Cumartesi 28.04.2018
Son Güncelleme: Cumartesi 28.04.2018

Canlı müzikte kadın gücü

İnsanları hemen avucunun içine alabilmek... Doğru şarkıları seçmek, gecenin gidişatını belirlemek... Sahne karizmasına sahip olmak... Kimi zaman küçücük sahnelerde şarkı söyleyebilmek... Tüm bunları başarabilen şarkıcılar var, üstelik çoğunluğu kadın

Gün içinde farklı olaylarla karşılaşmış, üzülmüş, sevinmiş bir grup insan. Tek beklentileri var. O da hayattan kopup eğlenmek, şarkılara eşlik etmek... Canlı müzik yapan kulüpler son birkaç yıldır hiç olmadığı kadar popüler. Angie, Hazine, Carbon, Gizli Kalsın, Martinez İstanbul gibi canlı müzik yapan ya da canlı müziğe yer veren mekanlar çoğalınca müziğin sesi de yükseldi. Ve bu mekanlar özellikle genç kadın şarkıcılara hem sahneye çıkma hem de isimlerini duyurma fırsatı verdi. Müziğin prensesleri kış sezonunda İstanbul'u fethettiler, sırada Çeşme ve Bodrum var... Onları yakından tanımaya ne dersiniz?
Aybüke Albere
Ses sistemi problemsizse en keyifli biziz

Aybüke Albere'nin 14 yaşında lise grubuyla başlayan sahne serüveni 19 yaşında Murat Boz'un vokalisti olmasıyla profesyonelliğe dönüşmüş. Stüdyolarda çalışmış, işin mutfağında da bulunmuş. Şu sıralar yoluna çocukluk arkadaşı Edis'le devam ediyor. Bir yandan da kendi single'ını hazırlıyor. Canlı performanslarında sevdiği şarkılarına yer veren Albere, "Şebnem Ferah, Sezen Aksu ve Özlem Tekin hayranlığımdan gelen başkaldıran, güçlü kadın temalı şarkılar en sevdiklerim" diyor. O da eşlik eden seyirciyi tercih ediyor: "Şarkıyı yaşayan ve eşlik eden seyirci, en sevdiğim. Göz göze gelip şarkıyı paylaşmak, o hisleri beraber yaşamak en güzeli, 'Oh be iyi ki bu işi yapıyorum' dedirtiyor." Küçük konser havasında geçen performanslar, ses sisteminin problemsiz olduğu, vizyonlu işletmecilerin mekanları Albere'nin favorileri.
Alya
90'lar deyince akan sular duruyor

Saatler geceyarısını gösterdiğinde sahneye müthiş bir enerjiyle çıkan ve inene kadar bu enerjiyi koruyan şarkıcılardan Alya. Müziğe 12 yaşında Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı'nda yan flüt eğitimiyle başlamış. Los Angeles Recording School'da Ses Mühendisliği ve Müzik Prodüktörlüğü okuyan ve Los Angeles'ta bir single çıkartan Alya, kariyerine Türkiye'de devam etmek istediği için dönüş yapmış. Repertuvarında 90'lı yılların şarkıları ağırlıkta. "90'lar deyince akan sular duruyor" diyor: "Her mekanın, bölgenin seyircisi farklı tatlardan hoşlanırken öyle ya da böyle herkesi bir şekilde 90'ların şarkılarını mırıldanırken buluyorum." Alya'nın yorumlamaktan en keyif aldığı şarkı Sertab Erener'in Yalnızlık Senfonisi. Kendisini dinlemeye gelenlerin hayattan kopup eğlenip mutlu olduklarını görmenin tarif edilemez bir his olduğunu söyleyen şarkıcı, en sevdiği anı "Mikrofonu uzattığımda benimle söyleyen seyircinin sesini duyduğum an paha biçilemez. 'İşte bu!' dedirtiyor bana" diyerek anlatıyor. Canlı müzik mekanlarının her hafta kendini yenileyen dinamiğini, seyirciyle iç içe olmayı seviyor. Tek şikayeti arkadaşları geldiğinde onlarla eğlenememek.
Deniz Sipahi
Sevdiğim çikolataları sahneye attı

Haftada ortalama dört gece sahneye çıkıyor, Deniz Sipahi. Müzik konusunda kendi kendini yetiştiren isimlerden. Üniversiteyi kazanıp İstanbul'a geldiğinde önce tek gitarla akustik performanslar gerçekleştirmiş sonra ekiple devam etmiş. Bir yandan da vokalistlik yapıp Burak Kut ve Ajda Pekkan gibi isimlerle çalışmış. Repertuvarını sevdiği şarkılardan oluşturan Sipahi bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Sevmediğim şarkıları söylemeyi pek beceremiyorum. İçinde kendimden bir şey bulamadığım şarkılar benim için zorlama oluyor ve müzik zorlamayla, duygusuzca yapılacak bir iş değil." Sipahi'ye göre şarkılara eşlik eden seyircinin tadı başka oluyor: "Bazen şarkıları bana söyletmeyecek kadar yüksek sesle bağıra çağıra söylüyorlar... Onları dinlemenin keyfi bambaşka." Sahnede başınıza ilginç bir olay geldi mi? diye soruyoruz, yanıt veriyor: "Bir dinleyicim en sevdiğim çikolataların hangileri olduğunu öğrenmiş. Hepsinden alıp teker teker sahneye atmıştı. Çok şaşırdım."
Bengü Beker
MFÖ'nün Sude'sini söylemeden olmaz

Özellikle son dönemde adını sık sık duyduğumuz isimlerden biri Bengü Beker. Profesyonel olarak sahneye ilk kez üniversite yıllarında çıkmış. "Müzik kendimi bildiğim ilk yaşlardan bu yana tüm geçmişime hakim" diyen Beker, önce Anadolu güzel sanatlar lisesi sonra da üniversitede viyolonsel, piyano ve şan eğitimine devam etmiş. "Kendi şarkılarınızı söylemiyorsanız, repertuvar bir yerde kimliğiniz oluyor" diyen Beker sözlerine şöyle devam ediyor: "Ben de sözüne, müzik kalitesine inandığım, samimiyet kurduğum şarkıları tercih ediyorum. Yani önceliğim, beni doğru yansıtmaları. Sonrası bunları doğru yerde doğru zamanda söylemeye kalıyor." Gece çalışmanın zor olduğu söylenir. Beker tam tersini savunuyor: "Genelde gece uykusu uyumamanın sağlıksız olduğu düşünülse de ben gündüz çalışan insanlara göre daha sağlıklı olduğumu düşünüyorum. Dünyanın ritmine ayak uydurmak zorunda kalmıyorum, birileri karar vermiyor neye ne kadar zaman ayıracağıma. Süper yani, tam bana göre." Peki kendisinden en çok istenen şarkılar hangileri? Yanıt veriyor: "İlk üç yapmak zor aslında...Ama MFÖ'nün Sude'sini söylememe hakkım yok mesela. (gülüyor) Asu Maralman'ın Bağrı Yanık Dostlara'sı çok seviliyor... Bir de Sezen Aksu-Bu Gece. Söylediğimde karşılıklı mest oluyoruz."
Seçil Akmirza
Tepkisiz seyirciyle nadiren karşılaştım

Performanslarında 70'ler, 80'ler ve 90'lar Türkçe popuna yer veren Seçil Akmirza, Fransızca, İspanyolca, İngilizce ve İtalyanca şarkılar da seslendiriyor. Dinleyicinin senelerdir duymadığı, unuttuğunu sandığı ama aslında ezbere bildiği parçaları hatırlatmayı seviyor. Beş yaşında konservatuvara giren ve sekiz yıl keman eğitimi alan Akmirza, 15 yıldır profesyonel olarak müzik yapıyor. Ayrıca iki yıl New York Lee Strasberg Institute'da oyunculuk ve müzikal tiyatro eğitimi de almış. Sesi, ilk kez dinleyenlere bile tanıdık geliyor çünkü Akmirza sıklıkla reklam müzikleri de seslendiriyor. Dinleyen, eşlik eden, dans eden seyirci onun favorisi. "Bu konuda kendimi şanslı görüyorum. Kariyerimde çok nadiren tepkisiz seyirciyle karşılaştım diyebilirim" diyor. Akmirza en çok seyirciyle göz göze gelebildiği sahnelerde şarkı söylemeyi seviyor.
Müjde Kızılkan
Sahnede başarının ölçütü alkış

Küçük yaşta piyano çalmayı öğrenen ve konservatuvarda opera/koro bölümünde eğitim gören Kızılkan, ilk kez sahneye Ankara'da çıkmış. İstanbullu seyircinin favori isimlerinden olan Kızılkan, repertuvarını kendi zevkine göre hazırlasa da listeye insanların ortak paydada buluştuğu şarkıları da eklemeyi unutmuyor. "Ben istediğimi söylerim gibi bir bencillik yapamazsınız" diyor. Kızılkan'a göre de 90'lı yılların şarkılarıyla çok eğleniliyor. Yeni dönemden istekler de geliyormuş elbette: "Aleyna Tilki'nin hakkını yemeyeyim şimdi. En çok talep onun şarkısına geliyor." Ama konu eğlenmek ve eğlendirmek ise Kızılkan'ın deyimiyle hemen Sezen Aksu, Tarkan, Mirkelam ve Athena'nın kapıları aralanıyor. Kızılkan en çok Şebnem Ferah şarkıları söylemeyi seviyor. Sahnedeki başarının ölçütünün alkış olduğunu söylüyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.