Cumartesi 12.05.2018
Son Güncelleme: Cumartesi 12.05.2018

Birlikte oynayarak öğreniyoruz

Mavi, oyuncu Esra Ronabar’ın biricik oğlu, 10 yaşında. Her anne gibi o da evladının üzerine titriyor, onu en iyi şekilde hayata hazırlamak istiyor. Bir oyuncu için tüm zamanını çocuğuna ayırmak zor. İmdada baba Barış Falay yetişiyor. Esra Ronabar anne olmanın ona başka insanları anlamak, onlara sabır göstermek için bir kapı açtığını söylüyor

Oyuncu Esra Ronabar ve eşi Barış Falay'ın oğlu Mavi Rüzgar'la, o üç yaşındayken tanışmıştım. Babasıyla birlikte ilk röportajlarını bana vermişlerdi. Falay, oğlunun hayatını nasıl değiştirdiğini anlatmıştı.
Ardından Mavi ve babasını bir reklam filminde gördüm. Epey büyümüştü. Geçen gün Mavi ile tekrar buluştuk. Bu kez Anneler Günü'nü bahane etmiştik.
Söz sırası Esra Ronabar'daydı.
Aradan geçen zamanda Mavi dokuz yaşında, yakışıklı, neredeyse annesinin boyuna ulaşmış bir çocuk olmuş. Sahilde tatlı bir kafede buluştuk. Ronabar ile oğlunun onun hayatında yarattığı dönüşümü konuştuk. Elbette bu güzel sohbete Mavi de katıldı.
- Annelik sizde neleri değiştirdi, dönüştürdü?
- Hem mesleğim hem de karakterim itibariyle empatisi yüksek biriyim. Ama anne olduktan sonra karşılaştığım herkesin birinin çocuğu olduğunu düşünerek konuşmaya başladım. Anne olmadan önce, karşılaştığım problemlerde, anlaşamadığım insanlarda, farklı fikirlerde olduğumda karşımdakini birinin çocuğu olarak düşünmezdim. O da bir prenses, o da bir prens, çok büyük zorluklarla yetişti, biri onun için çok büyük fedakarlıklar yaptı diye düşünmüyordum. Anne olduktan sonra herkesi zorluklarla yetişmiş ve fedakarlık ürünü bir çocuk olarak görmeye başladım. O yüzden anne olmak empati duygumu daha da arttırdı. Herkese de böyle bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsan, kişisel gelişiminden, kariyerinden, arkadaşlarınla olan ilişkinden, sosyal hayatından kısıp, bir insan yetiştirmeye çalışıyorsun.
- Kolay değil elbette bir insan yetiştirmek...
- Kimse kolay yetişmiyormuş. Anne olduğum ilk yıllarda sık sık annemi arayıp, "Anne özür dilerim, seni çok iyi anlıyorum artık, beni affet" diyordum. Bende çok şey değiştirdi annelik. Eskisi kadar çok kızamıyorum karşımdakine çünkü bir annesi var. Kızsam sanki annesinin hakkı kalır gibi geliyor. Tahammülümü çok arttırdı annelik. Mavi'nin doğumundan önce tahammülü daha az biriydim. Bir çocuğa hem sen bir bireysin deyip, bir yandan da onun çocuk olduğunu gözden kaçırmadan ona bir şeyler anlatmak, izah etmek çok büyük bir sabır. Çağımız çocuklarında bizden çok farklı bir algı var, 5N1K ile yaşıyorlar; ne, nasıl, niçin, nerede, ne zaman ve kim diye geziyorlar. Bu sorular onları birey yapıyor ve biz onların bu soruları sormalarına izin veriyoruz. Onlar da birey oluyorlar ama onlar hâlâ çocuk. Tüm bu sorulara cevap vermek için zaman ayırmak gerekiyor, tahammülünüzün yüksek olması gerekiyor. Haliyle sabırlı ve empatisi yüksek biri haline dönüşüyorsunuz.

- Oğlunuzla nasıl bir ilişkiniz var?
- Benim için eğlenceli bir ilişki. Arkadaş olduğumuz her an çok eğlenceli. Ama ebeveynlik kısmı zor. Mavi'nin arkadaşı olmak çok eğlenceli. Sorumluluklar söz konusu olduğunda, anne olmak zor. Çünkü ben kendi kararlarını alabilen, özgür, dünyayla barışık bir birey yetiştirmek istiyorum, bu da emek istiyor. Sorduğu soruya, "Böyle bu, ben bilirim, çocuklar bunları konuşmaz" diye kestirip cevap vermek kolay. Ama özgür düşünceli olsun, kendi ayakları üstünde dursun, davranışlarının sorumluluklarını alsın diyorsak, ilk önce o davranışlarını özgürce sergileyeceği bir ortam yaratmam gerekiyor. Sonra bunun sonuçlarını ona göstermem gerekiyor. Ama Mavi ile oyun oynadığımızda eşit olduğumuzu hissediyorum. Eşitlik güzel bir şey. Oyun herkesi çok geliştirir çocukları ayrı bir geliştirir.
- Bir sanatçısınız, yaptığınız işin oğlunuzla ilişkinize bir katkısı var mı?
- Ankara'da okurken, çocuklarla drama çalışırdım. Biz yetişkinler oyun oynamayı bıraktığımız için eğlenemiyoruz. Büyürsen oyun oynayamazsın diye bir kodlama içindeyiz. Oyun öyle bir şey ki, kendimizden çıkıp bir çember oluşturursunuz, orada özgürsünüz, istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Haksızlığa uğradığınızda ağlayabilirsiniz, bağırabilirsiniz. Normal yaşantınızda 40 yaşında bir kadın olarak bunu bir ofiste yapamazsınız. Ama oyunda yaparsınız. Çok gülüp, eğlenebilirsiniz. Aynı şey şu anda futbol taraftarlığında var. O yüzden insanlar tutkuyla futbol izliyor. Çünkü taraftarken, bağırıp çağırabiliyorsunuz, çok sevinebiliyorsunuz. Tüm bunlar aslında normal yaşantımızın izdüşümleri. Yetişkinler oyun oynayabilseydi dünya daha güzel bir yer olurdu. Özetle mesleğimin yararını hayatımın her alanında görüyorum. Özellikle de oğlumla ilişkimde. Yeni oyunlar yaratıyoruz, karakterlerimizi oluşturuyoruz, onları seslendiriyoruz. Bu demek değil ki, oyuncu olmayan anneler bunu yapamaz. Herkes yapabilir bunu.
- Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, o kısıtlı zamanda oğlunuzla ilgilenebiliyor musunuz?
- Çok yoğun çalışıyorum, hem dizi devam ediyor, hem de tiyatro. Bu yıl oğluma dair tüm sorumluluklar eşime kaldı. Geçtiğimiz senelerde bendeydi sorumluluk. Çünkü dizi sektörü yoğun çalışmayı gerektiriyor. Bu yıl istediğim kadar Mavi'yle ilgilenemediğimi itiraf ediyorum. Elbette uzaktan takip ediyorum, yediği içtiği, sağlığı, dersi... Tüm boş zamanlarımı da ona ayırıyorum.
- Mavi Falay: Kendine haksızlık etme, geçtiğimiz yıllarda hep ilgilendin benimle.

- Eşiniz Barış Falay'la aynı zamanlarda rol kabul etmemeyi organize ediyor musunuz? Yoksa tesadüfen mi ilerliyor durum?
- Bunu gözetmeye çalışıyoruz ama her şey bizim elimizde de değil. Açıkçası oğlumun gelişiminin ilk 10 yılını çok önemsiyordum. Hem karakter gelişimi, hem de ruhsal gelişimi açısından bu çok önemli. Şu an dokuz yaşında ve bu zamana kadar iyi idare ettiğimiz düşünüyorum. 10 yıldan sonra artık bir birey. İlk 10 yılda ona davranışlarının sorumluluğunu almayı, temel ahlaki değerleri öğretemediysem, bu saatten sonra öğretebileceğimi düşünmüyorum. Yani topluma bir birey hazırlıyorum. Şimdilik bu konuda fena gitmiyoruz. Mavi'nin her an yanında olamam. Bensiz zamanlarda hayatı gözlemlemesi gerekiyor. Bensiz zamanlarda yanlışlar yapması gerekiyor. Hayat doğrulardan oluşmuyor. Bir anne babadan daha çok hayat şekillendiriyor insanı. Benim görevim ona temel ahlaki nosyonları vermek, bundan sonra nasıl bir insan olacağı onun tekamülü ile ilgili. 10 yaş sonrası için daha az endişe ediyorum. Bensiz kaldığı zamanlar çok, Barış'ın da olmadığı zamanlar var.
- Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Hayatımda çok özel bir zamandayım. Ve bunu yeni kavradım. Çünkü çocuğum, annem hayatta, hem de ebeveynim. Bu çok normal geliyor ama çok özel bir durum. İnsan bir şeyi kaybetmediğinde her şey normal gelir ya... Kaybedince değerini anlıyorsun. Mesela ben sağlığımı kaybettim, kazandım ve değerini anladım. Anne ve babamın hayatta olup, çocuğunun olması yani iki kimliğinin olması çok güzel bir his. Anne babasını kaybetmişler için Anneler Günü çok zor. Hiçbir annenin hakkı ödenmez. Anneler Günü'nü en çok çocukları için mücadele eden, savaşın ortasında olup zaruri ihtiyaçları karşılanmayan ama anneliğinden vazgeçmeyen tüm anneler hak ediyor.
OKULDA SIRTIM YERE GELMİYOR
- Annenizle ilişkiniz nasıl? O size oğlunuzla ilişkiniz için akıl verir mi?
- Annem ve oğlum benim idolüm. İkisinden de çok şey öğrendim. Mavi bir yaşındayken çok üzülüyordum, bir yandan tiyatro, bir yandan dizi... Biz de annemi çok görmezdik, bankacıydı ve yoğun çalışıyordu. Annem o süreçte beni aradı ve dedi ki; "Oğlun bir yaşında, beş yaşında, 10 yaşında senin onun yanında olmadığın anları hatırlamayacak. Ama hayatta önemli dönüm noktaları var, onları kaçırmaman gerekiyor. Mesela önemli kararların arifesinde. Eğer sen kendini var etmezsen ileride gurur duyabileceği bir annesi olmaz. "Bu konuşma beni rahatlattı. Benim de bir hayatım var, ileride gurur duyabileceği bir annesi olabilmesi için hayatla hemhal oluyorum.
- Mavi Falay: Bir şey rica edeceğim sizden, lütfen bana da soru sorun... (gülüşmeler). Bir anne sürekli çocuğunun yanında olursa orada sorun çıkar. Bir köpeği zincire bağlamak gibi. O zincir açıldığında köpek şöyle bir duyguya girebilir, "Eyvah zincir çıktı, bana biri bir şey yapar mı?" duygusuna girer. Annelerin sürekli çocuklarının yanında olmasına gerek yok bence.

- Tabii ki sorarım. Peki Mavi, sen annenle ilişkini biraz anlatır mısın?
- M. F:
Ben mutluyum. Birazcık fazla çalışıyor ama işi gereği çalışmalı. O hediyeleri istiyorum (gülümsüyor). Annem oyunculuğu seviyor ve onun mutlu olması beni de mutlu ediyor. Bazen içimde şöyle bir his uyanıyor, iyi ki çalışıyor, çalışmayan anneler de var elbette ama ben annemin de babamın da çalışmasını seviyorum. Akşamları annemle telefonla konuşuyoruz.
- En çok ne yaparken eğleniyorsun annenle?
- M.F:
Oyun oynarken. Bazen annemin anne olması gerekiyor ama bazı anneler şöyle, "Otur, yoğun eğitim, sıfır televizyon, kitap oku!" Böyle durumlarda çocukların devreleri yanıyor. O yüzden kendi annemle ilişkim iyi geliyor. Kendi çocukluğunuzu hatırlayın. Hep disipline zorlayan bir anne size de sıkıcı gelir.
- Babanla mı daha iyi oynarsınız annenle mi?
- M.F:
Playstation'da babamla, diğer oyunlarda annemle.
- Anne babanın oyuncu olması keyifli bir şey mi?
- M.F:
Kesinlikle evet. Okulda sırtım yere gelmiyor (gülüyoruz). Onlar sayesinde popülerim.
- Ne olmak istiyorsun ileride?
- M.F:
Oyuncu olmak istiyorum. Ama sektör kötü, çocuklar için güzel işler yapılmıyor.
- Siz ne düşünüyorsunuz oğlunuzun oyucu olmasıyla ilgili?
- Esra Ronabar:
Eğer mutlu olacaksa tabii ki. Ben hep onun annesiyim. Ne olursa olsun ona olan, sevgim, ilgim, aşkım azalmayacak.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.