Cumartesi 16.02.2019
Son Güncelleme: Cumartesi 16.02.2019

4 yaşında kanser teşhisi konulmuştu şimdi dünyayı geziyor...

Dört yaşında kanser teşhisi konulan şimdi 24 yaşında olan Emin Can Hoşkan’ın hikayesi umut veriyor: “Kanseri yendim. Önümde uzun bir ömür var. Dünyayı dolaşıyorum. Profesyonel kürekçiyim. Şimdilerde iş hayatına atılmış genç bir mühendisim”

Dünya genelinde yılda 300 bin çocuk Türkiye'de ise yaklaşık üç bin 500 çocuk ilk teşhisini alarak kansere karşı mücadeleye başlıyor. Bu o kadar büyük bir mücadele ki tüm dünyada bu konuya dikkat çeken bir gün bile var: 15 Şubat Çocukluk Çağı Kanser Günü. Biz de bugün herkesin dikkatini kanserle mücadele eden çocuklarımıza ve onların ailelerine çekmek istiyoruz. Ama asıl bu zorlu sürecin ardından gelen güzel günleri anlatacağız size. Henüz dört yaşında iken ALL tanısı konan Emin Can Hoşkan'ın 24 yaşında, genç bir mühendis olarak anlattığı umut dolu hikayesi hastane odasında bekleyen tüm çocuklarımız ve ailelerine destek olsun. Emin Can o günlere dair ilk hatırladıklarını şöyle anlatıyor: "Dört yaş pek hatırlanabilir bir yaş değil ama yaşanılan olay travmatik olduğu için bazı anılar hep aklınızda kalıyor. Size özel ilgi gösterilmesi, diğer çocuklardan farklı olduğunuzu anlamanız, fakat yaşınızın verdiği naiflikten bu duruma anlam verememeniz çok düşündürücü oluyor. 'Neden diğerleri gibi özgürce parklara gidemiyorum? Neden sürekli hastanedeyiz?' diyorsunuz. Bir hastalık var ama ciddiyetini kavrayamıyorsunuz, etraf üzgün ama size belli etmemeye çalışıyor. Siz ne kadar çocuğa belli etmeseniz de şunu hiç unutmayın ki çocuk anlar, hisseder. O zamanlara dair hatırladığım ise kısaca sevimsiz hastane koridorları birçok ilaç-tedavi ve bir çocuk olarak yapmak isteyip de yapamadıklarımız..."


FENERBAHÇE BANA İYİ GELDİ
O durumda size iyi gelecek tek şey herkesin size "normal" davranması. Durum çok ciddi ve üzücü de olsa çocuğa bunu hissettirmeniz onun daha çok korkmasına ve en önemli şey olan moralinin düşmesine neden olacak. Bana en iyi gelen şey ailenin desteğinin yanı sıra beni ve oradaki arkadaşlarımı ziyarete gelen Fenerbahçe Futbol takımı idi. Hatta orada dönemin ünlü kalecisi Rüştü Reçber ile yakın bir dostluğumuz başlamış, bana imzalı forma ve eldivenlerini verdikten sonra Samandıra Tesisleri'nde bir antrenmana davet etmişti. Orada da benimle çok ilgilenmiş, futbol oynamıştı. Hastalık sürecindeki yoğun tedavileri, yorgunlukları ve zorlukları ailemin desteği ve KAÇUV Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı İnci Yıldız Hocamın büyük çabaları ile atlattım. Hastalığı fiziken ben taşıyor olsam da tedavide hastalıkla hep beraber savaştık ve onu yendik. Aklım ermeye başladıkça önümde çok güzel şeyler yapmak, başarmak için uzun bir ömür olduğunu anladım. Bunu gerçekten hak etmiştim ve buna göre yaşadım. Küçük yaşta hastanede olduğumdan için edinemediğim arkadaşlıkları fazlasıyla yerine koydum. Yapamadığım her şeyi yaptım, özgürce dolaşamadığım zamanların acısını da tek başıma tüm Avrupa'yı gezerek çıkardım.


BU HASTALIK GEÇİYOR
12-19 yaşları arasında yedi yıl boyunca yine Fenerbahçe Kürek Takımı'nda profesyonel olarak kürek çektim ve sayısız başarı yaşadım. Okul dönemlerimde, öğrenci temsilciliği gibi birçok görev aldım. Şu an ise Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği mezunu olarak iş hayatına atıldım. Bunu okuyan ve geçtiğim süreçten geçen arkadaşlarım hem de onların aileleri bilsinler ki bu hastalık geçiyor, iyileşiliyor. Bunun bir örneği olarak birazcık bile umut olabiliyorsam ne mutlu bana."


OYUN BENİM İLACIM
KAÇUV Kurucu Başkanı Prof. Dr. İnci Öztürk Yıldız: "Maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlamaya yardımcı olurken bir yandan da kanser ile mücadelede önemli bir gereksinim olan psikolojik destek ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamının yaratılması için çalışıyoruz. Umut Kafe'den Aile Evi'ne birçok projeyle daha çok çocuğa ve ailesine umut oluyoruz. Şu anda ikincisi için çalışmaların sürdüğü Aile Evi, ihtiyaç sahibi olan kanserli çocuk ve ailelerine tedavi sırasında hiçbir ücret ödemeksizin konaklama, gıda, temizlik, sosyal alanlar, mutfak, kısmi giyim, eğitim ve psiko-sosyal destek sağlıyor. Umut Kafe ise İstanbul'un çeşitli noktalarında çay, kahve ve atıştırmalık servisi yaparak, çocuklarının tedavileri için şehir dışından gelmek zorunda kalan ve bu nedenle mevcut işlerini kaybeden ebeveynlere hem yiyecek-içecek üretiminden hem de servisinden olmak üzere gelir kaynağı yaratıyor. Faaliyetlerimiz ağırlıklı olarak İstanbul'da gerçekleşiyor. Ancak aynı zamanda İzmir, Bursa ve Zonguldak'taki hastanelerde de faaliyetler yürütüyoruz. Örneğin İzmir'de oyun odaları kurduk. Burada gönüllülerimiz hastanelerde çocuklarla buluşarak "Oyun Benim İlacım" projemizi uyguluyor ve etkinlikler gerçekleştiriyor. Bursa'da her ay uzman psikologlarımız psiko-eğitimler gerçekleştiriyor. Gönüllülerimizin desteğiyle doğum günü kutlamaları yapıyor, ailelere "Umutlu Kutular"ımızı ulaştırıyoruz. Zonguldak ise yeni sahamız. Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde gönüllülerimiz çocuklarla yine "Oyun Benim İlacım" projesinin içeriklerini uyguluyor."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.