler akşam yemekten sonra meyve yesinler" diyerek uyarıda bulundu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.