Şehirde üç yabancı

Biri Lübnan, diğeri İspanyol ve üçüncüsü İtalyan... Üçü de çok şık, üçü de çok yeni ve üçü de lezzetli. Konumuz elbette gastronomi. Bu ay içerisinde İstanbul'da açılan üç yeni restoran şehrin en merak edilenleri arasında. O halde bir kıyaslama yapmak şart. Ne yenir, ne içilir, ne giyilip gidilir bir bakalım.
Lübnan'da meze çok
Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi üzerinde altın varaklar, şaşalı masalar hemen dikkat çekiyor. "Bu bina var mıydı, daha önce burada ne vardı?" diye düşünüyorsunuz önünden geçerken. Oysa bina yeni. İçerisi de Lübnan restoranı. Adı L'Orient İstanbul. Dekorasyonu biraz abartılı. Duvarlarda altın varaklar falan. Ama kısa sürede popüler olmuş. Pazartesi akşamı gidiyorum. Masalar neredeyse dolu. Bir tarafta Ankaralı bir kadın grubu, diğer tarafta genç bir çift. Çok yakında alt kata da bistro açacaklarmış. Orası daha doğal malzemelerin kullanıldığı rahat bir yer olacak. Aralık ayı içinde de bistro kısmı tamamlanacak.
NE YEMELİ?
Humus, keşkek, kebbe gibi pek çok meze seçeneği var. Zaten Lübnan mutfağında başrolde meze var. Ama şahsen Firik pilavı üzerinde servis edilen kuzu inciği tek geçerim. 'Lübnan Yemekleri' bölümünde bulunan siyah risotto üzerinde kızarmış taze çipura ruloları da lezzetli. Ah bir de menüde 'çipura'yı keşke doğru yazsalar. Tatlılardan da ev yapımı karamel soslu çıtır kadayıf enfes. Tatlı fiyatları 36-41 TL, ana yemekler 52-72 TL arasında değişiyor.
Bu İtalyan çok konuşulacak
Mayadrom AVM bir dönem fırtına gibi eserdi. Pazar öğlen Cüneyt Kurt'un Bistro'sunda yemek yemek, ardından yatak olan koltuklara sahip sinemada film izlemek pek popülerdi. Dönemin en hareketli yeriydi. Uzun yıllardır ses, seda çıkmıyordu. Bir tek içerideki Starbucks hareketliydi. Şimdi yanına Loggia isimli yeni bir İtalyan restoranı açıldı. İlk gittiğim akşam Neşet Yalçın, Haldun Üstünel gibi isimlerden oluşan kalabalık bir masa trüflü menüyü deniyordu. Kısa sürede dikkat çekmiş anlayacağınız ve kulaktan kulağa popüler olmuş bile.
NE YEMELİ?
Başlangıçlarda pancarlı mücver, bademli tavuk gibi lezzetler var. Dört peynirli pizzası, enginarlı ve karidesli risottosu iddialı. Sakızlı levreği ise hem formuna dikkat edenler hem de lezzetli bir şeyler yemek isteyenler için doğru seçenek. Tatlılardan da fıstıklı sufleyi deneyin derim. Tatlı fiyatları 25 TL. Ana yemekler 49-79 TL arasında değişiyor.
İspanyol lezzetler tuttu
La Vina
Ünlü İngiliz şef Tom Aikins'ın Tom's Kitchen'ı Zorlu AVM'de ilk açıldığında farklı illerden sırf şefin restoranında yemek yemek için gelenler olurdu. Selfie çekip giderlerdi tıpkı Jamie Oliver'ın Jamies Italian restoranında olduğu gibi. Maalesef ikisi de tutunamadı ve kapandı. Jamies Italian'ın yeri Vakko Brasserie oldu. Tom's Kitchen da yerini bir İspanyol'a, La Vina'ya bıraktı. Açıldığından beri en çok merak edilen yerlerin başında geliyordu mekan. Ama kısa sürede oturdu. "Bu kez tuttu" diyebiliriz.
NE YEMELİ?
Mekanın en iddialı lezzeti, baharatlı etli patates dolması. (50 TL) Katalan usulü lüfer ızgara da denenebilir. Pek çok tapas seçeneği var menüde. Paella'lar da başarılı. Ama enginarlı siyah mürekkepli pilav yapış yapıştı.
Geçen hafta aklımda kalanlar...
- Nişantaşı'nın en sevdiğim mekanlarından Milano Gourmet yeni menüye geçmiş. Avuç içinde dövülerek hazırlanan Sicilya usulü dövülmüş bonfile ve ılık servis edilen kaya levreği carpaccio'nun tadı hâlâ damağımda. - İki Michelin yıldızına sahip ünlü İtalyan şef Andrea Costantini iki gün boyunca Galvin'e özel menü hazırladı. Kereviz püresi ve siyah trüfle servis edilen dana yanağı bir daha yiyebilmek için İtalya'ya gitmeye değer